Türkiye’nin cari açık sorunu 28 Şubatçıların ve hortumlattıkları bankaların bir sonucudur. Aşağıdaki grafikte bu durumu gözlemleyebilirsiniz. 2001’den önce Türkiye’nin cari açık diye bir sorunu yoktur. Belki de hiç olmayacaktır. Ne zamanki 19 banka hortumlanmış ve 60 ila 70 milyar dolar olduğu hesaplanan kaynak yok edilmiştir cari açık da Türkiye’nin kırılganlık hikayesi haline gelmiştir.
Ne var ki Türkiye büyük bir travma yaşadı. Cari açık ile 28 Şubat ilişkisini de bu yüzden göremedi. Görse de söyleyemedi. Hala da travmayı tam atlatmış değil. Hala Türkiye’de cümle kurulurken zihinlerdeki travma, Baasçı 28 Şubatçılar ve onların siyasal batıcı uzantıları ne der, diye kendine ket vuruyordur. Kolay değil tabii. 17 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp asan aynı silsiledeki bir hasta ruhla yaşadı memleket yıllarca.
Türk toplumu bu travmadan artık çıkmalı. Çünkü 28 Şubatçıları ve onların borazanlarını diri tutan cari açık artık bitiyor. Yani 28 Şubat’ın ekonomik travması kapanıyor.
Türkiye cari açığı ve ondan beslenen zararlıları ebeden tasfiye etmek için bir girişim yapmıştı aslında. 2011’den itibaren yapısal iyileştirmelerle sürekli olarak cari açığını düşürmüş ve fazla verdiği yılda yatırım ortamını canlandırmayı istemişti. Grafiği de bu yüzden paylaştım. 28 Şubat’ın etkisini de iyi anlaşılması gereken 2011’den sonraki gelişimi de okla gösterdim.
Türkiye Ekonomi Modeli alelade bir zamanlamayla başlamamıştı, diye düşünüyorum. Grafiğe bakınca on yıllık bir programın sonucu olduğunu görüyorum. Neden anlatılamadı, gene aynı çevrelerin attığı gollere neden bakılakaldı hala bilmiyorum.
Cari açık da Türkiye Ekonomi Modeli döneminde büyümüş gibi göründü. Arıziydi aslında. Şimdi düşürüldüğünü söylemek doğru olmaz. Zaten düşürülmüştü.
Ama öyle anlıyorum ki bugün Türkiye için cari açığı bitirecek ve ondan beslenenleri kederlere sevk edecek yeni bir fırsat var.
Evvela şunu söyleyeyim Türkiye dış ticarette şimdiden itibaren rekorlar kıracak. Suriye, Türkiye’nin yeniden ilk üç dış ticaret partneri arasına girecek. Milyarlarca dolarlık ticaret kaybı böylece telafi edilecek. Tekstil gibi emek yoğun sektörlerde Türkiye ile Suriye arasında yapılacak işbirlikleriyle Türkiye dünyada rekabetçi gücünü yeniden kazanabilecek. Bir taraftan da kendinde geliştireceği yüksek katma değerli işlerle denklemi tümden değiştirecek.
Diğer taraftan Ticaret Bakanı Bolat İran ile dış ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarmaya dönük ikili anlaşmalar imzaladı. İran’dan ambargolar kalkar mı, bilmiyorum ama Türkiye’nin burada da ciddi bir planı var gibi görünüyor. Eğer ambargolar kalkarsa İran ile dış ticaret senaryosu bambaşka bir hikâye olur.
Kuzey cephesinde ise Trump göreve gelince taahhüt ettiği gibi Ukrayna’daki savaşı bitirirse Ukrayna ile ticaret hacmimiz büyüyecek. Evvelki hacimlere ulaşmak belki zaman alacak ama Ukrayna’nın yeniden imarında Türkiye’nin ciddi pay alacağı öngörülebilir. Asıl hikâye ise savaş biter de Rusya üzerindeki ambargolar kalkarsa yazılır.
Rusya ile ticaret potansiyelini gerçekleştirebilmek dış ticaret dengesinin tutturulmasında belirleyici olacaktır. Bu şartlarda sermaye akışı da Türkiye’ye doğru yönlenecektir.
Türkiye’nin cari açıktan beslenen Baasçılarına komşu ülkelerdeki istikrarsızlık yeterince destek oldu. Ama artık yeter. Bir devrim başlıyor.
Ve bu antikapitalist duruş aslında siyasal batıcılar tarafından kullanılan cari açığın da başka malzemelerin de sonunun geldiğinin tek cümlelik özetidir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.