Dünyada gelir dağılımının düzelmeyecek biçimde oluşması, zengin ve yoksul sınıflar arası uçurumun derinleşmesi kooperatifçiliği yeniden gündeme taşıdı. Sosyal adaletin yeniden sağlanması ve gelir dağılımını yeniden düzeltme açısından Kooperatiflere yarının işletmeleri olarak bakılıyor. Kooperatifler bugün dünya ekonomisinin yüzde 15’ini kontrol ediyorlar. Dünyadaki istihdamın da yüzde 10’unu karşılıyorlar. Dünyadaki hedef, 2030 yılında bu oranları ikiye katlamak. ILO ve FAO başta olmak üzere, Birleşmiş
Dünyada gelir dağılımının düzelmeyecek biçimde oluşması, zengin ve yoksul sınıflar arası uçurumun derinleşmesi
yeniden gündeme taşıdı.
Sosyal adaletin yeniden sağlanması ve gelir dağılımını yeniden düzeltme açısından Kooperatiflere yarının işletmeleri olarak bakılıyor.
Kooperatifler bugün
dünya ekonomisinin yüzde 15’ini
kontrol ediyorlar. Dünyadaki istihdamın da
karşılıyorlar.
Dünyadaki hedef, 2030 yılında bu oranları ikiye katlamak.
başta olmak üzere,
örgütlerinde,
ve başka bölgesel örgütlerde kooperatif işletmelerin geleceğin istihdamında önemli bir rol oynayacakları tartışılıyor.
diyor ki; “Kooperatifçiliğe yalnız gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde değil, azgelişmiş ülkelerde de her zamankinden daha fazla ilgi duyulmaya başlandı.
Denilebilir ki
dünya, kooperatifleri yeniden keşfediyor.
O nedenle ben kooperatiflerin
olacağına inanıyorum.
Dünyanın her yerinde bu düşüncede olan pek çok insan var.
Yani, böyle düşünen yalnızca ben değilim.”
Yurt içinde ve yurt dışında 50 yıla yaklaşan kooperatifçilik deneyimine sahip önemli bir uzman
Bu alanda
Kooperatifçilik Profesörü
olarak biliniyor.
2014 yılından beri Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Uluslararası İlişkiler Koordinatörü ve Genel Başkan Danışmanlığı yapmış.
Uzun yıllar
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’da
görev yapmış, emekli olduktan sonra da
Birleşmiş Milletler örgütlerine
üye devletlerin kooperatifçilik politikalarının geliştirilmesi konusunda danışmanlık desteği vermiş.
20’si İngilizce olmak üzere 30’un üzerinde yayınlanmış kitabı ve araştırması bulunuyor.
Prof. Polat, dünyadaki kooperatif uygulamalarında başarılı örnekleri ve “Türkiye’deki kooperatifleri kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle anlatıyor;
İspanya’nın Bask bölgesindeki
, Hindistan’da süt üreticilerinin kurduğu dünyanın en büyük süt ürünleri kooperatifi
, Yeni Zelanda’daki daha az ortaklı fakat iş hacmi çok yüksek olan süt ürünleri kooperatifi
v
e Çin Tedarik ve Pazarlama Kooperatifleri Birliği
beni en çok etkileyenler.
ve
kooperatiflerde oldukça iyi.
Bu ülkelerde hem tarımsal hem tüketim, finansman ve sigortacılık kooperatifleri çok gelişmiş durumda.
de iyi örnekler var. Ama kötü örnekler de var.”
“Bir ülkenin kooperatifçilik politikası, o ülkenin
ve
olmalı.
Devlet, kooperatiflerin gelişmesi için yasal ve idari çerçeveyi hazırlamalı, eğitim başta olmak üzere gerekli destek hizmetlerini sağlamalı, ancak
yönetimine müdahale etmemelidir.
”
“Türkiye’deki kooperatifler, aynen ekonomisi gibi “gelişmekte olan” kategorisinde yer alıyorlar.
Zira kimi kooperatiflere devletin “
”
gözlenirken, kimi
de görmezden geliniyor.
Ayrıca, Türkiye’de kooperatiflerin “
” sorunu var.
Yani, çok küçük ölçekli kooperatiflerin sayısının fazla olduğu ve bunların rekabet ortamında seslerinin duyulmadığı gibi,
ortaklarının çıkarlarının korunmasında
da etkili olamadıkları biliniyor.”
“Gelişmiş ülkelerde, örneğin, tarımsal ürünlerin üretim ve pazarlamasında
kooperatifler piyasada ortalama yüzde 60-75
oranında paya sahipler.
Kooperatif bankaları ve sigorta kooperatifleri de piyasayı düzenleyici bir etkinliğe sahipler.
Türkiye Avrupa’da kooperatiflerin sahip olduğu bir kooperatifler bankası bulunmayan tek ülke.
Kooperatifçiliğin 7’inci ilkesi “
” ilkesidir.
Türkiye’de kooperatifçiliğin önünde finansman ve mevzuat önemli sorunlar olarak karşımızda duruyor. Buna
de eklememiz gerekiyor. Her ne kadar bazı üniversitelerimizin bünyelerinde bulunan Meslek Yüksek Okullarında
kooperatifçilik bölümleri
bulunsa da bu okullardan mezun olan gençlere kooperatifler iş imkanı sağlamıyorlar. Bana göre bu durum kooperatiflerimizin önemli bir kusuru.”
Devletler artık kendilerinden bile güçlü hale gelen uluslararası sermayeli dev şirketleri denetleyemediği gibi, birçok devlet bu şirketlerin dümen suyuna göre çalışıyor.
Bu gücü
denetlemenin ve terbiye etmenin
tek yolu küçük ve orta ölçekli şirketlerin ve üreticilerin birleşmesi.
10 tane bir ayrı ayrı yazıp toplandığında 10 eder ama 10 tane biri yan yana yazıp okumaya kalktığında karşında hayal edemediğin bir rakamı bulursun yani gücü.
Tıpkı kooperatifler gibi.
Vahşi kapitalist düzeni adam etmenin tek yolu
.
#Ekonomi
#Tarım
#Kooperatif
#Yaşar Süngü