Hikâyeler iç içedir ve bütün hikâyeler birilerinin hayatlarının bir yerinden başlar.
Yani biz insanoğlu hayata önce başkalarının hikâyesinin içinde bir ayrıntı olarak başlarız. Sonra elimiz kalem tutar hale gelince (ona da ergenlik diyorlar) “buyur devam et” derler.
Ve senin zaman içindeki zorlu yolculuğun başlar.
Hayat yolculuğunun başlangıcını ve bir kısmını her zaman başkaları yazar ama son sayfa sana aittir.
Anneni babanı, soyadını, milliyetini, ırkını, coğrafyanı, cinsiyetini, köşkte mi gecekondu da mı doğacağını seçemezsin ama aklın erdiği bir yaş diliminden sonraki hayat yolculuğunda bütün doğru ve yanlışlar sana aittir.
**
Finans alanında yöneticilik yapmış tecrübeli bir iş insanı olan Bülent Şenver’in Can Yayınları'nda çıkan “Gençlere Mektuplar” kitabında iş, siyaset ve sanat dünyasında isim yapmış birçok ünlü insanın hikayesi var.
Yazar birçok ünlü isimden gençlere mektup yazmalarını rica etmiş.
Onlar da kırmamışlar, düşüncelerini, tavsiyelerini ve tecrübelerini mektupta dile getirmişler.
Kendi bilgi ve tecrübelerini de kitapta paylaşan Bülent Şenver kitabında bu mektuplara yer vermiş.
Kitapta Koç, Sabancı, Doğan, Şahenk Eczacıbaşı, Alaton soyadları taşıyan isimlerin de olduğu 60’ın üzerinde ünlü ismin mektupları yer alıyor.
**
“Ben iş hayatında hiç kaybetmedim; Ya kazandım ya öğrendim” diyordu bir iş insanı.
İş dünyasının eski ve halen etkili isimlerinin anlattıkları tecrübeleri ve tavsiyeleri önemli.
Herkes kapasitesi ve ihtiyacı miktarınca bunlardan kendine kıssadan hisse çıkartacak.
Bazı konularda Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok.
Her tecrübe bir kazançtır, önemlidir ve yolu kısaltır.
Ancak şunu da söylemezsek eksik olacak: Gençler tarihin hiçbir döneminde öğütten hoşlanmamışlardır ve haklıdırlar.
Ama yaşlılar da öğüt vermekten vazgeçmemişlerdir, onlar da haklıdırlar.
Ancak doğrusu rol model olmaktır, öğütlerimizi yaşamaktır.
Çünkü lisanı hal lisanı kalden üstündür.
Gençler yaşlıları dinlemezler, taklit ederler.
**
Ancak ben bu ünlü isimlere ait anıların arasına dün bana çevremdeki yakınlarımın aracılığıyla ulaşan bir kadının sıcağı sıcağına ve taze çok kısa hikayesini sıkıştırayım, belki buradan kendisine bir pay ve sorumluluk çıkaran olabilir.
İstanbul’un Anadolu yakasında şirketlere temizlik hizmeti veren taşeron bir firmada çalışan 40 yaşlarındaki bu kadının hikayesi evlenip Doğu Anadolu’nun bir şehrinden Üsküdar’a taşınmasıyla başlıyor. Bu arada erkek çocukları oluyor.
Eşinin işleri İstanbul’da iyi gidiyor ve Üsküdar’da iyi bir ev satın alıyorlar.
Ekonomik durumlarının iyi olması kadını sosyal ve kültürel ortamlara yönlendiriyor.
Zaman zaman evini açıyor sosyal sorumluluk ve kültürel faaliyetler konusunda bir araya geldiği insanlara, zaman zaman da bir dernek çatısı altında yürütüyorlar sosyal ve kültürel hizmetlerini.
**
Yukarıda dediğimiz gibi hikayeler içiçe dedik ya.
İyi ya da kötü herkes hikayesini yazacak.
Kadın, ekonomik imkanlarını sosyal sorumluluklarını yerine getirme yolunda kullanırken, eşinin ekonomik imkanlarını yeni bir eş bulmada harcadığını öğreniyor.
Aileyi dağıtmamak için sabrediyor ama eşin eve gelmemesi ve ekonomik desteğini çekmesi ile zorlanmaya başlıyor.
Bir gün çocuğu ile dernek faaliyetinden dönüşünde evin kapısını açamayınca eşinin kilitleri değiştirdiğini anlıyor ve çocuğu ile tekrar derneğe dönüp orada geceliyor.
İnsanın ne kadar zalim ve ne kadar cahil olabileceğinin milyarlarca örneğinden birini yaşıyor kadın çocuğuyla evinin kapısında.
Ve boşanıyorlar.
**
Kadın, İstanbul’da ayakta durmak için tezgahtarlık, temizlik gibi ne iş bulsa gidiyor.
Bu arada dışarıdan lise diploması almak için temizlik yaptığı bankada çalışan bir kadının desteği ile ders çalışmaya başlıyor.
Doğu'daki akrabaları bir süre destek veriyor ancak onlar da yaşanan bir depremde mağdur olunca kadın, İstanbul’da çocuğuyla hayat mücadelesinde yalnız kalıyor.
Yaklaşık 10 yıldır böyle.
Bu yıl üniversite son sınıfta olan oğlu da boş durmuyor, babadan destek gelmediği için hem çalışıyor hem de okuluna devam ediyor.
**
Kadın mesai saatlerinden sonra bir bankanın temizliğini yaptığı taşeron şirkette çalışırken bu hafta işlerine son veriliyor.
O şimdi işsiz.
Haydi bakalım bu hikayeye kim dahil olmak isteyecek.
Ve bu hikayeden kendi hikayesine birkaç iyi cümle eklemek isteyenlerden haber bekliyorum.
İlgilenenler için eposta adresim: yasar.sungu@yenisafak.com.tr veya hikayenin sahibine ait IBAN/Hesap No: TR400020300002142219000001
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.