Halep ne zaman düştü?

04:0016/12/2016, Friday
G: 17/09/2019, Tuesday
Yaşar Taşkın Koç

Hayat nasıl bir çizgi üzerinde, hangi detaylarla ilerliyor bilmiyoruz.



Bildiğimiz hep kendimizle sınırlı.



Bursa'da sabah servisi için yola çıkıp kalp krizine yenik düşen 62 yaşındaki şoförün o sabah en son ne düşündüğünü bilmiyoruz.



Aynı saatlerde Halep'ten hareket eden otobüslerin yolunu keskin nişancı kurşunları kesti. Üç yaralı haberleri dört cenazeye dönüştü akşama doğru.



Sonra otobüsler yeniden yola çıktı.



“Halep düşüyor” diye haberler geliyordu bir zamandır.



İki gün önce “Düştü” diye…



Bu otobüsler, o saldırılar, bu yağan fotoğraflar, acılı haberler… hepsi o son “düştü…” başlığının devamı artık.



Evet, Halep düştü.



Halep ne zaman düştü?



2006'da İslam Kültür Başkenti seçildiğinde mi?



2011'de Suriye'de yönetime karşı ilk kıpırdanışlar başladığında mı?



Suriye 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı hinterlandından çıktığında mı?



7. Ordu geri çekilirken Türk askerine Şam'da sokak aralarında, yollarda gece yarıları veya Şeria Nehri'ni geçerken palalarla saldırılırken mi düştü yoksa?



Bir küçük tren istasyonunda Ankara Anlaşması imzalanırken mi?



19 Ocak 2014'te Hatay'da üç tır durdurulduğunda mı?



Yoksa bir yıl daha mı beklemek gerekir Halep'in düşme tarihini belirlemek için, meselâ 24 Kasım 2015'i?..



Rus uçağının düşürüldüğü sabahı yani…



Yok daha geriye gidelim diyebilirsiniz.



2012'de Obama'nın Suriye'de kimyasal veya biyolojik silah bulunmasını kırmızı çizgi ilân ettiği ama Beyaz Saray 14 Haziran 2013'te rejimin sarin dahil çok sayıda kimyasal silah kullandığını teyit etmesine rağmen Akdeniz'e gönderdiği gemiler saldırı için geri sayım yaparken kararı Kongre'ye bıraktığını açıkladığı 31 Ağustos tarihine mi?



O tarihten sonra Rusya'nın rejim yanında bütün gücüyle yer almasına mı bağlamalı Halep'in düştüğü tarihi acaba?



Deaş gerçeğinin ortaya çıkması ve uluslararası kamuoyunda yarattığı infiale, o üst düzey sinema tekniklerinin kullanıldığı videolara mı belki de?



İran'ın baştan beri ama Rusya'yla entegre ve eşzamanlı doğrudan müdahalelerine mi yoksa?



Ilımlı Muhalifler tanımının kullanılmaya başlanmasına mı bu muhaliflerin kuzeydeki güçlü oldukları asıl araziler yanında bir de ilginçtir Suriye-İsrail sınırındaki daha küçük ama etkili varlıklarının şaşırtıcı coğrafî konumlanışında mı?



İsrail'in sessiz sedasız ara ara bombardımanlar dışında bütün bu hengâmenin içindeki aşırı sessizliğinde mi?



Sovyet Bloku'nun “Bu oyunu kaybedeceğim” deyip bedelini ödeme pahasına yenisi için zaman kazanma kararı aldığı 1991 sonbaharında mı düştü… kim bilir?



2000'li yılların başında bölgede küçük küçük “başlatılan” Şiî –Sünnî çatışmalarının seyrini takip etmek zor geliyorsa gelin Saddam'ın devrilmesini, olmadı idam edilmesini baz alalım. Koca bir arazide baraj kapaklarının açılıp etnik ve mezhebi çatışmaların önünün nasıl yıkıcı bir iteklemeyle açıldığını…



Tarihlerden tarih beğenmek lâzım.



Yeterince tarih, yeterince kilometre taşı, yeterince vaka ve kişi var.



Meşrebinize, mezhebinize, ideolojinize, keyfinize veya hatta tepenizin atıp atmadığına, sakin bir şekilde yağan kara bakarak yudumladığınız bitki çayının verdiği rahatlığa uyarak istediğiniz seçebilirsiniz.



Mahallenizde bir şoför hayatını o sabah kaybetmiş olabilir.



Doktor kalp krizi diyebilir.



Artık kalıtım, keder, beslenme, şanssızlık… onca gerekçe sayılabilir o kalp krizi için.



Çok sigara içiyor veya aksine sigarayı bıraktığı için çok kilo almış biri de olabilir.



Babasından miras bir hastalık ya da anneden yüksek tansiyon belki.



Bilmiyoruz.



O kalp krizi ne zaman nerede başladı bilmiyoruz.



Bildiğimiz servis içinde, direksiyon başındaki ölüm anı.



Ve geride kalan acılı aile bireyleri sadece.



Tıpkı Halep aslında ne zaman düştü bilemediğimiz gibi.



Bildiğimiz otobüs içinde düşen Halep'ten uzaklara gitmeye çalışan yaşlılar, kadınlar, çocukların kirli puslu camların ardındaki bize hem her şeyi ve hem cehaletimizi hem de hiçliği içli şekilde anlatan belli belirsiz yüzlerinin daha da hafızalarımızdan çıkamayacağı…



Yine de “Halep düştü” cümlesinin hükmü o koca asırların sonunda gerçekte ne ki?



Onca Mezopotamya devletinin ardından Roma, Bizans, Arap, Emevi, Abbasi, Hamdani, Mirdasi, Ukayli, Selçuklu, Osmanlı, Fransız gelip geçmedi mi tarihten?



Çok çok bugün yeniden Aşık Ömer gibi “İşte geldim gidiyorum, şen olasın Halep şehri” deriz.



Yarın yine başka bir dünya, başka bir şehir, başka bir Halep kurulur.


#Halep
#Mezopotamya
#Aşık Ömer