Cenevre çok çok mühim

04:0029/01/2016, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Yaşar Taşkın Koç

Gözün Cenevre'de olacak okuyucu bugün.



Yani senin adına biz bakıp oradan haberleri aktaracağız, kulağın radyoda bile haberlerde dikkat kesilsin. Çok önemli Cenevre.



Öyle önemli ki insanı sigara dumanı dağılsın diye camı açtığında evde bile üşüten bu dondurucu havada arka sokaktaki inşaatta çalı çırpı yakarak, naylon odalar kurarak yaşamaya çalışan Suriyeli mültecinin kaderini belirleyecekmiş.



Fevkalâde mühim çünkü böylece Akdeniz'de daha birkaç saat önce on biri boğularak hayata veda eden göçmenlerin nasıl boğulabileceğine dair kararlar almaya çalışılacakmış.



Ürdün'de güneş altında sığınacak tek gölgeliğin kavurucu konteyner evler olduğu bölgelerde vatansız kalmışlara bir ihtimal vatan iadesi yapılacakmış.



Çekiliş var, kura olacak, sürpriz hediye beklentisi yüksek.



Bir önceki yüzyılda Jön Türkler'in hayat bulduğu Cenevre diyorum, şaka değil.



Belki bu uzun atlanmış yeni yüzyılda Jön Kürtler de orada hayat bulur. Denemeye değer.



Denenecek.



Uzun sürecek sanıldığından gerçi.



Sürpriz hediye yerine birileri için kötü sürprizler çıkacak belli ki.



Bankalar, saatlerle ünlü memleketin bu kendinden çok uluslar arası araziye mensup şehri bu yüzden bilemezsin ne kadar mühim…



Büyük bir kilidi açması bekleniyor velhasıl…



Kilit binlerce kilometre ötede çünkü.



Suriye, Irak ve Türkiye sınırları içinde bir yerlerde.



Suriye ve Irak'ı anladık da bu topraklarda niye düğüm oldu acaba bu mesele?



Cizre, Sur ve diğer yerlerde neler niye oluyor?



Ne oluyor?



Madem hazır Cenevre'ye kadar gidememişken, merkezi oradaki Kızılhaç'a başvursalar Cizre'de yaralılar neden alınamıyor olduğu yerden, ölüme terk ediliyorlar diye? Kesinlikle tavsiye ederim HDP yönetimine.



4 sağlıkçı neden öldürüldü, o kadar ambulansı kim roket ve mermiyle taradı, yaktı… bunu da araştırırlar hem. Gerçekten yaralıların olduğu yere ambulans gidemiyor mu, gitmiyor mu? Gerçekten ambulans istiyorlar mı, istemiyorlar mı? Yaralılar nasıl yaralanmış, kimdir… hepsi ortaya çıksın.



Bu kadar mermi roket, evlerin daha inşa edilirken içine döşenmiş özel düzenek kablolar, belediyenin özenli kaldırım ve yol çalışmasının altında yatan el yapımı bombalar arasında siyahı beyaz beyazı siyah göstermek çocuk oyuncağı gibi mi geliyor acaba?



Cizre'deki yaralılar ve ambulans meselesinden başlayarak temize çekelim öyleyse…



Cenevre bir işe yarasın, varsanız?



Propaganda, kamuoyu oluşturma, spekülasyonun gücünün de bir sınırı var nihayetinde.



O sınırı aşıp bu kilidi aşacak Cenevre henüz icad edilmedi.



Durum bu, ama senin gözün kulağın yine de Cenevre'de olsun okuyucu. Belki Avrupa ülkelerinde bir garibanın daha sınırı geçince baba yadigârı Şam işi bileziğine el koymaktan utanır medeni toplumlar. O bileziği de eski alışkanlıkla oradaki bir bankanın kara delikli kasalarından birine yuvarlamayabilir.



Biz bu birbirinden acı, birbirinden suni ama bir o kadar cüsseli meselelerde ne olup bitecek diye bakar, anlamaya çalışırken sayın savcı sağolsun yazılarımızdan çok etkilenmiş olmalı ki Erdem Gül arkadaşım için iki kere müebbet istemiş.



Eski cezadaki karşılığıyla iki kere idam yani.



Paralel Yapı'ya yardımdan girip vatan hainliğinden çıkmış…



Daha yazılıp kamuyla paylaşıldığı anda anlamını yitirmeye başlamış bir çalışma olmuş gerçi bence.



Olsun, o kadar kusur Kadı Kızı'nda da olur.



Vay be… bir zamanlar “Kadının kızı” bile bir ölçü, değer birimi, tutamakmış demek ki…



Cenevre'de çok mühim uluslar arası kuruluşlar falan, hatta güya Berlin'de hakimler varsa Ankara'da da savcılar var desek yeridir…



Ve bunların değer ölçüsü, birim, tutamak, mikyas, tartı, cetvel, endaze olarak bir hükmü var mı?



Bir kıyasa bile yarıyor mu, hep birlikte göreceğiz…


#Cenevre
#Jön Türkler
#Paralel Yapı
#Erdem Gül