1965 yılında Ankara’da doğdu. Gazi Üniversitesi Radyo Televizyon bölümünü bitirdi. Ulus Gazetesi’nde 1984 yılında başladığı gazetecilik hayatını, Yörünge Dergisi, Yurt Haber Ajansı ve Kanal 7’de, dergicilik, gazetecilik, ajans, televizyonculuk alanlarında yaptığı çalışmalarla sürdürdü. 2003 yılında, TV 5’in kurucu Ankara Temsilciliği görevini üstlendi. 2006 yılında TV 24’ün kurucu Ankara Temsilciliği görevine getirildi. İlk belgesel çalışmasını eski işadamı Nuri Demirağ üzerine kaydetti. İstiklal Madalyası’nın ilk ve tek belgeselini Osman Sert’le beraber çekti. TV 24’te ‘Keşke Olmasaydı’ yakın tarih dizisi programı içinde 30’a yakın bölümde emek verdi. Köşk’ün Öyküsü, Endülüs, Erdem Beyazıt, TBMM, SEKA, Ali Adnan/Başvekil, Mehmed Akif isimli belgesellere imza atan Koç, bu çalışmalarının karşılığında 10’a yakın ödülle ödüllendirildi. Haber7.com ve Mansettv.com sitelerinde köşe yazarlığı yapmış olan Yaşar Taşkın Koç, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Köşe yazarı da insan. O da sizin gibi planlar yapıp başarısız oluyor, sürprizlerle karşılaşıyor.
Bugün için kim bilir her bir köşe yazarı neler yazmayı planlıyordu size? Ve şimdi kim bilir neler okuyorsunuz…
Ben de size Agâh Oktay Güner'e atfedilen “Fikirlerimiz iktidarda ama biz hapisteyiz" cümlesini hatırlatacaktım. Sözü, 12 Eylül'den sonra yargılanan MHP'liler davasında sarf ettiği iddia edilir.
Günümüzle ne alâkası var, var mı gerçekten, yoksa bu bir köşe yazarının kafasına göre bir kalem oyunu mu… planlar, hesaplar tutsa bunları bugün konuşacaktık ama olmadı.
Bağıra çağıra Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımanın ve böylece büyükelçiliğini Tel Aviv'den taşımanın gürültüsüyle iş başına gelen Trump'ın bu taşınmayı iki yıl erteleyen kararı imzalayacak olmasına değinebilirdim.
Trump acaba daha hangi sözlerini tutmaz, kendisini iktidara taşıyan temel meselelerdeki hangi tutumlarını değiştirir, dış politikada bizi ilgilendiren daha hangi yeniliklere kapıyı açabilir… diye tartışmayı umuyordum.
Ortadoğu'da İsrail'e böyle bir başkent çalımı bu kadar kolay atılabiliyorsa bugün Amerika Birleşik Devletleri'yle hiç de öyle güçlü şekilde imza altına alınmamış ittifaklarına güvenerek yarın kurmak isteyenlerin iki kere daha düşünmeleri gerektiğine değinebilirdim.
Hepsinin ötesinde elin oğlu ne yaparsa yapsın kaderimizi bizim kendimizin belirleyeceğine dair fikrimi yeniden bi kere daha altını çize çize hatırlatmayı umuyordum.
Her anının her olayın her anmanın her tartışmanın yeniden gelip bizi asgari iki ortalama olarak üçe dörde bölmesinden bıkmamamıza değinebilirdim.
Olmadı…
Köşe yazarı da insan… onun da başına beklenmedik şeyler gelebiliyor.
O da hepimizin başına gelenlerden hepimiz gibi etkilenebiliyor.
Çanakkale, Kayseri, Malatya diye üçe bölünmüştü karşımdaki televizyon ekranı ben bu yazıyı yazmaya çalışırken. Üçünde de askerler, subaylar, ağlayan analar, kol kola girmiş birbirine destek olmaya çalışan kadınlar, sessiz hüzünlü erkekler vardı. Üçünde de cenaze namazları kılınıyordu.
Ara ara illerden biri Ankara diğeri İstanbul öteki Konya olurken, altyazıda “Helikopter kazası şehitleri son yolculuklarına uğurlanıyor" okunuyordu.
Ezan okunuyordu, salâ okunuyordu, dua okunuyordu…
Salânın sedası cana dokunuyordu. Türküdeki sözlerin gerçekten cana dokunduğunu anlamak için yaşamak gerekiyordu.
Şırnak Şenoba'da düşen askerî helikopter yürekleri şenden yasa çevirmişti bütün ülkede.
Terörle mücadelenin bir A Takımı'nın aynı kazada şehit olması mı, sınır ötesindeki gelişmelerle ilgili kritik kararların alınıp açıklamaların yapılmasıyla neredeyse aynı saatte yaşanan kaza mı, helikopterlerimizin basit ve yaygın olarak kullanılan engel tespit sisteminin bu helikopterde olmaması mı… hangisine yanacak hangisini sorgulayacak insan bilemiyor.
Geride kalanların hikâyesi mi gidenlerin tek tek başarıları, maceraları mı…
Tabutun başındaki bir ana veya henüz küçücük bir oğul mu, tabutun içinde gitmekte olan mı…
Hangisi?
Köşe yazarı da bir insan nihayetinde; sizin gibi tıpkı.
O nerden bilsin bu kadar sorunun cevabını?
Gücü anca sizinle beraber paylaşmaya yeter acıyı, tabuta bir omuz daha, cenaze namazında arka saflarda bir gölge olmaya…
Ama o istiyor ki bulursa imkân aynı kahkahayı atalım sadece.
Beraberce gülümseyelim huzurla mübarek ayda…
Olmuyor.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.