“İnsanlarla münasebetin ateş ile münasebetin gibi olsun; çok fazla yaklaşma yanarsın, çok fazla uzaklaşma donarsın” diyor dünya edebiyatının en önemli klasikleri arasında yer alan Gülistan ve Bostan’ın yazarı ünlü şair, edebiyatçı, filozof ve İslam alimi Şadi Şirazi. Bin 200’lü yıllarda yaşamış şairimize göre insanın cehennemi de yalnızlık cenneti de. Ancak insan başkalarıyla bir arada olduğunda yaşayabilen toplumsal bir varlık. Doğduğunda başlıyor başkalarına olan ihtiyacı. Kendi ayakları üzerinde
Bin 200’lü yıllarda yaşamış şairimize göre insanın cehennemi de yalnızlık cenneti de.
Doğduğunda başlıyor başkalarına olan ihtiyacı.
Kendi ayakları üzerinde durup hayata tutunabilmek için uzun yıllara ihtiyacı var.
Doğduğu gibi hayata başlayan hayvanlara benzemiyor insanoğlu.
**
Çevrende iş yaptıkların, görüştüklerin, hatırının geçtikleri, dostların arkadaşların ne kadar genişse o kadar fazla itibarın oluyor.
**
Amerikan Psikoloji Derneği’nin yayınladığı Journal of Personality and Social Psychology (Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi) 1965 yılında kurulan aylık hakemli bilimsel bir dergi.
Sosyal psikoloji ve kişilik psikolojisi alanlarına ait makale ve araştırmaların yayınlandığı dergiden şöyle bir yazı alıntılamış birisi.
İnsanlara çok yaklaştıkça dikenlerinin batması ama insansız da kalamıyor oluşumuz bu ikilemin en açık ifadesi.
“Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı.
Az sonra oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar.
Üşüyünce birbirlerine tekrar yaklaştılar.
Oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar.
Soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü.
Ters gelen özellikler ve tahammül edemedikleri hatalar onları birbirinden uzaklaştırır.
İnsan olmak, yakınlık kurmak ve şefkat beslemek demektir ancak hem sosyal kurallar hem de insan doğası bizi başkalarına gerçekten yaklaşmaktan alıkoyuyor.
Bunlar temel insan doğasının yan ürünleri ama kaçınılmazlar.
Neden sevdiklerimizden geri çekiliyoruz?
Neden incinmekten bu kadar korkuyoruz?
Bu ikilem ebeveynlerle çocuklar, arkadaşlar, kardeşler ve eşler arasında sıkça yaşanıyor.
**
Sosyal ilişkilerde mesafeyi ayarlayamayan, samimiyeti laubalilikle karıştıran, argo konuşunca kendini adam sanan insanların epey çoğaldığı bir dönemde bu şarkıyı daha çok dinlemek lazım.
Ne fazla yaklaş ne fazla uzaklaş.
Kirpinin networku ideal.
**
Birleşmiş Milletler bu hafta “Gazze’de sivil halk için artık güvenli hiçbir yer kalmadı” diyerek batılı devletleri acilen israili durdurmaya çağırdı.
Ölerek dinlenmek isteyen Gazze’nin dışında başka çocuk ya da insan var mıdır dünyada?