Yeni nesil, yorumları okumadan satın almıyor

04:0015/01/2020, Çarşamba
G: 15/01/2020, Çarşamba
Yaşar Süngü

Siyaset, spor, ekonomi ve sağlık konularında uzmanlık seviyesinde yorum yapmayı çok sevdiğimizi biliyordum ama bunu bilmiyordum.Moda alışverişini internet üzerinde yapan kullanıcılar arasında Avrupa’nın en fazla yorum yazan ve okuyan ülkesi olarak Türkiye zirvede yer alıyormuş.GLAMI Türkiye’ninaraştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin yüzde 97’si moda alışverişlerindehem yorumları okuyor, hem de yorum yazıyor.Araştırmaya göre yalnızca yüzde 3’ü yorumları hiç okumadığını belirtirken yüzde 57’si yorumları

Siyaset, spor, ekonomi ve sağlık konularında uzmanlık seviyesinde yorum yapmayı çok sevdiğimizi biliyordum ama bunu bilmiyordum.

Moda alışverişini internet üzerinde yapan kullanıcılar arasında Avrupa’nın en fazla yorum yazan ve okuyan ülkesi olarak Türkiye zirvede yer alıyormuş.

GLAMI Türkiye’nin
araştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin yüzde 97’si moda alışverişlerinde
hem yorumları okuyor, hem de yorum yazıyor.

Araştırmaya göre yalnızca yüzde 3’ü yorumları hiç okumadığını belirtirken yüzde 57’si yorumları her zaman okuduğunu ifade etmiş.

Yorum yazanlar arasında da Türkiye’deki kullanıcılar
yüzde 90 i
le zirvede yer almış.
Katılımcıların ifadelerine göre, tüketicilerin yalnızca yüzde 5’i negatif,
yüzde 85 pozitif ya da nötr yorumlar
yazıyormuş.
Türkiye’nin zirvede olduğu moda alışverişi yorumlarını okuyan kullanıcıların ülkeleri,
Yunanistan, Macaristan ve Çekya
şeklinde sıralanıyor.

**

Peki
kullanıcı yorumları satın alma kararını
etkiliyor
mu?

Uzmanlara göre etkiliyor.

Özellikle Z kuşağı dediğimiz ki bunlar
internetten alışverişin
en büyük müşterileridir.
Yeni neslin
kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriklere daha fazla güvendiğine dikkat çekiliyor.
GLAMI Türkiye İletişim ve Marka Müdürü
Melike Huska’ya
göre, Türkiye’deki kullanıcılar hem yorum yazma hem de okumada Avrupa’nın en önde gelen topluluğu.

E-ticaret sitelerindeki kullanıcı deneyimine uygun yorum bölümleri hem arama motoru optimizasyonuna hem de sayfaya gelen kullanıcının satın alma kararına pozitif etki ediyor.

Özellikle Z jenerasyonu, kullanıcılar tarafından üretilen içeriğe diğer tüm medya içeriklerine kıyasla daha fazla güveniyor ve satın alma kararını belirliyor.

Yani
Z kuşağı marka reklamlarına aldanmıyor.
Satın almadan önce araştırma yapıyor. Ürün hakkındaki fikrini de gizlemiyor.

Okuyarak, araştırarak fikir sahibi oluyorsa ve bunu ifade ediyorsa bu iyi bir şeydir.

Z kuşağına güvenebiliriz.

Kadınlar neden obez
Bütün dünyada
kadınlar
, kapitalist sermayenin hem en büyük
müşterisi
hem de en tehlikeli
silahı
.
Amerika’da 15 yaş üstü nüfusun yüzde 38’i
obezmiş
.

Yani hastalık derecesinde kilolu.

Türkiye’de ne kadar bu oran?

Yüzde 22.
Ancak bizde
obezite
oranında
kadın ve erkek
nüfus arasında şöyle bir fark varmış;
Obezite oranı
kadınlarda
yüzde 30,
erkeklerde
ise yüzde 15.

İki katı bir oran hiç normal değil.

Araştırmada bir eksiklik de olabilir ama bu farkın üniversitelerin inceleme altına alması gereken
sosyal bir vaka
olduğu kesin.
Yapay zeka ile mülakat
İşe alım
mülakatlarında yapay zeka
kullanım alanı her geçen gün genişliyor.
Güney Kore’de
bazı şirketler işe alım mülakatlarında yapay zeka kullanmaya başlamış.

İş arayanlar işe alınabilmek için önce yapay zeka ile yaptıkları mülakatı geçmek zorundaymış.

Yapay zeka ile mülakata önce
şirketin yöneticileri ve çalışanları
giriyorsa sorun yok.
Onlar mülakattan geçiyorsa, yapay zeka işe alımlarda
ehil olarak
kabul edilebilir.
Aksi halde hem
haksızlık
olur hem de
verimsiz
Rekabet; Hayırda yarışmaktır
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği
İGİAD
, iş dünyasında olması gereken rekabeti ne güzel anlatmış;
Rekabet
, rakibini yok etmeyi değil, onun iş hayatında kalmasının şartlarına da katkıda bulunmayı kapsar.
Rekabete
rengini vermesi gereken esas tavır, hak, adalet ve toplumsal sorumluluk olmalıdır.
Piyasanın doğallığını bozan stokçuluk ve vurgunculuk gibi spekülatif faaliyetlerin önü ancak
sağlıklı bir rekabet
ile alınabilir.
Rekabet
kalite üzerinden yapılmalıdır.
Adil rekabet
çalışanlarının, müşterilerinin ve tedarikçilerinin hukukunu gözeterek tesis edilir.
Mal ve hizmet üretiminde niteliği esas almak ve nitelik üzerinden yarışmak,
“hayırda yarış”
olarak değerlendirilmeli ve teşvik edilmelidir.

Rekabet, hasımlık, düşmanlık değil, niteliğin ve kalitenin ortaya çıkması için bir imkân ve fırsattır.

Biz biliyoruz ki; Ahlaki meşruiyeti olmayan bir
hukuk sistemi
ruhsuzdur ve aynı şekilde hukuk ile desteklenmeyen bir
ahlak anlayışı
da güçsüzdür.
#Türkiye
#Rekabet
#Kadın
#Obezite
#Yapay zeka