Sizin 15 Ocak’ınız hangisi

04:0015/01/2016, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Yaşar Taşkın Koç

Bugün, yani 15 Ocak 2016'yı bilmem nasıl yaşıyorsunuz. Nasıl geçecek tarihe ve kişisel tarihinize acaba? Aileye yeni katılan bir bebek veya aranızdan ayrılan bir aile büyüğüyle mi?



Belki şakır şakır yağan yağmuru pencere kenarında ıhlamur içerek belki çoktandır beklediğiniz vizyona giren filme giderek öğleden sonra.



Hiç hatırlamayacağınız bir yirmi dört saat olup akıp gidecek kim bilir öksürük içinde, “domuz gribi miyim?” yoksa endişeleri altında.



Bundan 26 asır önce Nebukadnezar Kudüs'ü ilk 15 Ocak'ta kuşatmıştı.



Kuşatanların ve kuşatılanların heyecanıyla korkusundan günümüze sadece bir satır kaldı.



Gidenlerin uzun kuyruklarda sabırla bekleyip hayranlıkla gezdiği British Museum yine bir 15 Ocak'ta açılmıştı bundan 257 yıl önce. Kurdele kestiler mi kesen bir küçük kız çocuğu veya dönemin en güçlü siyasisi miydi bilmiyorum.



Sarıkamış Harekâtı da bugün bitti; on binlerce Mehmetçik kurşunsuz, yarasız sadece soğuğa teslim etmişti ruhunu ve Enver vahim durumu hiç çaktırmamıştı döndüğü İstanbul'da katıldığı toplantılarda.



Suriye'den perişan şekilde çekilen ordunun 7. Kolordu Komutanı İsmet Paşa kendisine bağlı tümenlerden 11.'sinin başındaki Alman Hans Guhr'a Şeria Nehri'nden arkada koca İngiliz ordusu önlerinde saldıran Araplara rağmen geçtikten sonra söyledikleri çıkıyordu Berlin'de. “Savaştan sonra siz de iç yıkımın ne olduğunu göreceksiniz” mealinde şeyler söylemişti. Çok geçmedi, bir yıl sonra 15 Ocak günü Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, çoğu mağlup Alman ordusunun memlekete dönmüş askerlerinden oluşturulmuş birliklerinden birince öldürüldü. Nehre attılar cesedini. Üzerine bir çocuk şarkısı bile düzdüler hatta…



Aynı gün, ne tesadüf İsmet Paşa'yı Şişli'deki evinde Ankara'ya geçmesi, kendilerine katılması için ikna etmeye çalışıyordu Mustafa Kemal Paşa. Suriye'deki feci ve final olan o yenilgide o da 7. Ordu Komutanlığı yapmıştı bir süre.



Aynı gün Mondros'taki yoruma açık maddelerden birini bahane edip Antep'i işgal etti İngilizler.



Geçti kötü günler, yenilgiler, yıkımlar.



İşgal İstanbul'unda o kara günlere, işgalcilere ağzını açmayanlar; hiçbir şey yokmuş gibi normal hayata devam edenler yeniden gazetelerinin, tiyatrolarının, kurumlarının başına.



Fransızca, Yunanca, Farsça ve Bulgarca haber yayını yapan Ankara Radyosu 15 Ocak 1940 Pazartesi günü İngilizce yayını da ekledi.



Türk aydınının Fransızca yerine İngilizceyle tanışıklığı yeni başlıyordu.



Önce Malta Anlaşması ve sonra büyükelçi Münir Ertegün'ün cenazesini getiren Missouri Zırhlısı ile o İngilizce Londra aksanından Amerikan aksanına evrilecekti.



ABD yine bir 15 Ocak günü nihayet NATO'ya girmemize onay verecekti. Buna rağmen 1966'da aynı gün Johnson'ın aslında Başbakan İnönü'ye neler yazdığını okuyacaktık.



Vaşington yine bir 15 Ocak'ta, 1973'te Vietnam'da pes ettiğini resmen ilân etti.



1988 15 Ocak'ında Yargıtay, sanığın güvenlik görevlileri tarafından bir hafta iş ve gücüne engel olacak şekilde dövülmesinin işkence olmadığına dair karar verdi.



1991'de BM'in Kuveyt'ten çekilmesi için Saddam'a verdiği süre doldu. Bir yıl sonra Yugoslavya tamamen dağıldı.



Tarihe böyle geçti bir sürü 15 Ocak.



Sonra unutuldu çoğu.



Koca savaşlar büyük anlaşmalar müthiş buluşlar birer satırla geçti kayıtlara ancak.



Milyarlarca insanın yaşadığı binlerce 15 Ocak ise kayıtlara bile girmedi.



Kaçının Cuma namazından önce dinlediği hutbenin kalbine dokunduğunu kimse bilmedi.



Sessizce, gözyaşlarını içine akıtarak cenazesini, bebeğini toprağa veren ananın hıçkırığını kimse duymadı.



İlk defa aşık olan, aşık olduğunu henüz anlayan gencin en sevdiği şiir kitabının iç kapağına düştüğü tarihi okuyan olmadı. Gören de anlamadı ne dediğini.



15 Ocaklarda milyarlarca haber yorum köşe yazısı yazdı tarih boyunca gazeteciler.



Bundan sonra da yazmaya devam edecekler üstelik.



Çoğu, onlarca yıl sonra araştırmacıların bile dikkatini çekmeyecek yazılar oldu geçti.



Yirminci yüzyılın kıymetlisi, ışık hızıyla hareket edilen yirmi birinci yüzyılda ertesi güne yetişemeyecek kadar şaşkın ve yorgundu.


#Nebukadnezar
#kudüs
#birleşmiş milletler
#Malta Anlaşması