Korku ekonomisi

04:004/03/2020, Çarşamba
G: 4/03/2020, Çarşamba
Yaşar Süngü

Korku duygusu, insanın yüreğine girmeye görsün en kısa zamanda bütün bedeni esir alır.Mevsim geçişlerinde dünyada herkesin yakalandığı normal basit bir gripten her yıl ölenlerin sayısıkoronadanölenlerin sayısından daha fazla.Ancak bu bile korkunun virüsten daha hızlı yayılmasını önleyemiyor.İstanbul’da sokaklara, vapurlarda, metro ve metrobüslerde kısacası bütün toplu ulaşım araçlarındamaskeli insangörmeye alıştık.Bu arada en basit birkoruyucu maskebile korkunun getirdiği talep ihtiyacı ile yüzde

Korku duygusu, insanın yüreğine girmeye görsün en kısa zamanda bütün bedeni esir alır.

Mevsim geçişlerinde dünyada herkesin yakalandığı normal basit bir gripten her yıl ölenlerin sayısı
koronadan
ölenlerin sayısından daha fazla.

Ancak bu bile korkunun virüsten daha hızlı yayılmasını önleyemiyor.

İstanbul’da sokaklara, vapurlarda, metro ve metrobüslerde kısacası bütün toplu ulaşım araçlarında
maskeli insan
görmeye alıştık.
Bu arada en basit bir
koruyucu maske
bile korkunun getirdiği talep ihtiyacı ile yüzde bine yakın zamlanmış.
Korkuyu fırsata
dönüştürenler her zaman olacaktır.
Korku ekonomisinde
rakamları da korkunun seviyesi belirleyecek.

**

Peki,
Çin’de
Aralık 2019’da ortaya çıkan koronavirüs salgını, küresel ekonomi ve dünya ticaretini nasıl derinden etkiliyor?
Çin
, dünyada
ABD’den
sonraki en büyük ikinci ekonomik güç.

Gıda, oyuncak, otomotiv sektörü, turizm, sinema, teknoloji, akıllı cihazlar endüstrisi, çip üretimi, havacılık, sinema, alışveriş ve daha birçok ürün ve hizmet Çin’e göbekten bağlı durumda.

Dünyanın en büyük
mal ve hizmet üreticisi
ve önemli bir
ham madde tüketicisi.
Çin’de üretim
dünya petrol fiyatlarını
etkileyecek kadar büyük.

Salgın nedeniyle Çin’in petrol talebi günlük 250 bin varilden fazla azalınca petrol fiyatları talep azlığı ve üretim fazlası nedeniyle bir anda 60 doların altına indi.

Uzun yıllar
ucuz iş gücüyle
küresel ekonomiyi ülkesine çeken Çin zamanla yüksek değere sahip ürünleri de üretmeye ve tüketmeye başladı.
Otomobil fabrikaları
üretimlerini sürdürmek için, Çin’e bağlı durumdalar.

Apple, Microsoft ve Qualcomm gibi teknoloji dünyasında kilit öneme sahip şirketlerin ürünleri Çin’de üretiliyor.

Çin
aynı zamanda nüfus gücüyle devasa bir pazar.
IMF
Çin’in büyümesini 5,6 olarak revize etti.

Bu oran aynı zamanda 1990 yılından beri öngörülen en düşük büyüme hızı anlamına da geliyor.

Oxford Economics
salgının dünya ekonomisine zararının
1,1 trilyon dolar
olacağını tahmin ediyor.

**

Çin’in aşırı büyümesine sert bir fren oldu
koronavirüs.

Üretim kapasitesi düştü.

Çin’de üretim yapan
ABD
ve
Avrupalı dev şirketler
de virüs yüzünden üretim sıkıntısı yaşıyor.
Türk ekonomisi
şimdilik olumsuz etkilenmemiş gözüküyor.

Hatta bunun fırsata dönüştürülmesinin bile mümkün olduğu söyleniyor.

Dış ticarette büyük darbe yiyen
Çin mallarının
yerine
Avrupa
ülkeleri alımlarda Türk mallarını tercih edebilir.

Bu da iç piyasa ve ekonomik canlanma için büyük bir kazanç olur.

Hayırlısı olsun.

‘Şer gördüğümüz şeylerde hayır, hayır gördüğümüz şeylerde de şer olabilir’
kaidesi işliyor.

**

Mart 2020
itibarıyla son rakamlara göre, dünya genelinde vaka sayısı 91 bini geçti, 3 bini aşkın kişi corona virüs nedeniyle yaşamını yitirdi.
Korona
virüs bugüne kadar 65’in üzerinde ülkede görülürken en son Türkiye’nin kuzeyindeki Ukrayna’ya sıçradı.
İran’da
ölü sayısı 77’ye, vaka sayısı 2336’ya yükseldi.

İran Meclis Başkan Yardımcısı, 23 milletvekilinde yeni tip koronavirüs tespit edildiğini duyurdu.

Virüsün yayılmasını engellemek amacıyla 54 bin tutukluya da ev izni verildi.

**

Öte yandan Çin Başkonsolosu
Türkiye’de dün katıldığı bir televizyon programında, Çin’de koronadan ölenlerin sayısının
2.912
olduğunu söyledi.
Sunucu da
1 buçuk milyar
civarındaki Çin’in nüfusunu kastederek, “Bu aslında Çin’in nüfusuna göre çok çok küçük bir rakam” deyince,
Başkonsolosun cevabı şöyle oldu; Dünya Sağlık Örgütü’nün ilk basın toplantısında da böyle söylendi ama ben çok kasılıyorum bu sözlerden
. Dikkat edin, bunlar rakam değildir, bunlar CANDIR...

Başkonsolostan insan gibi, insana yakışır bir cevaptı bu; koronavirüsten ölenleri can olarak görmek.

Hepimizi duygulandırdı.

Canlı yayınların her zaman böyle bir riski vardır.

Hatayı telafi edemiyorsun.

Az çok tanıdığımız kadarıyla sunucunun böyle düşünmediğinden eminiz.

Zaten sunucu da utandı söylediği sözden.

Biz de utandık.

Ama bu cevap tabii ki bize
Çin’in Uygurlara
rakam olarak baktığını da unutturmadı.
Koronadan
ölen Çinliler nasıl ki rakam değilse, Çin baskısından ölen
Uygurlar
da rakam değil.
Suriye’de
ölen sivil masumlar da rakam değil.
Yemen’de
savaş yüzünden kamplarda açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden çocuklar ve bebekler de rakam değil.
Savaş
yüzünden ailelerini korumak için ülkelerinden
kaçan göçmenler
de rakam değil.
#Koronavirüs
#Çin
#Göçmen
#Dünya Sağlık Örgütü