Kabak tadı…

00:0025/06/2014, Çarşamba
G: 12/09/2019, Perşembe
Yasin Doğan

Sorumluluğunu müdrik olmayan insanlar sıkça boş konuşurlar, boş konuşan insanlar da genel de sorumluluğunu müdrik olmazlar. Sorumsuz insanın boş konuşmasından tehlikeli olan sorumlu insanın boş konuşmasıdır. Maalesef bizde sorumluluk mevkiinde olan insanların boş konuşması sadece kendi değerini düşüren bir hadise değildir, aynı zamanda memleket için büyük riskler ve tehlikeler içeren bir durumdur.Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu…Kendisi ana muhalefet partisinin genel başkanı, ama sıkça

Sorumluluğunu müdrik olmayan insanlar sıkça boş konuşurlar, boş konuşan insanlar da genel de sorumluluğunu müdrik olmazlar. Sorumsuz insanın boş konuşmasından tehlikeli olan sorumlu insanın boş konuşmasıdır. Maalesef bizde sorumluluk mevkiinde olan insanların boş konuşması sadece kendi değerini düşüren bir hadise değildir, aynı zamanda memleket için büyük riskler ve tehlikeler içeren bir durumdur.

Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu…

Kendisi ana muhalefet partisinin genel başkanı, ama sıkça sorumsuz beyanlarda bulunarak ülkesinin aleyhine sorunlar üretiyor. En son grup konuşmasında Başbakan Erdoğan"ın IŞİD"e terör örgütü demediğini iddia ederek şunları söyledi: "İnsanları kurşuna diziyorlar, kalbini, göğsünü çıkarıyorlar, çiğ çiğ yiyorlar; o sırtını sıvazlıyor. Bir insan olarak bunu anlamıyorum. İnsana zulmeden, insanı öldüren bir kişiye siz nasıl sempati duyabilirsiniz."

Bu ifadelere göre Başbakan, IŞİD"in sırtını sıvazlıyor, hatta sempati duyuyor. Peki Kılıçdaroğlu"nun bu hükümlerini doğrulayan bir durum sözkonusu mu? Ortada ne sempati var, ne bir sırt sıvazlama var…

Gerçeklikten bu kadar kopuk bir şekilde konuşmak, her cümlede kara çalmak, iftira atmak, hakikatle bağdaşmayan yargılarda bulunmak nasıl bir sorumsuzluktur?

Kendi ülkesinin başbakanını tahrik edip, onu hata yapmaya zorlamak nasıl bir aymazlıktır?

Gelişigüzel laflar etmek, suçlamalarda bulunmak nasıl bir bayağılıktır?

Ülkenin başbakanı rehin alınan insanlarını kurtarmak için canla başla çalışıp, IŞİD"i farklı yollara sevkedecek beyanlardan kaçınacak, siz onu tahrik etmekten kaçınmayacaksınız. Kılıçdaroğlu"nun bu ifadeleri hem boş ve yalandır, hem de son derece sorumsuzdur.

Hele bir de "İsviçre bankalarında hesabın olmadığını ispat et" çıkışı var ki, o tam evlere şenlik. Başbakan dilekçeyle başvurup hesabı olmadığını ispat edecekmiş.

Bir partinin başına kadar gelip de bu derece bilgi ve genel kültür fakiri olmak çok yazık. "Müddei iddiasını ispatla mükelleftir" gibi hukukun temel prensiplerinden birisini bir partinin genel başkanı bilmez mi? İnsanlar ortalığa düşüp suçsuz olduğunu ispata soyunur mu? Senin varsa bir iddian onu delileriyle ortaya koyarsın veya boş boş konuşmazsın.

Kılıçdaroğlu Irak"a yönelik de çok anlamlı ve yüksek strateji ürünü olan değerlendirmeler yaptı. İlk cümlesi şu: "300 bine yakın Türkmen Telafer"de açık ve korumasız alandalar ve Türkiye"den destek bekliyorlar".

Peki Türkiye nasıl destek olmalı? Cevap: Merkezi "Irak yönetimiyle, bölgesel Kürt yönetimiyle görüşün ve oradaki Türklerin güvence altına alınması için çalışın. .. Silah değil insani yardım yapmalıyız".

Eğer merkezi Irak yönetimi bunu yapabilecek bir gücü olsa Türkmenlerden önce kendisini korumaz mıydı?

Muhalefet partileri iktidardan uzak oldukları için gerçeklikten de bir nebze uzak olabilir ve varolan şartları çok iyi bilmeyebilirler, ancak bu onların bir bakış açısı ve politikaya sahip olmamalarını gerektirmez. CHP yönetimi hem gerçeklikten çok uzak, hem sağlıklı bir çözüm önerisine sahip değil. Buna sorumsuz beyanlar da eklenince iş iyice kabak tadı veriyor.

Söylem düzeyinde sorumluluğu taşıyamayana icraat düzeyinde sorumluluk verilir mi?