1966’da Siirt’te doğdu. Siirt İHL’yi 1985’te tamamladıktan sonra ODTÜ Sosyoloji Bölümünde 1990’da lisans, 1993’te Political and Intellectual Disputes on the Academisation of Religious Knowledge isimli teziyle Yüksek Lisans; 1997'de de Body, Text, Identity, Islamist Discourse of Authenticity başlıklı tezle doktora derecelerini aldı. 1992-2012 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyeliği yaptı. Halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesidir. 2010-2014 yılları arasında Ankara’da bulunan Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün başkanlığını yaptı. TÜBA Üyesi de olan Aktay, halen Yeni Şafak Gazetesinde köşe yazıları yazmaktadır.
Bütün hırçınlığı ve agresifliğiyle kendi belediyelerine yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını tamamen Cumhurbaşkanın keyfi uygulamalarına bağlayarak ona karşı kitleleri ayaklandırmaktan bahsediyor. 19 Mart’tan itibaren Saraçhane’de yaptığı mitinglere “Daha bunlar prova” diyerek gözdağı verirken ipin ucunu öyle bir kaçırıyor ki ağzından şu sözler dökülüveriyor:
Bütün cazgırlık devletin kendilerine bir ganimet olmadığının hatırlatılmasından kaynaklanıyor.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Bu yazı demokrasinin küffarın Müslümanların önüne attığı bir plastik kemik olduğunu ve Müslümanlar bu plastikten kemiği sürekli kemiredurdukları halde çiğneyemediklerini ve dolayısıyla karınlarını doyuramadıklarını, ama bunun plastikten bir kemik olduğunu bir türlü anlayamadıklarını, bu sebeple kemirmeye devam ettiklerini anlatıyor. Hiç bir Müslüman bugüne dek o yüzlerce kitap ve binlerce makalelerde hilafet ve şeriat Müslümanların öz nizamı iken ne sebeple hilafet ve şeriattan vazgeçip demokrasi adında bir nizamı benimseyeceğine dair tek bir makul gerekçe ortaya koyamamıştır. Çünkü öyle bir makul gerekçenin var olması mümkün değil. Müslümanların demokrasiyi benimsemesi batıya teslimiyetin sürekli hale getirilmesidir. Türkiye’de demokrasi Müslüman halka karşı zor kullanarak, demokrasiden hiç bir bilgisi ve tecrübesi olmayan, ona ihtiyacı da olmayan insanlara empoze edilerek benimsettirilen, İslamı ve Müslüman Türk kültürünü gülünç uydurmalarla demokrasiye uyarlama çabalarıyla, oldu bittiye dayanan suni ve yabancı, kör bir taklitten ibaret olan ve demokrasinin Türkiye’de köklü bir tarihe sahip olduğu iddiası da bir tarih kurgusu olan bir siyasi sistemdir. Bügün hilafet ve şeriata karşı alerjisi varmış gibi tepki gösteren, yeniden tesisini talep edenlere karşı kibirli bir şekilde burun kıvıran, güya demokrasiyi savunmak Müslümanın akidesindenmiş gibi tavır takınıp beklentilerde bulunan ve neredeyse demokrasiye kayıtsız şartsız bir şehadet bekleyen Müslümanlardan oluşan bir ana akım gözlemleyebiliyoruz. Ancak bu tutuma sahip Müslümanların sayısı ne kadar çok olursa olsun demokrasiye tartışılamaz, sorgulanamaz, dokunulamaz bir varsayımmış gibi bakmanın tamamen gerekçesiz, yanlış ve kabul edilemez bir dayatma olduğunu değiştirmez. Bu sebeple öyle gözüküyor ki, Türkiye’nin geleceğinde iktidar ve muhalefet şablonunda seyreden batı taklidi siyasi sistemde Müslümanlar arası bir iktidar ve muhalefet oluşacak. Bir tarafta statükoyu muhafaza etmek isteyen, demokrat, batı odaklı, muhafazakar, laik akp veya halefi tarzında bir iktidar ve sistemi kökten değiştirmek ve hilafet ve şeriat nizamını yeniden tesis etmek isteyen bir muhalefet. Bu tablonun oluşabilmesi için şimdi büyük bir yanlışla muhalefet olarak adlandırılan, esasta haçlı ve yahudi kâfiri olan iç düşman chp güruhu Türkiye’de kökü kazınarak tasfiye edilmesi gerekiyor. Buradaki mühim soru, şimdi iktidarda olan demokrat Müslümanlar Türkiye’de hilafet ve şeriat nizamını yeniden tesis etmek isteyen Müslümanları kendilerine muhalefet olmalarını kabul edecekler mi, yoksa hilafet ve şeriatı chp kâfirinden daha ciddi bir tehdit olarak algılayıp önünü kesmeyi mi, ve iyi idare edebildikleri chp’yi muhalefet olarak yaşatıp kollamayı mı tercih edecekler?
tek parti CHP'si de darbe ile iktidar olmuş ve 30 sene zorbalıkla yönetmiştir.
Deveyi hamutuyla götürmek denir.
Tebrik ederim, sonunu çok güzel bağlamışsınız. Bu şımarıklığın sebebini (benim gibi anlayamayanlar için) güzel bir tespit olmuş.
İdam şart 😊
Evet
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.