Ağzımıza yerleştirilen odamak tadıvar ya, işte o olmasaydı bugün aşırı yemek yemekten kaynaklananobeziteyi, şişmanlığı, aşırı tüketimi değilaşırı zayıflığı ve çok az tüketimi konuşacaktık.O damak tadı olmasaydı yemek için değil sadece yaşamak için yiyecektik.Yaşamak için içecektik.Yaşamak için tüketecektik.**O damak tadı olmasaydıyörelere ve ülkelerehas yemek kültürüde olmayacaktı.Anadolu’nun her bölgesinde üretilen neredeyse her biri farklı lezzete sahip o tarhana çorbalarının yerine tatsız tuzsuz
O damak tadı olmasaydı yemek için değil sadece yaşamak için yiyecektik.
Yaşamak için içecektik.
Yaşamak için tüketecektik.
**
Anadolu’nun her bölgesinde üretilen neredeyse her biri farklı lezzete sahip o tarhana çorbalarının yerine tatsız tuzsuz bir tarhana çorbası ile yetinecektik.
Çünkü yemeklerde tat aramayacaktık.
Sadece yaşamak için yiyen ve içen biri için farklı lezzetlerin hiçbir önemi olmayacaktı.
**
**
**
**
Damak tadı, ayakta kalmak, kazasız belasız yolu tamamlamak için verilmişti.
İhtiyaç duyacağımız gerekli enerjiyi alabilmek içindi.
**
Biz ne yaptık?
O kadar abarttık ki, onu hayatımızın merkezine koyduk.
Avans bize çok büyük geldi.
**
Ağzımızdaki o damak tadını abartınca dünyanın düzeni de değişti.
Ve oldu.
**
Birinde, sabahlığın hediye edildiği, diğerindeyse kendisinin satın aldığı şeklinde ama hikayenin özü aynı.
Bunun üzerine masasını, duvardaki resimlerini, koltuğunu değiştirir.
Çok geçmeden evindeki eşyaların neredeyse tamamını yenileriyle değiştirmiştir, ancak yine borçlanmıştır.
**
Mutfakla tuvalet arasında ömrünü tüketen insanoğlu yemek, içmek ve beğenilmek için yaşıyor.
**
**