Tuvaldeki sarı boyalar

04:0014/03/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
Yaşar Taşkın Koç

Geçtiğimiz 11 Mart akşamında had safhaya çıkan gerilim geceyi de aştı ve 12 Mart'ı da kapladı.



Hollanda'da hayal etseniz olmayacak şeyler yaşandı.



Artçıları hâlâ süren olayların Dışişleri Bakanının uçuşunun iptali, Aile Bakanının aracının durdurulup sonra sınır dışı edilmesi ve Rotterdam'da bunların Türk vatandaşlarınca protesto edilmesinin polis şiddetiyle başlayıp yayıldığını artık hepimiz biliyoruz.



Ardından Danimarka öncesinde Almanya kenarından İsviçre de katıldı bütün bu olup bitene.



Hollanda nasıl bir ülke, yaşadığı sosyal kültürel siyasal dönüşüm ve sancıları ne anlama geliyor iyi Hollanda uzmanlarından

Ahmet Demirhan

'ın

superhabertv

'de yayınlanan “Hollanda'da Yeni Germenik Asabiyet' ve Göçmenler” isimli yazısından okuyabilirsiniz.



Ya da

Tayfun Er

'in Norveç, Danimarka, İngiltere, İsveç kraliyet ailelerinin hepsinin atasının Norveç Kralı ve tümünün Protestan olması konusundaki yazılarına bakabilirsiniz.



Aktüel meseleler biz içinde yaşarken algıladığımızdan farklı katmanlara ve uzak tarihlere de atıf yapıyor sürekli.



Hollanda ve Türkiye arasındaki adı geçen diğer ülkelerin de ama az ama çok karıştığı gerilim karşılıklı diplomatik ataklarla sürerken kafamızda onca soruyla

AB Bakanı Ömer Çelik

'in temsilcilerle konu hakkındaki görüşmesine katıldık.



Çelik

, yapılanları kabul etmemizin mümkün olmadığını belirtirken Hollanda'nın bizzat Avrupa kurucu ilkelerini çiğnediğinin altını defalarca çizerek “O yüzden 'taraflara itidal çağrıları' beyhudedir” dedi.



Dünyanın özellikle 2017'de şaşırtıcı ve sıkıntılı bir dönüşüm içinde bulunduğunu, ABD'de küreselleşme karşıtı bir iktidar varken Çin'in küreselleşmeyi övdüğü, İngiltere'nin Birlik'ten ayrıldığı bir süreçte bulunduğumuza dikkat çekti. Avrupa dahil Batı'da İslamofobik, ırkçı, aşırı sağcılığın yükseldiğine ama bununla mücadele yöntemi olarak onların ajandalarına uygun bir politikanın merkez partileri de esir aldığına dikkat çeken

AB Bakanı

“Tansiyonun yükselmesini tespitten sonra neden yükseldiğine dikkat kesilmeliler” dedi.



Görüşmemiz sırasında AB'den yine Türkiye'yi aşırı söylemlerden kaçınmaya davet eden açıklama kimi ülkelerin hiç de bizim gibi bakmadığının yeni bir ispatıydı. Son dakika olarak düşen açıklamaya Bakanın yorumu “Hukuka uymayan taraf Hollanda iken bu açıklama boş bir açıklamadır” oldu.



Ömer Çelik

'in hızla gelişen aşırı sağ atmosfer üzerinden Türkiye'nin AB yolundan da gidişattan da kopmasını isteyen Avrupa'da da Avrupa dışında da ülkeler olduğuna dikkat çekmesi önemliydi.



Çelik

, Hollanda'nın yanlış tutumuna ya da ona destek veren açıklama ve eylemlere rağmen bu tarz eğilimlere prim verecek, bu niyetlere yardım edecek bir tavırdan uzak duracağımızın da sinyalini verdi.



Şimdi, yarın yapılacak seçimlerde kimlerin ne kazanacağını, sonrasında da yine sonuçlardan doğal ki çok etkilenecek gelişmeleri izleyeceğiz.



O zamana kadar olumlu bir adım atılmasını beklemek hiç gerçekçi değil.



Sonra bakacağız…



Hollanda denilince turuncu renk, onun üzerinden portakal simgesini hatırlamak yaygınmış meğer, son protestolar sayesinde bunu da öğrendim.



Oysa ben Hollanda denilince ciddi bir sömürge geçmişi olan bir zamanların güçlü devleti ile en çok ünlü ressamları

Van Gogh

'u hatırlıyorum.



Bir başka 11 Mart'ta, ta 1880'de meselâ ailesinin evindeki

Van Gogh

'u.



Bir başka Mart'ta babasının kendisini akıl hastanesine yatırmayı düşündüğünü ağabeyi

Teo

'nun mektuplarından öğrendiğimiz ressamı.



Ve onun tablolarındaki ona ait o özgün fırça darbelerinin oluşturdu desenlerle hayat bulmuş yepyeni bir sarı'yı.



O sarıların bu kadar güçlü kullanımıyla aklını kaybetmeye başması arasında bağ kuran yazılar okuduğumu hatırlıyorum.



Rotterdam'daki o kapkara geceyi resmetse

Van Gogh

, o gerçekten büyük usta paletindeki bütün sarıları kullanmaz mıydı?..


#AB Bakanı
#Ömer Çelik
#Rotterdam
#Van Gogh