Yeni Şafak

Cari açık Suriye’de bitecek

01:0017/12/2024, Salı
G: 17/12/2024, Salı
Yusuf Dinç

Türkiye’nin cari açık sorunu 28 Şubatçıların ve hortumlattıkları bankaların bir sonucudur. Aşağıdaki grafikte bu durumu gözlemleyebilirsiniz. 2001’den önce Türkiye’nin cari açık diye bir sorunu yoktur. Belki de hiç olmayacaktır. Ne zamanki 19 banka hortumlanmış ve 60 ila 70 milyar dolar olduğu hesaplanan kaynak yok edilmiştir cari açık da Türkiye’nin kırılganlık hikayesi haline gelmiştir. Ne var ki Türkiye büyük bir travma yaşadı. Cari açık ile 28 Şubat ilişkisini de bu yüzden göremedi. Görse de

Türkiye’nin cari açık sorunu 28 Şubatçıların ve hortumlattıkları bankaların bir sonucudur. Aşağıdaki grafikte bu durumu gözlemleyebilirsiniz. 2001’den önce Türkiye’nin cari açık diye bir sorunu yoktur. Belki de hiç olmayacaktır. Ne zamanki 19 banka hortumlanmış ve 60 ila 70 milyar dolar olduğu hesaplanan kaynak yok edilmiştir cari açık da Türkiye’nin kırılganlık hikayesi haline gelmiştir.


Ne var ki Türkiye büyük bir travma yaşadı. Cari açık ile 28 Şubat ilişkisini de bu yüzden göremedi. Görse de söyleyemedi. Hala da travmayı tam atlatmış değil. Hala Türkiye’de cümle kurulurken zihinlerdeki travma, Baasçı 28 Şubatçılar ve onların siyasal batıcı uzantıları ne der, diye kendine ket vuruyordur. Kolay değil tabii. 17 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp asan aynı silsiledeki bir hasta ruhla yaşadı memleket yıllarca.


Türk toplumu bu travmadan artık çıkmalı. Çünkü 28 Şubatçıları ve onların borazanlarını diri tutan cari açık artık bitiyor. Yani 28 Şubat’ın ekonomik travması kapanıyor.


Emin olun ki 28 Şubatçılar da irili ufaklı diğer darbeciler de onların her sektördeki borazanları da varlığını kendilerinin neden olduğu cari açığa borçludur. IMF’e borç bitirildikten sonra tek dayanakları işte bu kalmıştı.

Türkiye cari açığı ve ondan beslenen zararlıları ebeden tasfiye etmek için bir girişim yapmıştı aslında. 2011’den itibaren yapısal iyileştirmelerle sürekli olarak cari açığını düşürmüş ve fazla verdiği yılda yatırım ortamını canlandırmayı istemişti. Grafiği de bu yüzden paylaştım. 28 Şubat’ın etkisini de iyi anlaşılması gereken 2011’den sonraki gelişimi de okla gösterdim.


Türkiye Ekonomi Modeli alelade bir zamanlamayla başlamamıştı, diye düşünüyorum. Grafiğe bakınca on yıllık bir programın sonucu olduğunu görüyorum. Neden anlatılamadı, gene aynı çevrelerin attığı gollere neden bakılakaldı hala bilmiyorum.


Cari açık da Türkiye Ekonomi Modeli döneminde büyümüş gibi göründü. Arıziydi aslında. Şimdi düşürüldüğünü söylemek doğru olmaz. Zaten düşürülmüştü.


Ama öyle anlıyorum ki bugün Türkiye için cari açığı bitirecek ve ondan beslenenleri kederlere sevk edecek yeni bir fırsat var.


Terörsüz ve komşularının ambargosuz olduğu bir ortam başlıyor.

Evvela şunu söyleyeyim Türkiye dış ticarette şimdiden itibaren rekorlar kıracak. Suriye, Türkiye’nin yeniden ilk üç dış ticaret partneri arasına girecek. Milyarlarca dolarlık ticaret kaybı böylece telafi edilecek. Tekstil gibi emek yoğun sektörlerde Türkiye ile Suriye arasında yapılacak işbirlikleriyle Türkiye dünyada rekabetçi gücünü yeniden kazanabilecek. Bir taraftan da kendinde geliştireceği yüksek katma değerli işlerle denklemi tümden değiştirecek.


Diğer taraftan Ticaret Bakanı Bolat İran ile dış ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarmaya dönük ikili anlaşmalar imzaladı. İran’dan ambargolar kalkar mı, bilmiyorum ama Türkiye’nin burada da ciddi bir planı var gibi görünüyor. Eğer ambargolar kalkarsa İran ile dış ticaret senaryosu bambaşka bir hikâye olur.


Kuzey cephesinde ise Trump göreve gelince taahhüt ettiği gibi Ukrayna’daki savaşı bitirirse Ukrayna ile ticaret hacmimiz büyüyecek. Evvelki hacimlere ulaşmak belki zaman alacak ama Ukrayna’nın yeniden imarında Türkiye’nin ciddi pay alacağı öngörülebilir. Asıl hikâye ise savaş biter de Rusya üzerindeki ambargolar kalkarsa yazılır.


Rusya ile ticaret potansiyelini gerçekleştirebilmek dış ticaret dengesinin tutturulmasında belirleyici olacaktır. Bu şartlarda sermaye akışı da Türkiye’ye doğru yönlenecektir.


Türkiye’nin cari açıktan beslenen Baasçılarına komşu ülkelerdeki istikrarsızlık yeterince destek oldu. Ama artık yeter. Bir devrim başlıyor.


Ben devrimi ekonomik geri planından yorumluyorum. Hayli de yardımcı olabileceğine inanıyorum. Ama devrin ve paradigmanın değişimini Milli Eğitim Bakanı Tekin açıktan söylüyor. Şöyle ifade etmiş; “eğitimde yarışma anlayışını reddederek, işbirliği ve dayanışmayı merkeze alıyoruz.” Bu anti-kapitalist bir duruştur ve tüm takdirleri hak eder.

Ve bu antikapitalist duruş aslında siyasal batıcılar tarafından kullanılan cari açığın da başka malzemelerin de sonunun geldiğinin tek cümlelik özetidir.

#Ekonomi
#cari açık
#Suriye
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxb7oegFOf-NRB3JajWYH71bgjB7QZljz9eciEUq=s96-c
halil431668881

Beyler bizimde duyduklarımız gördüklerimiz var... o dönem in başbakan yardımcısı sayın Tansu Çiller in beyanı: "28 Şubat bu millete tam 251 milyar dolara mâl olmuştur "... gördüklerimiz e gelince: ki kombassan , Yimpaş, akfa ve İhlas holding gibi Anadolu aslanları olarak bilinen / bildiğimiz ekonomik teşekkül lerin varlık larina el konuldu bu ülke de... terbiyem müsade etmiyor... İstanbul sermayesi askeri kullanarak bunların varlıkları el koydu ve Kendi aralarında pay ettiler...

https://lh5.googleusercontent.com/-keDtxTDcFGY/AAAAAAAAAAI/AAAAAAAAAAA/AMZuucmDXMUawj7995_Od1JonQvrv0RtMA/s96-c/photo.jpg
1
3 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocLvE11800KfApyNUfDz9rl138VfQFrN-GaSg19K46GWFm7S8Q=s96-c
mkoseoo184

Türkiye de siyasi istikrar korunabilirse önümüzdeki dönemde ülkemizineknomide iyi bir yükselme trendinie gireceğine bende inanıyorum.Bazı insanlar hala kendileri karşı tarafı suçlarken kendilerini siyasi bağnazlıkta at gözlüğü bakıp maalesef gerçekleri göremiyolar.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxb7oegFOf-NRB3JajWYH71bgjB7QZljz9eciEUq=s96-c
https://lh5.googleusercontent.com/-keDtxTDcFGY/AAAAAAAAAAI/AAAAAAAAAAA/AMZuucmDXMUawj7995_Od1JonQvrv0RtMA/s96-c/photo.jpg
https://lh3.googleusercontent.com/-FQsJhiAeayU/AAAAAAAAAAI/AAAAAAAAAAA/ACHi3rfR1C5i-94A7qF96oTMfmPH3Ul84A/s96-c/photo.jpg
3
3 a önce
agokcul75

28 Şubat'ın üzerinden neredeyse 27 yıl geçti, 2001'deki anayasa kitapçığı fırlatma krizinin üzerinden de 23 yıl. Buna rağmen bugünkü cari açığın kökünü o dönemde hortumlanan ve batan 26 bankadan kaynaklı 60-70 milyar dolara (bu da sizin rakamınız. O dönemde ben de bankacıydım, daha itidalli rakamlar kayıp olarak 40-50 milyar dolara işaret ediyor) mı bağlıyorsunuz hâlâ? Bu ülke 13 yıllık Suriye krizinin ilk yarısında (6-7 yılda) sadece mültecilere 100 milyar dolar harcadı, bizzat Erdoğan'ın açıklamaları ile bu durum sabittir. Sonra bir noktadan sonra o da rakam söylemekten vazgeçti, sanki onlar için harcanan para bir günahmış gibi. Gerçekten de toplumumuz içinde bu hayırseverliği dahi ayıplayan hatırı sayılır bir kitle maalesef mevcut. Ama konu dağılmasın, cari açık bu ülkenin kronik sorunudur, yaşım 50, yanılıyorsunuz, bu ülkede 28 Şubat 1997'den önce de cari açık sorunu vardı, hep vardı. Sebebi de dış ticaret açığıdır. Daha ilkokul öğrencisi iken 1983'lerde yıllık 2.5 milyar dolar ithalata karşılık ancak 1.5 milyar dolarlık ihracatımız olduğunu duyduğumu hâlâ dün gibi hatırlıyorum. O yüzden ekonomi konulu yazılarınıza gereğinden fazla siyasi yorum bulaştırmasanız iyi edersiniz.

3 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxYfr4Ey7qVzvSMW62CrxDKz0xoxBs3Jv9LkvNCN=s96-c
yunusoglu4649391

Çok güzel tespitler....

3 a önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.