Prof. Dr. Yusuf Dinç, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünden doktora derecesini aldı. Duke Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve Trakya Üniversitesi’nde akademik görev yaptı. Jeoekonomi, jeofinans, İslami ekonomisi, finans, bankacılık, sigortacılık ve gölge bankacılık gibi konular araştırma alanı olup çok sayıda kitap, makale ve yayını bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Örgütü ve birçok ulusal ve uluslararası kurumla finans alanında ulusal, uluslararası ve uluslarüstü projelerin yürütücülüğünü gerçekleştirmiştir. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyeliği, Borsa İstanbul Grubu Merkezi Kayıt Kuruluşu yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Dinç, halen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi öğretim üyesidir. İslam Kalkınma Bankası Enstitüsü Smart Economy Lab ödülü sahibidir. Evli ve iki kız babasıdır, İngilizce bilmektedir.
Uzun yıllardır Birleşmiş Milletler (BM) ve örgütleri ile zekât fonları kurulması üzerine projeler çalışıyordum. Bu projelerin gerçekleşmesinin, zekât fonu bulunmayan İslam İşbirliği Örgütü (OIC) üyesi ülkeler için örnek teşkil edeceğini ve İslam dünyasında zekat fonlarının kurulmasının katalizörü olacağına inanıyordum. Böylece sürdürülebilir, adil ve müreffeh bir toplum inşa etmek mümkün olacaktı.
Evet, sürdürülebilir, adil ve müreffeh bir toplumu var edecek unsurların en belirleyicilerinden birisi sivil toplumun kendi inisiyatifi olan sosyal finanstır (zekat, sadaka, bağış, borç vb). Taşkınca kullanılan refah devleti değil. Makul kullanılan devlet olursa başka. Refah devletinde taşkınlık; varsılın sorumluluğunu da kamu maliyesinin yüklenmesi demektir. Bu kapitalizmin ürettiği bir sorundur. Ve taştıkça taşan refah devleti sürdürülemez.
İşte geçtiğimiz hafta çalıştığım bu BM projelerden birisi nihayet hayat buldu. BM (UN) Uluslararası Göç Örgütü (IOM) uhdesindeki zekât fonu projesi Ramazan öncesi hayata geçti. Global rol oynayabilecek böyle bir fon İslam ekonomisi ve finansı çalışan herkesin hayalinde idealize etmeye çalıştığı konulardandır.
IOM İslami Hayır Fonunun (Islamic Philantrophy Fund) tanıtım toplantısını Suudi Arabistan’ın Riyad şehrindeki UN House’da gerçekleşti. Örgütün genel sekreteri, OIC Fıkıh Akademisi yöneticileri, OIC ülkeleri Riyad büyükelçileri, hayırseverler ve BM temsilcileri tanıtım toplantısına katıldı.
Toplantının Suudi Arabistan’da olması bana büyük arzum Hicaz’ı görmek imkanını verdi. Hem de Ramazan’ın başlangıcında...
Riyad’dan Medine’ye hicret ettim. Adeta evimdeydim. Düzeni korumak için uygulanan sıkı kurallara karşı içimden evin çocuğu gibi şımarıklık yapmak geliyordu. Hiçbir şeye gocunmuyordum. Her şeyden memnundum. Sıfır şikâyet… Peygamberimizin himmeti olsa gerek…
Oradan Mekke’ye gittim. Oluk oluk insanla Beytullah’a aktım. Hayret ve ibret… Hayret ve ibret… Her vakitte…
Toprak belki insanları üstünde tutmakta zorlanıyordu… Bambaşka bir iklim… Tüm özlemler bitip yerine tek bir tanesi geliyor. Gidip de dönmeyene şaşmam… Dönüp de tekrarı için yananlar olması bundandır.
Ben öyle anlıyorum ki bu dünyaya dair her şey hem bomboş hem dopdolu… Elimizde tuttuğumuz her nimet hem hiç değersiz hem de çok değerli… Her nimet yakıcı bir sınav.
Tek başına değil sadece, kişi kişi değil, topluluk olarak da…
Yüce Allah bir müjde verir kerim kitabımızda. Aslında bir tehdit olarak da okunabilir.
Mealen; ya iyi bir kavim olur işleri yoluna korsunuz yahut daha iyi bir kavim gelir işleri yoluna kor, der.
Toplum teorilerinin zirvesi işte bu ifadedir.
Bundan önce nereye gitsem Türk olmanın itibarını ve ihtimamını gördüm. Doğu-Batı-Kuzey-Güney fark etmedi. Ama tüm milletlerden Müslümanların toplanmış ve hepsinin Türklerin o iyi kavim olduğuna dair mutabık olduğuna ilk defa rûberû şahitlik ettim. Kendi için istediğini başkası için de tüm içtenliğiyle isteyen milletin bu millet olduğunun insanlar farkında.
Ve şimdi anlıyorum ki bizler için çalışacak Türkiye’den daha acayip hiçbir proje yok.
Kapitalizmi zapt edecek ve karşı hamleyi yapacak devlet de millet de bu…
Sadece Müslümanlar indinde değil, diğer milletlere de Zelenski ve Ukrayna etrafındaki son gelişmelerden sonra hele bu düşünce geçmeye başladı.
Zaten nimetimizin hep güzel, sorumluluğumuzun hep ağır olması bundan. Taşınmayacak yük değil… Orada ne işimiz var, burada ne işimiz var, diye söylenip durmayı bırakmak lazım. Ha bu ifadeler gerçek birer soruysa cevap;
o iyi kavim olacağız, herkese rağmen…
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Evet Yusuf bey, güzel bi makale, elinize dilinize, gönlünüze sağlık
Bütün yaldızlarına ve şatafatına rağmen kapitalizmle yoğrulmuş liberal dünya düzeninin sonu geldi. Çözüm İslami yaklaşımla bulunacak ve bunun taşıyıcı gücü yine Türk milleti olacak. Çünkü "kendisi için istediğini başkası için de isteyen" yalnız biz kaldık.
inşaallah...
evet çok iyi bir yazı olmuş aklınıza sağlık. Bekletilerimi ifade ettiniz yaaa. inşallah Allah Türkiye müslümanlarına önderlik ettirirde dünyaya bir nizam getirir. dualarım bu kurgu üzere. Allahım kabul eylesin şu mübarek iklimi ramazanda
İnşallah,ümmet bu rüzgarı ardına aldığı düşüncesindeyim. Yedi gün yirmidört saat çalışanlara müjdeler olsun. Çalışan kurtulur ve kurtarır.
Teşekkür ederim ufuklu yazınız için. Bu kadar kötücül düşünenlere inat sergilediğiniz umut ve ışık dolu bakışınız muhteşem, ayrıca ah Medine!
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.