Siz kimsiniz?

00:002/07/2014, Çarşamba
G: 12/09/2019, Perşembe
Yasin Doğan

Partiler arasındaki kalite, seviye, donanım ve kültür farkı yaptıkları organizasyonlarla da kendisini gösterir. AK Parti"nin Cumhurbaşkanı aday tanıtım töreni ile muhalefetinki kıyaslandığında bu fark çok açık şekilde görünüyor.Müziğiyle, klibiyle, afişleriyle, salon tasarımıyla, logosuyla ve tabii ki heyecan ve coşkusuyla AK Parti 12 yıldır iktidar olmasının tesadüf olmadığını ortaya koydu.HDP"nin amatörlüğü belki anlayışla karşılanabilir ancak ölü doğan aday tanıtım organizasyonu MHP ve CHP gibi

Partiler arasındaki kalite, seviye, donanım ve kültür farkı yaptıkları organizasyonlarla da kendisini gösterir. AK Parti"nin Cumhurbaşkanı aday tanıtım töreni ile muhalefetinki kıyaslandığında bu fark çok açık şekilde görünüyor.

Müziğiyle, klibiyle, afişleriyle, salon tasarımıyla, logosuyla ve tabii ki heyecan ve coşkusuyla AK Parti 12 yıldır iktidar olmasının tesadüf olmadığını ortaya koydu.

HDP"nin amatörlüğü belki anlayışla karşılanabilir ancak ölü doğan aday tanıtım organizasyonu MHP ve CHP gibi iki köklü partiye yakışmadı.

Cumhurbaşkanı adaylık töreninde Başbakan Tayyip Erdoğan"ın yaptığı konuşma bir çok açıdan ele alınabilir.

Çok çarpıcı ve anlamlı mesajların içinde benim öne çıkarmak istediğim belki de pek vurgulanmayacak olan bir bölümdür.

Erdoğan konuşmasında bir ülkenin ve toplumun nasıl "özgüven patlaması" yaşadığını; belki de iktidarlarının en büyük başarısının dışlanan bir ülkeyi ve ezilen bir milleti ayağa kaldırmak olduğunu anlattı:

"200 yıldır özgüveni hırpalanan, 200 yıldır, hem içerden, hem dışardan iteklenen, tartaklanan ve yağmalanan bir Türkiye"den, kendi ayakları üzerinde duran, bölgesinde ve dünyada "BEN DE VARIM" diyerek, iddia sahibi olan bir Türkiye hayal ettik."

Nasıl belli toplum kesimleri azarlanıyor, itilip kakılıyor, ezilmek isteniyorsa Türkiye"nin de dünya sahnesinde benzer muamele gördüğünü anlatan Erdoğan, millete özgüven aşılamaya vurgu yaptı: "Bu ülkenin gençlerine özgüven aşıladık. Bu ülkenin çocuklarına aydınlık bir gelecek umudu aşıladık. Bu aziz millete, hayal gibi görünen seviyelerin ulaşılabilir olduğunu gösterdik. Biz, bir çığır açtık. Biz bir kapıyı araladık. İnşallah, arkamızdan gelen nesiller, bu kapıdan geçecek, kadim medeniyet sancağımızı çok daha yüksek burçlara dikmenin mücadelesini verecekler".

Özgüven kazanabilmenin ilk aşaması ise mevcut yapıyı sorgulayabilmek ve statükoya kafa tutabilmekti. Söyleyecek sözü, alternatif düşüncesi ve tasavvuru olanlar işe sorgulamakla ve soru sormakla başlarlar. Verilecek cevabı olanlar soru sormaktan korkmazlar.

İşte Erdoğan o hayati soruyu millet adına tüm müstekbirlere sordu: "SİZ KİMSİNİZ? Bize tepeden bakma, bize kibirle bakma cüretini nereden buluyorsunuz? Size bu hakkı kim veriyor? Biz halkız. Biz, Alparslan"ın, Kılıçarslan"ın, Süleyman Şah"ın, Ertuğrul Gazi"nin, Osman Gazi"nin torunlarıyız. Biz Fatih"in, Kanuni"nin, Yavuz Sultan Selim"in mirasçılarıyız. Gazi Mustafa Kemal"in, Adnan Menderes"in, Turgut Özal"ın, Necmettin Erbakan"ın izinden gidenleriz."

Erdoğan"ın gençlere ve kadınlara verdiği önem, hiçbir zaman sembolik değildir, özel bir anlama sahiptir. Çünkü onlar siyasette hep geri plana itilenler, "çoluk çocuk" muamelesi görenler olmuştur. Kendi insanına güvenmek ve çevresine güven aşılamak Erdoğan"ın liderlik özelliğidir. Erdoğan hiçbir zaman "sentetik lider" olmamış, "sahici lider" olarak örneklik oluşturmaya çalışmıştır.

AK Parti"nin bundan sonra da bu özelliği güçlü bir şekilde yaşatması gerekiyor.