Prof. Dr. Yusuf Dinç, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünden doktora derecesini aldı. Duke Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve Trakya Üniversitesi’nde akademik görev yaptı. Jeoekonomi, jeofinans, İslami ekonomisi, finans, bankacılık, sigortacılık ve gölge bankacılık gibi konular araştırma alanı olup çok sayıda kitap, makale ve yayını bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Örgütü ve birçok ulusal ve uluslararası kurumla finans alanında ulusal, uluslararası ve uluslarüstü projelerin yürütücülüğünü gerçekleştirmiştir. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyeliği, Borsa İstanbul Grubu Merkezi Kayıt Kuruluşu yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Dinç, halen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi öğretim üyesidir. İslam Kalkınma Bankası Enstitüsü Smart Economy Lab ödülü sahibidir. Evli ve iki kız babasıdır, İngilizce bilmektedir.
Neden Türkiye’de önemli kararlar saat 6’dan sonra açıklanır? Peki, neden kritik kararlar için cuma akşamları beklenir? Cevap basit; sindirilmişlikten. Sindiren kim sorusunun cevabı da açık ve net; finans.
Piyasa kapalıyken karar almak esas oldu ülkede. Bu travma, Türkiye’nin finansla disipline edilmesinin bir sonucu.
İstanbul Üniversitesi dahi diploma kararını saat 6’dan sonra verdi. Yahu işte uzun sürmüştür toplantı diye izah getirmenin lüzumu var mı?
KKM mesela gündüz açıklansaydı da millete döviz bozdurmak için fırsat verilseydi alkışı da başarısı da daha başka olabilirdi.
Bugün piyasada olmak kendi paranla devletine operasyon çektirmek demek.
Piyasayı devlet regüle eder. Fakat liberal ekonomilerde piyasa da devleti regüle eder. Sektörleri regüle eder. Kayıtdışılığı regüle eder falan falan.
Devlet de bu yüzden sindi. Kararlarını en azından saat kısıtıyla özgür alamaz duruma düştü. Piyasanın kurşunu, topu, tüfeği, bazukası bitimsiz sandı. Dünyanın en borçsuz ülkelerinden olduğu halde zavallı parametreleri olan ekonomilerin vatandaşı olan analistlerden nasihat dinledi. Devletinin değil, sermayenin yanında saf tutan alan uzmanlarına şirinlik göstermeyi iş sandı.
Özellikle eylülden bu yana bu minvalde uyarılar yaptım, devlet-piyasa-toplum-çatışma ilişkisini bu köşeden tartıştım. Cumhuriyet ve çatışan güçler dinamiklerini işledim.
Bu çerçeveye Halk Partisi düşüncesinden bakılsa; sermaye yolsuzluk operasyonlarının önünü açtı denmesi gerekir. Halk Partisi düşüncesinden öyle de dendi. Biraz dolaylı yoldan... Halk Partisi hukuk referansı yerine sonuçta her şeyi koyabilir. Toplumun genel karakterini baskı altında tutmak ve hukuki imtiyaz temin etmekten başka talepleri yok.
Diğer taraftan seçmenini varsıl ve elit kitle olarak kodlayıp Cumhuriyet’in bir diğer taahhüdü olan orta sınıf oluşturup büyütme idealini reddetti.
Böyle yaparak kurucu partinin temel iddiası adına çok ama çok çelişkili bir hal oluşturdu. Halk Partisi, Cumhuriyet’ten koptu. Cumhuriyet’in sektörel ve sektör içi çatışmadan refah çıkarma vaadini terk etti. Türk tipi cumhuriyet gereği Avrupa tipi cumhuriyete göre farklı veya eksik olan toplumsal sınıfı (elitler) oluşturup sınıf çatışmasını önerdi. Yakın tarih boyunca ortaya çıkan tüm toplumsal çatışmaların düşünsel kaynağının neresi olduğunu da böylece göz önüne serdi.
Şimdi Halk Partisi’nin, OWS’den farklı olarak piyasayı hedefe koymamasının bağlamdaki yerini izah edeyim.
Halk Partisi, stratejisini somutlaştırmak için piyasaya bel bağlıyor. Tavrının karşılığını ekonomik göstergelerden elde etmeyi umuyor, edecek. Hep böyle oldu. Piyasa oldum olası Halk Partisi’nin emellerine ulaşmasında kaldıraç olarak kullanıldı. Piyasa bozuldukça hükümetler elitlere teslim oldu.
Hukuk süreci devam eden bir yolsuzluk davasından elitist kalkışmaya işte böyle varıldı. Piyasa etkisine güvenilerek…
Türkiye istediği kadar saat altıyı beklesin, istediği kadar cuma akşamını gözlesin, operasyon çekecek olanlar piyasa apaçıkken çekmeye devam edecek. Üstünlüklerini bu yolla dayatmayı sürdürecek. Piyasa aklı kullanılmadığı müddetçe…
Toplumun değil ama sermayenin kendi kitlesine üstünlük sağlayacağını biliyor. Piyasayı sadece hükümetin değil, sermayenin da aleyhine kullanıyor. İkisini de zayıf düşürüp eline alma stratejisi uyguluyor. Fark edemediği bir gerçek var yalnız; Cumhuriyet’in mahsulü olan sermaye çevresine dair toplumun mutabakatına dahil olmuş oluyor. Bu gerçek nedeniyle stratejisi çalışmayacaktır. Ve yüzyıl boyunca kendi ortaya çıkardığı sermayedara karşı tavrı, kitlesini elit olarak kodlaması Halk Partisi’nin ayağına dolanacaktır.
Ama olsun. Yazın hayatım boyunca anlatmaya çalıştığım iktisadi ve içtimai gerçekleri somutlaştırmıştır.
İşte devlet, işte devleti adaletin aygıtı değil, kendilerine imtiyaz sağlamanın aygıtı görenler.
Sorun belli, kaynağı belli, kaldıracı da belli… Halk Partisi geçtiğimiz pazarla beraber siyaset-dışı son oyununu oynadı. Hâlâ görülüp finansal kesim yönetilemeyecekse cuma günü saat altılarını daha çok bekler bu millet.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.