Bayburt

00:0519/04/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Yavuz Fettahoğlu

Evet, belki de o senfoni orkestrasını Bayburt'a hiç göndermeyecektiniz.



“Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi!" diyen amcamızın dönemin aydınları tarafından hakir görülen isyanı aslında farklı bir boyutta ve bambaşka bir derinliğe sahipti. Yani aslında, bizim zamane aydınları o derinliği yakalayabilecek kadar arif değildi.



Dede Korkut toprağı Bayburt'u ve temsil ettiği değerleri idrak için sadece aydın olmak yetmiyor doğal olarak… Az da olsa Anadolu irfanından nasiplenmiş olmak da gerekiyor.



Şimdi diyebilirsiniz: “Ne güzel işte Senfoni Orkestrası göndermiş devlet!". Doğru, kötü değil aslında ama maruz kaldığı onca kültürel, sosyolojik, manevi taarruza karşın göstermiş olduğu direnişte belki de bardağı taşıran son damla olmuştu sadece Senfoni Orkestrası…



Çok zulüm gördü Bayburt tarihi boyunca. Her ne kadar kader ortağı Yozgat gibi kulaktan kulağa dolaşan bir ceza hikayesi olmasa da aslında Bayburt'ta defakto cezalıydı.



Yazıyı okuyanlardan kaçının görme imkanı olmuştur Bayburt'u bilmiyorum ama az olduğundan eminim. Kısaca gözünüzde canlandırmaya çalışırsam; son on yıllık kalkınma hamlesinden hacmince bir pay alıp temel ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla giderebilecek seviyeye ulaşmış olsa da, çocukluğumun Bayburt'unda neredeyse sadece yokluk vardı. Fakat bu yokluğun ya da bilinçli “geri bırakılmışlığın" hiçbir zaman vatan sevgisinden, değerlerinden asla bir şey koparamadığını anlarsınız dolaşırken.



Kalenin altında, şaşalı manzaranın tam ortasına düşen o şirin saat kulesinin etrafında kümeleşen ticari alanlarıyla meydanını oluşturan, sıcak, samimi, küçük ama o şanlı tarihinden, kahramanlarının bıraktığı rahiyadan mıdır bilinmez; heybetli bir şehir Bayburt.



Siyasiler, konunun uzmanı akademisyenler ve sorumlular yeteri kadar referandum analizi yaptılar, yapıyorlar. Ben ortak tespitlerin üst başlıkları olan oy eğiliminde gelişmişlik seviyesi ve gençlerin eğilimini temel alarak konuya tamamen Bayburt özelinde bir değerlendirme yapmak istiyorum. Çünkü inanıyorum ki milli duruşun kalesi olan bu güzel şehir incelenmeyi ve tanıtılmayı hak ediyor.



Mesela Bayburt'un gelir düzeyi Türkiye'nin en düşük seviyelerinde fakat gelir tahsilatının tahakkuka oranında devletin en az sorun yaşadığı illerden biri. Yani tüm bu imkansızlık-dengesizlik içerisinde milli sorumluluklarını yerine getirirken asla devletine küsmemiş tam tersine tüm gücüyle destek oluyor.



Yani kalkınmanın kaymağıyla birlikte büyük porsiyonu almasına rağmen hâlâ yapılan icraatları görmeyen, aldıkça daha fazlasını isteyen ve tüm bu ayrıcalıklara rağmen hâlâ “nereden ne kadar kaçırabilirim?" zihniyetini diri tutan vefasız bir insanı yok Bayburt'un.



Mahallenin genetiğini, aileyi, toplumsal hayatın yapısını bozacak bir kentsel dönüşüm programı yok Bayburt'ta. Herkes birbirini tanıyor. İnsanları samimi, doğal. Bu doğallık bin yılı aşan kadim Anadolu kültürünü koruyor. Aslında siyasi olarak çok renkli ve inadı inat Bayburt'un. Ama söz konusu vatan olduğunda her daim gerisi teferruat.



Bayburt'un da gençleri var tabii. Mega kentli yaşıtlarına kıyasla sosyal imkanları çok daha kısıtlı olmasına rağmen öyle bir birlik var ki, medeniyeti kıskandırıyor. Oyunları, sohbetleri, şakaları ve eğlencelerini bilsek, emin olun hepimizi keyiflendirecek düzeyde. Mahalle sokağı, aileyi, birliği koruyor dedik ya; sosyal dinamizmi de üretiyor.



İşsizlik var mı? Tabi ki var. Özellikle genç işsizlik kağıt üzerinde çok yüksek. Suç oranı en çok işsizlik oranlarıyla ilişkilendirilir. Fakat Türkiye'nin en düşük suç oranı Bayburt'ta. Teoriyle ayrışan bu gerçeğin sebebini de paylaşayım: “Genç işsizliğin kağıt üzerinde oluşu". Aslında işi olmayan genç yok. Tarlada, çiftlikte, arı kovanlarının başında gençler. Mutlaka bir işle uğraşıyorlar. Yani emek romantizmi yapan marjinal-şehirli yaşıtları gibi emek ağızlarında slogan değil. Emeği yüreklerinde taşıyorlar. Kıymetini biliyorlar ve bu toprakları verdikleri emek yüzünden çok seviyorlar. O yüzden yakın tarihte şahit olduğumuz, milletimizin canına, malına zarar veren, gençlik merkezli hiçbir toplumsal hadisede Bayburt'un Gençleri'ni görmedik sokaklarda.



Senfoni Orkestrası'na verilen tepkiyle başladık ama yanlış anlaşılmasın. Sanıldığı gibi kültüre, sanata uzak değil Bayburt. Referandum sonrası bizim aydın görünümlü zangoçların özellikle sosyal medya üzerinden cehaletle, kültürden, sanattan bihaber olduğunu iddia ettiği Bayburt'ta Baksı Müzesi var. Baksı, Avrupa Parlamenterler Meclisi himayesinde verilen “2014 Yılı Avrupa Konseyi Müze Ödülü"ne sahip. Milli El Sanatları dalında nadide bir örnek. Yani: “Kültür ve sanatta da milli olana önem veriyor, koruyor Bayburt".



Ravioli'yi bilmeyebilir Bayburt ama bizim aşağılık kompleksli kültür mantarlarımız da Bezirgan Aşı'nı bilmez. Okuduklarını pek sanmam lakin, onlar gibi Batı Klasikleri okumamış olabilirler. Fakat Dede Korkut'un destanlarını ezbere bilir. Yani, kültür kıstasları nedir anlayamam bu çağdaş cahillerin ama eğer cahillik onların bildiklerini bilmemek, sevdiklerini sevmemekse ve Bayburt bu yüzden cahilse, bunu iddia edenler kendi toprağının kültüründen böylesine kopmuş kör cahillerdir.



Yazılacak çok şey, çok iltifat var Bayburt ve insanı için. Fakat özetle, tıpkı Reis-i Cumhur'un tanımında olduğu gibi: “Bayburt Türkiye'dir". Dünyanın dört bir yanına yayılmış, azimli, mücadeleci, başarılı girişimcileriyle dünyaya da gururla Türkiye'yi tanıtır Bayburt.



Türkiye'yi yedi düvelin ezeli taarruzuna karşı dimdik ayakta tutan, bir medeniyetin tekrar dirilişini ve yükselişini mümkün kılan, muhafaza ettiği değerlerle Bayburt'tur, Yozgat'tır, Çankırı'dır, Anadolu'dur. Her yanı kirlenmiş bir çağda, model alınacak, yeniden ihya ve imarı başlatacağımız yegane kaynağımızdır.



Bırak dalga geçsinler, sen asaletinle gülümse Bayburt.



Gün gelecek, mutlaka hepsi anlayacak Bayburt.



Şen olasan Bayburt, çok hayr göresen Bayburt.



Anaların yüreği pek, babaların gözü şimşek, gençlerinde tunçtan bilek, kahramanlar yurdu Bayburt.


#Referandum
#Bayburt
#16 Nisan