Her yıl eylül ayında balık sezonu açıldığında ilk tanıştığımız ve tattığımız en taze en bol avlanan balık
birlikte
.
Eylül ve Ekim ayı, ülkemizde genellikle denizlerde yaz döneminin bittiği, av yasağının kalktığı ve deniz suyunun soğumaya başladığı aydır.
balıkları, av yasağının kalktığı Eylül ayından itibaren tezgahlara gelmeye başlar.
Özellikle
bol ise her sofraya balık girer.
Bu ayda hangi balık yenir diye sorarsanız cevabı bellidir;
.
Palamudun küçük kardeşi olan
Ağustostan itibaren Karadeniz’den sürüler halinde gelmeye başlar.
Palamuda nazaran daha küçük ve yağlı bir balıktır.
Ağustos ayında Av yasağı olduğu için çapara ile tutulur.
Palamut nasıl bir balıktır?
Sürüler halinde yaşayan pulsuz siyah etli bir göçmen balıktır.
Sırtı çizgili, karnı gümüş rengindedir.
En lezzetlileri Karadeniz ve Marmara’da avlanılan tipleridir.
Palamut büyüyünce torik olur?
, gezici bir balık olup, yüzerken ağzını açarak yediği deniz canlıları ile beslenir. Süratli ve hızlı yüzerler. Yüzme keseleri yoktur.
Batmamak için devamlı yüzmeleri gerekir.
Düzenli palamut tüketen kişilerin bağışıklık sistemleri güçlenir ve özellikle kış aylarında geçirilen
algınlıkları daha kolay bir sürece dönüşür.
Palamut balığı vücut dokularını yenilediği için vücut üzerinde yer alan
yaralar daha çabuk iyileşir.
Artan odak düzeyiyle birlikte hem
hem de
olan kişiler
biri olabilir.
Ruh hali üzerinde de olumlu etkileri bulunan palamut balığını
ve
baş eden kişiler tercih edebilir.,
Palamut nasıl daha lezzetli yenir?
Yumuşak etli olduğu için fazla yıkamaya gelmez hemen dağılır.
Çeşme suyu ile temizledikten sonra her tarafını unlayın ve fazla ununu silkeleyerek üzerinden atın.
Arkalı önlü pişireceğiniz palamut balığı tavada yaklaşık 15 dakikada nar gibi kızarıp hazır olacak.
kızartma sağlıksız derse desin, balığın en lezzetli hali tavadır.
Hayatınızı tatsız tuzsuz yaşamayın herkes ölecek.
diğer birçok balıklar gibi kiloyla satılmaz, taneyle satılır.
Balığı kasadan çıkaran tecrübeli balıkçı balığın fiyatını
yani tecrübesiyle belirler ve boy boy ayırarak tezgâha atar.
Palamudun en küçükleri ortalama yarım kilodan başlar
kadar çıkar.
en sık uğradığım yer balıkçılar çarşısıdır, çoğuyla da tanışırım.
Balıkçılar çarşısında eylül başından bu yana palamudun en küçüğü 100 lira.
Fiyatlar büyüklüğüne göre 125, 150, 170 ve 200 lira olarak devam ediyor.
Dışarıda yemek yemenin oldukça
olduğu bugün
beslenme imkânı balık tezgahlarında.
100 liralık en küçük palamut, iki kişiye yanında soğanla birlikte rahatlıkla bir öğün olur.
Yani yanında
maliyetiyle birlikte kişi başı
derken soğanı kastediyorum.
Balığın yanında gidecek
marul, göbek, roka, nane, taze soğan
gibi yeşilliklerin yanına varılacak gibi değil.
Balık aldığım balıkçının bitişiğinde yeşillik satan manavda bir kök marulun üstünde 75 lira yazıyordu.
Hemen yanındaki balık tezgahında ise bir balık 100 liraydı.
Balıkçılar çarşısının hemen yanındaki kebapçıda da camda bir l
ahmacun 100 lira bir tam çorba 70 lira
yazıyordu.
İster istemez kıyas ediyorsun ve görüyorsun ki
, dışarıdaki yemek yerlerinde fiyatlar anormal derecede artmış.
Sebze ve meyvede anormal fiyat artışları var.
Sebebi ürün azlığı değil, çünkü özellikle meyvede en bereketli ve bol dönem yaşanıyor ama
liradan aşağı değil.
Geçen hafta İstanbul’a yakın köyleri gezdim.
Bahçelerde meyvelerin çokluğu yüzümüzü güldürdü.
, mandalina, Trabzon hurması, nar, döngel yani muşmula armut ve
ağaçlarında dallar meyveleri taşıyamıyordu.
Palamutun fiyatını eliyle ve gözüyle belirleyerek en uygun ve adil fiyatla tezgâha koyan
balıkçının adalet anlayışı
ve hak perestliği sebze ve meyve satıcılarında yok, lokantacılarda yok, marketlerde yok.
Enflasyon canavarı balık tezgahlarına uğramadan
ucuz ve sağlıklı beslenin.
Fiyatı anormal olan hiçbir ürünü almayın, ölmezsiniz.
terbiye etmenin başka yolu yok.