Karmaşık gibi ama değil

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Alparslan Türkeş döneminden beri gelenek olan yılbaşı değerlendirmesinde Ankaralı gazetecilerle buluştu ve günün manşetlerini belirledi.

En çok, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday göstermeyeceğiz ve Yenikapı Ruhu’na uygun olarak sözümüzü tutmaya devam edecek, aday olursa sayın Erdoğan’ı destekleyeceğiz” açıklaması gündem olacak.

Bir de seçim barajının düşürülmesi ve ittifakların yapılması konusundaki önerdiği formül.

Bahçeli, partiler arası seçim ittifakının kanuni olması için değişiklik yapılması gerektiğinin altını uzun uzun çizerken, partilerin ittifak listesinde nasıl görüneceklerini de biraz karmaşık gelebilecek bir formülle ama tek tek anlattı.

Bilmiyoruz, şimdi AK Parti seçim barajının düşürülmesi ve ittifakla ilgili düzenlemedeki bu öneriye nasıl bakacak… göreceğiz hep beraber.

MHP Genel Başkanı’nın ittifak listesine yönelik karmaşık görünen, seçmenin bir bölümü için yanlış yapma ihtimali bile doğuran ya da yanlış yapmasa bile istenilen sonuçları çıkarmaya yaraması şüpheli önerisi bir tarafa… toplamda geleneksel kahvaltılı basın buluşmasından hiç de karmaşık olmayan şeyler çıktığı kesin.

Neler çıktı?

Söylenenler ortada ama söylenmeyen, ima edilenler de var bir o kadar. Sık sık “Siyasetteki muhtemel yeni oluşumlar…” cümleciği… veya hangi parti ya da isimleri kast ettiği belirsiz ihtimallerden bahsettiği yerler gibi…

Kesin olan bir başka şey de Bahçeli’nin söylediklerinde size ne kadar şaşırtıcı, “Yok canım, olmaz herhalde ya” diye baktığınız şeyler varsa, en çok da onların gerçekleşme ihtimalinin yüksekliğidir.

Niye mi?

O da çok basit…

Karşımızdaki siyasetçi 1999’daki seçimlerden sonra nasıl bir iktidar kombinasyonu oluşturulacağına karar veren kişi. DYP ve Fazilet’i dışarıda bırakma kararında etkili olduğunu hatırlıyoruz.

Sonra, bir gün Kanal 7 haber merkezinde Bahçeli’nin erken seçim çağrısını duyduğumuzda çok şaşırdığımızı, “Nereden çıktı?” dediğimizi hatırlıyorum. Sadece çağrı yapmamış, “3 Kasım’da olabilir” demişti. Dudak bükmüştük.

Erken seçim oldu hem de tam 3 Kasım’da…

Yani, içinde bulunduğu koalisyonun bitişine, yeni bir parlamento aritmetiğine, koalisyon ortakları DSP ve ANAP’ın tarihe gömülmesine de karar veren Bahçeli olmuştu.

Aradan yıllar geçti, 2007’de yeniden Meclis’te yerini aldığında Cumhurbaşkanlığı krizini çözen kilit parti yine Bahçeli MHP’siydi.

Sonra yine yıllar geçti, 7 Haziran’da koalisyon kurulmasına yanaşmadı ve seçimler yenilendi.

Ardından 15 Temmuz sonrası, neredeyse küllenmiş Başkanlık Sistemi tartışmasını açtı ve verdiği destekle de hem Meclis’ten hem referandumdan geçmesinde rol oynadı.

Velhasıl, Sayın Bahçeli bazen bazı çıkışlar yapıyor. İlk başta imkansız gibi görünen, “Zor be” diyebileceğiniz, “Yok canım daha neler, hiç olur mu?” tepkisini verebileceğiniz açıklamaları sonra hayata geçiyor ve pek de aklınızda olmayan başka bir siyasetle tanışabiliyor ülke, millet.

O yüzden 2018’in geleneksel kahvaltılı basın buluşmasının da yarınki müstakbel manşetler dışında, belki aylar belki yıllar sonra “Haa… demek buymuş” diyeceğimiz sonuçları çıkarsa hiç şaşırmayacağım.

Toplantının bir çok ilginç yön vardı ama Cumhurbaşkanlığı adayı göstermeyecekleri, ittifak yapacakları ve bu ittifak için önerdiği biraz seçmen açısından karışık gibi görünen yöntem, Bozkurt işareti ile heavy metalci işareti farkına dair anekdot ile İyi Parti ve Abdullah Gül’ün adaylığına dair söyledikleri öne çıkacak muhtemelen.

Benimse aklımda 2012 yılındaki 12 Eylül davası duruşmasına yönelik, Beştepe’den Sıhhiye’ye kadar bütün yolları Ülkücü gençler tarafından kontrol altına aldığını anlattığı hatıra kaldı en çok. Kasım ayı sonunda yaptıkları ‘Doğumunun 100. Yılında Alparslan Türkeş 3. Türk Gençlik Çalıştayı ve Kurultayı’nda da neredeyse Beştepe’den Sıhhiye’ye kadar Ülkücüler caddedeydi.

Ondan hatırladım herhalde…