Kafası karışık olanların biraz durulmasına sebep oldu herhalde Meclis Başkanlığı seçimleri.
Kafası daha rahat olanların da bu sefer biraz karıştığı ortada.
Bu seçimle koalisyonun bir işaretini buluruz diyenler yanıldığını düşünüyor.
İkisi arasında bağ yok ama koalisyon muhtemelen MHP ile olur diyenler de CHP ile olur diyenler de şimdi şüphe içinde.
Ankara'da bu soruların cevaplarını bilen var mı?
Yok…
Ne görünüyor peki?
1- Başbakan muhtemelen önümüzdeki Salı günü resmi görevlendirmenin ardından partilerle görüşmelerine başlayacak ve ilk turda resim biraz netleşecek. İkinci turda koalisyon kurulup kurulamayacağı; kurulacaksa hangi partiyle olacağı üç aşağı beş yukarı belli olacak.
2- AK Parti'nin CHP ve MHP için oluşturduğu komisyonlar dersine iyi çalıştı; muhataplarının seçim ve parti beyannamelerini bile tek tek okudular ki görüşmelerde nerelerde mutabık kalınacak nerelerde çelişki var biliyor olacaklar. Son gelen haberlere göre CHP'de de Levent Gök bir ekiple birlikte geçmiş koalisyonların protokolleri üzerinde çalışmaya başladı.
3- AK Parti bugün itibariyle sanıldığının tersine her iki partiye de eşit uzaklıkta görünüyor. İkisiyle de koalisyon kurmanın avantajları ve dezavantajları birbirine yakın.
4- Koalisyonun kurulmasını belirleyecek asıl etkenin partilerin açıkladığı kırmızı çizgiler, olmazsa olmazlar olduğunu sanmıyorum; hemen hepsinin esnediğini göreceğiz süreçte. Asıl belirleyici olacak olan yan yana gelenlerin sağlam, asgari 1 ortalama 2 yıl sürecek; iki tarafın da elini gerçekten taşın altına koyduğu bir ittifakın gerçekleşip gerçekleşmediğine dair güvenleri olacak.
5- Bu açıdan aslında bir koalisyon protokolü yapılırken sadece temel ilkeler, icraatlar kadar protokolün bir takvime bağlanması da anlamlı ve pratik değer taşıyabilir. Böylece taraflar da kamuoyu da ne, ne zaman, niçin yapılacak… biliyor olur. Böyle bir adımla işe başlamak müstakbel koalisyona beklenenin üzerinde bir destek ve daha uzun sürecek olumlu hava sağlar.
6- Koalisyonu belirleme gücüne sahip bir başka faktörün de önümüzdeki bir buçuk aylık süre içinde sınırlarımızdaki olağan dışı gelişmeler olabileceğini düşünüyorum. İster Işid ister PYD/PKK ister ikisi birden bir sebeple Türkiye'nin sınırlı da olsa müdahalesine neden olursa bu koalisyon görüşmelerinin seyrini de hızını da olumlu ya da olumsuz belirleyebilecek gelişmelere sebep olacaktır.
7- AK Parti bütün koalisyon müzakereleri sürecinde en rahat parti olacak çünkü kendisi olmadan bir hükümet kurulamıyor ve eğer yeniden seçime gidilirse son oyundan daha aşağısını almasını gerektirecek bir gelişme görmüyor. Öte yandan CHP aslında sıkıntılı dönemlerdeki kırık dökük birkaç koalisyonu saymazsanız neredeyse 65 yıldır iktidar yüzü görmedi. Daha genç bir parti olan MHP için de durum tarihsel açıdan benzer. Tabanlarının bir iktidar ortaklığı açısından onları daha fazla zorladığında şüphe yok. Bu açıdan CHP müzakerelere ciddi ve olumlu yönlerine dikkat ederek hazırlanıyor gibi. MHP ise önce ilk turda CHP seçeneğinin öne çıkmasını, olmuyorsa son anda kendilerinin devreye girebileceği bir alternatife daha yakın bir strateji izliyor.
8- Eğer Davutoğlu'nun turlarından bir sonuç çıkmazsa CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun turlarından kimse pek umutlu olmayacak; süre doldurmaktan veya olmazları bir kez daha görmekten başka işe yaramayacağı düşünülecek.
9- Koalisyon kurulamazsa 45 günlük yasal sürenin dolması da ayrı bir sorun. Anayasa'nın bu durumu düzenleyen 114. ve 116. maddelerine göre Cumhurbaşkanı bir Başbakan atıyor ve Bakanlar Kurulu da parlamentodaki partilerin siyasi oranlarına göre verecekleri üyelerden oluşuyor. Yani 45 günlük süre bittiğinde “ortaya karışık bir Kabine” kurulması anayasal zorunluluk. Bu aynı zamanda MHP ve HDP'nin bakanlarının aynı masa etrafında olması demektir ki muhtemelen koalisyon seçenekleri tükenirse 45 gün dolmadan en azından AK Parti ve MHP oylarıyla ya da MHP'nin Meclis Başkan seçiminde olduğu gibi kenarda durmasıyla bu “otomatik kabine” meselesinin dışında Meclis kararıyla seçime gidilecektir.
Ankara'daki hava ve ihtimaller şimdilik böyle.
İki gündür yağmur yağmıyor ve yaz sanki şimdi bozkırın o boğucu sıcaklarıyla birlikte geliyor.
Müzakerelerin kendi yakıcılığına bir de hava eklenecek anlaşılan.