Mısır benzetmesinin ifşa ettiği gerçekler

01:009/07/2025, Çarşamba
G: 9/07/2025, Çarşamba
Yasin Aktay

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ’in cürm-ü meşhut olarak tespit edilmiş rüşvet cürmü dolayısıyla gözaltına alınmış belediye başkanlarını savunmak üzere bütün hırçınlığıyla ve cazgırlığıyla yaptığı konuşma Türk siyasi söylemler tarihine geçmeyi hak eden bir konuşma olmuştur. Rüşvet ve yolsuzluk cürmünden dolayı tutuklanmış bir partilisine bir siyasi parti başkanının takınacağı en münasip tavır “ Bunu yapan bizim partimizden olamaz ” demesi, onu yargıdan önce kendisinin mahkûm etmese bile yargının kararına

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in cürm-ü meşhut olarak tespit edilmiş rüşvet cürmü dolayısıyla gözaltına alınmış belediye başkanlarını savunmak üzere bütün hırçınlığıyla ve cazgırlığıyla yaptığı konuşma Türk siyasi söylemler tarihine geçmeyi hak eden bir konuşma olmuştur.
Rüşvet ve yolsuzluk cürmünden dolayı tutuklanmış bir partilisine bir siyasi parti başkanının takınacağı en münasip tavır “Bunu yapan bizim partimizden olamaz” demesi, onu yargıdan önce kendisinin mahkûm etmese bile yargının kararına bırakmasıdır. Elbette cürm-ü meşhut olarak yakalanmışsa bile bir insana yargısız infaz yapılmaz. Ama yargısız beraat ve savunma da yapılmaz. Hele Türkiye’nin iktidara aday olma iddiasındaki en büyük partisinin genel başkanıysanız.
Özgür Özel’in konuşmasının siyasi söylemler tarihine geçmeyi hak eden bir tarafı kendi partililerine atfettiği mutlak masumiyet ve onlara, ne yapmış olurlarsa olsunlar dokunan polisi-yargıyı siyasallaştırarak sahip çıkması. Bu tavır Özgür Özel’in başını çok ağrıtır. Ama konuşmasının bir başka tarafı daha var ki o sadece başını ağrıtmaz, Özgür Özel’in demokrasi sahasındaki bütün meşruiyetini de varlığını da bitirir.

Bütün hırçınlığı ve agresifliğiyle kendi belediyelerine yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını tamamen Cumhurbaşkanın keyfi uygulamalarına bağlayarak ona karşı kitleleri ayaklandırmaktan bahsediyor. 19 Mart’tan itibaren Saraçhane’de yaptığı mitinglere “Daha bunlar prova” diyerek gözdağı verirken ipin ucunu öyle bir kaçırıyor ki ağzından şu sözler dökülüveriyor:

“Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim. Bana bu milleti sokağa davet ettirme. Ondan sonra Mısır’daki meydanı izlediğiniz gibi izlersin.”
Videolarla, itiraflarla, belgelerle artık ciddi bir yargı süreci olmadan asla geçiştirilemeyecek yolsuzluk ve rüşvet iddialarına karşı CHP’nin yapacağı şey bu mu olacak? Yolsuzluk nasıl olmuş da bu kadar yaygın bir şekilde CHP’li siyasetçilerin neredeyse büyük çoğunluğunun habitusu haline gelmiş? 23 yıldır bu ülkeyi yöneten ve göz ardı edilemeyecek şekilde bir yere taşımış olan iktidara karşı bu ülkeye sunacakları şey bir tarz-ı siyaset olarak yolsuzluk ve rüşvet mi olacaktı? Bu soruyla yüzleşmek yerine bir tehdit ve gözdağı niyetine Mısır’daki meydanı öne sürmek nedir?

HATIRLAYALIM O HALDE MISIR’DA OLANLARI
Tam 12 sene önce bugünlerde Mısır tarihinin ilk gerçek anlamda ve gerçek bir seçimde seçilmiş cumhurbaşkanına karşı bir darbe yapılmış, bu darbeye karşı çıkan, kendi oylarına ve iradelerine sahip çıkan halk kitleleri ise Rabiautu’l-Adeviye meydanında toplanarak darbecilere karşı protestolarını ortaya koymuşlardı. Ancak orada bile kitleleri temsil eden liderleri Muhammed el-Bediy “bizim barışçıl duruşumuz, onların mermilerinden daha güçlüdür” diyerek protestolarının hiçbir şiddet niyeti olmadığını ilan etmişti. Buna rağmen darbeciler daha seçileli sadece bir yıl olmuş olan Muhammed Mursi’yi savunan halkın üzerine ateş açarak üç bin kadar insanı katletmişti.
Mısır meydanı benzetmesinde Özgür Özel kendisine nasıl bir rol biçiyor olabilir? Seçilmiş iktidarı halktan çalan darbecilerin rolünü çalanlarla özdeşleştirip buna mukabil Erdoğan’a halkın iradesini temsil eden ve halkı kendisini savunmak için meydanlara dökülen Mursi rolünü mü yakıştırıyor?
Bir demokrasi mücadelesi veriyorsanız, kendinizi özdeşleştireceğiniz son kişiler Mısır’daki darbecilerdir. Orada katliam yapan, seçilmiş iktidarı haksızca çalan ve iktidara geldikleri günden beri ülkeyi halkın iradesine rağmen yönetirken daha da fakirleştiren onlar.
12 sene önce bugünlerde Mısır’da Mursi iktidarına karşı darbecilerin Baltacı taifelerle organize ettiği Temerrüd hareketi özgürlüğün sembolü olan Tahrir meydanını işgal ediyordu. Eş zamanlı olarak bizde de Gezi hadisesi organize oluyordu. İkisinin de aynı yerde pişirilip aynı yere doğru akıtılmakta olduğunu her iki meydanı aynı anda izleyerek görüyorduk. Aslında ikisi de o günlerde aynı amaca matuftu. Arap dünyasında demokratikleşme rüzgarlarının büyük ölçüde Türkiye’den estiği düşünülüyordu.
Demokratikleşme ise Ortadoğu’nun Siyonist Camp David düzenini tehdit eden bir gelişmeydi. Arap Baharı’nın yaşandığı yerlerde bu rüzgâr darbelerle durdurulacaktı ama bu karşı-devrimlerin biraz da demokrasi görünümlü darbeler olması gerekecekti. İlk anda darbelerin meşruiyetini kotarmak önemli, sonraki durumlarda zaten tesis edilen istibdat gereken istimi sağlayacaktı. Ancak Arap Baharı’nı boğmak yetmezdi, ona ilham veren Türkiye’de de seçilmiş iktidarın yine demokratik halk hareketi görünümlü bir darbeyle indirilmesi gerekecekti.

TARZ-I SİYASET OLARAK YOLSUZLUĞUN İŞGALCİ KÖKENLERİ
Mısır’da, sonradan Libya’da, Yemen’de, Suriye’de ve en son da Tunus’ta yapacaklarını yaptılar. Yüzelli yıldır Osmanlı coğrafyası üzerinde sürdürülen ve Arap Baharı ile büyük bir tehditle karşı karşıya kalan işgal düzeni böylece yeniden tesis edilmiş oldu. Müslümanlar için neye mal olduğunu bugün her bir ülkedeki duruma bakarak anlayabilirsiniz. Bir tek Türkiye’de istediklerini yapamadılar, bu da onlara dert oldu. 2013’te Gezi hadisesinden sonra 17/25 Aralık, bilahare 2015 seçimlerinde aynı düzenin uluslararası mihraklarınca fonlanan koalisyonlarıyla, en son da 15 Temmuz 2016’da bu sefer doğrudan askeri darbe marifetiyle tekrar denediler. Bu sefer karşılarında kendi devletlerine, bağımsızlıklarına sahip çıkan bir halkı buldular. Aslında belki de o halkı uyandırdılar, o halka bir millet olma yolunda büyük bir alan açtılar.
CHP’li belediyelere isnat edilen yolsuzluk suçlamalarına karşı yargının kararını beklemeye bile gerek bırakmadan bu kadar yolsuzluğun ancak bu millete yabancı bir işgalci mantığıyla yapılabileceğini gösteriyorlar. Yoksa yolsuzluğun da bir haddi hududu olur. Bu kadar çok yaygın bir istidat halini almış bir yolsuzluk ancak savaş halinde olduğunuz bir kamuya karşı düşmanca duygularla yapılır. İdare bir emanet değil bir ganimet gibi algılanırsa, ancak o zaman bu kadar pervasız yolsuzluklarla karşılaşılabilir.
Yüzelli yıldır demokrasi mücadelesi verdiklerini söyleyen İmamoğlu ve Özgür Özel’in kendilerine tam da darbecilerin tarihini referans alıyor olmaları tesadüf değil. Kendilerini özdeşleştirdikleri tarih bu. Mücadelesini verdikleri şey her ne ise büyük devletimizi (Osmanlı’yı) parçalamış, düşmana peşkeş çekmiş ardından kurulan yeni devleti de ganimet belletmiş.

Bütün cazgırlık devletin kendilerine bir ganimet olmadığının hatırlatılmasından kaynaklanıyor.

#Özgür Özel
#CHP
#politika
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

AhmetBalkaya

Bu yazı demokrasinin küffarın Müslümanların önüne attığı bir plastik kemik olduğunu ve Müslümanlar bu plastikten kemiği sürekli kemiredurdukları halde çiğneyemediklerini ve dolayısıyla karınlarını doyuramadıklarını, ama bunun plastikten bir kemik olduğunu bir türlü anlayamadıklarını, bu sebeple kemirmeye devam ettiklerini anlatıyor. Hiç bir Müslüman bugüne dek o yüzlerce kitap ve binlerce makalelerde hilafet ve şeriat Müslümanların öz nizamı iken ne sebeple hilafet ve şeriattan vazgeçip demokrasi adında bir nizamı benimseyeceğine dair tek bir makul gerekçe ortaya koyamamıştır. Çünkü öyle bir makul gerekçenin var olması mümkün değil. Müslümanların demokrasiyi benimsemesi batıya teslimiyetin sürekli hale getirilmesidir. Türkiye’de demokrasi Müslüman halka karşı zor kullanarak, demokrasiden hiç bir bilgisi ve tecrübesi olmayan, ona ihtiyacı da olmayan insanlara empoze edilerek benimsettirilen, İslamı ve Müslüman Türk kültürünü gülünç uydurmalarla demokrasiye uyarlama çabalarıyla, oldu bittiye dayanan suni ve yabancı, kör bir taklitten ibaret olan ve demokrasinin Türkiye’de köklü bir tarihe sahip olduğu iddiası da bir tarih kurgusu olan bir siyasi sistemdir. Bügün hilafet ve şeriata karşı alerjisi varmış gibi tepki gösteren, yeniden tesisini talep edenlere karşı kibirli bir şekilde burun kıvıran, güya demokrasiyi savunmak Müslümanın akidesindenmiş gibi tavır takınıp beklentilerde bulunan ve neredeyse demokrasiye kayıtsız şartsız bir şehadet bekleyen Müslümanlardan oluşan bir ana akım gözlemleyebiliyoruz. Ancak bu tutuma sahip Müslümanların sayısı ne kadar çok olursa olsun demokrasiye tartışılamaz, sorgulanamaz, dokunulamaz bir varsayımmış gibi bakmanın tamamen gerekçesiz, yanlış ve kabul edilemez bir dayatma olduğunu değiştirmez. Bu sebeple öyle gözüküyor ki, Türkiye’nin geleceğinde iktidar ve muhalefet şablonunda seyreden batı taklidi siyasi sistemde Müslümanlar arası bir iktidar ve muhalefet oluşacak. Bir tarafta statükoyu muhafaza etmek isteyen, demokrat, batı odaklı, muhafazakar, laik akp veya halefi tarzında bir iktidar ve sistemi kökten değiştirmek ve hilafet ve şeriat nizamını yeniden tesis etmek isteyen bir muhalefet. Bu tablonun oluşabilmesi için şimdi büyük bir yanlışla muhalefet olarak adlandırılan, esasta haçlı ve yahudi kâfiri olan iç düşman chp güruhu Türkiye’de kökü kazınarak tasfiye edilmesi gerekiyor. Buradaki mühim soru, şimdi iktidarda olan demokrat Müslümanlar Türkiye’de hilafet ve şeriat nizamını yeniden tesis etmek isteyen Müslümanları kendilerine muhalefet olmalarını kabul edecekler mi, yoksa hilafet ve şeriatı chp kâfirinden daha ciddi bir tehdit olarak algılayıp önünü kesmeyi mi, ve iyi idare edebildikleri chp’yi muhalefet olarak yaşatıp kollamayı mı tercih edecekler?

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxbKhsx1ViHDQDUtoeTXwXAEUUCtYiMb7KrlQLY_=s96-c
2
15 g önce
fmalii2

tek parti CHP'si de darbe ile iktidar olmuş ve 30 sene zorbalıkla yönetmiştir.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxbKhsx1ViHDQDUtoeTXwXAEUUCtYiMb7KrlQLY_=s96-c
2
15 g önce
zamirkekik

Deveyi hamutuyla götürmek denir.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxbKhsx1ViHDQDUtoeTXwXAEUUCtYiMb7KrlQLY_=s96-c
2
16 g önce
https://lh3.googleusercontent.com/a-/AOh14GgJdeEENzFCbIWtQGfKNk60JWPfsu0kwOgbXxJy_Q=s96-c
namikkaya1846

Tebrik ederim, sonunu çok güzel bağlamışsınız. Bu şımarıklığın sebebini (benim gibi anlayamayanlar için) güzel bir tespit olmuş.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxbKhsx1ViHDQDUtoeTXwXAEUUCtYiMb7KrlQLY_=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocLnwv32Kjl0OVX2wWEtPSWZVWCZnjrxET__mukYjfKpEgm9ww=s96-c
3
16 g önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJI33Ihg4lkThTStm9KzNrfmX-1lR783VJ_cxZXvVUSzSLMwQ=s96-c
malko464646722

İdam şart 😊

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxbKhsx1ViHDQDUtoeTXwXAEUUCtYiMb7KrlQLY_=s96-c
3
16 g önce
https://lh3.googleusercontent.com/a-/AOh14Gg8chPs1nk6fqk3X--BMVBHUHxF_KMSpiv0c6l6Jg=s96-c
osmandursunl299

Evet

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxbKhsx1ViHDQDUtoeTXwXAEUUCtYiMb7KrlQLY_=s96-c
3
16 g önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.