Tasarrufa dayalı finans kurumları günümüzdefaizli krediye alternatifolarak, sosyal dayanışmaya dayanan, organizasyon ücreti karşılığında faizsiz konut ve taşıt finansmanı imkânı sunuyor.Faizsiz finansmana ilginin giderek arttığı günümüzde toplumda tasarrufa dayalı finans kurumlarına olan ilgi de buna bağlı olarak artıyor.Bu ilgi de finans sektöründe her geçen günyeni bir özel finans şirketininbu alanda faaliyet göstermesi sonucunu doğuruyor.Ancak burada şöyle bir sorun çıkıyor;Özellikle söz konusu
Tasarrufa dayalı finans kurumları günümüzde
faizli krediye alternatif
olarak, sosyal dayanışmaya dayanan, organizasyon ücreti karşılığında faizsiz konut ve taşıt finansmanı imkânı sunuyor.
Faizsiz finansmana ilginin giderek arttığı günümüzde toplumda tasarrufa dayalı finans kurumlarına olan ilgi de buna bağlı olarak artıyor.
Bu ilgi de finans sektöründe her geçen gün
yeni bir özel finans şirketinin
bu alanda faaliyet göstermesi sonucunu doğuruyor.
Ancak burada şöyle bir sorun çıkıyor;
Özellikle söz konusu kurumların artan sayısının yanında, bu sektörün hukuki zemininin sağlam bir şekilde inşa edilmesi gerekiyor.
Gelecekte yaşanacak olası
olumsuz ve acı tecrübelerin
önüne geçmek için.
Tasarrufa dayalı finans sistemine olan ilginin arttığı bugünlerde, bu konuyu çeşitli boyutlarıyla ele almayı gerekli gören
İslam İktisadı Araştırma Merkezi
(İKAM), Ekim ayında düzenlediği çalıştayların sekizincisini
İstanbul Üniversitesi İslam İktisadı ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi
(İSİFAM) ile gerçekleştirdi.
Çalıştayda, Tasarrufa Dayalı Finansmanın Hukuki Esasları,
Usulü Mal Edindirme Sistemi, Çalışma Prensibi, Mevcut Durum,
Önerileri tartışıldı. Zoom Programı üzerinden online olarak gerçekleştirilen çalıştaya çok sayıda akademisyen ve tasarrufa dayalı finans çalışanı katıldı.
Çalıştayın sonuç bildirgesinde
hızla büyüyen sektörle birlikte çıkabilecek sorunlara ve bunların çözümüne yönelik önerilere şöyle dikkat çekildi;
Literatürde tasarrufa dayalı finansman modeli olarak adlandırılan ancak kadim kültürümüzdeki
özelliklerini taşıyan grup içi finansman yoluyla mal edinimine imkan sağlayan bu sistem bir sektör haline geldi. Türkiye’de bu çerçevede faaliyet gösteren
bulunmakta olup sektöre ilişkin talep her geçen gün daha da artıyor.
Artan bu ilgi ve piyasa payına rağmen fiili durumda, özellikle fon toplanmasına ilişkin
yasal dayanağın bulunmaması ciddi bir risk
oluşturuyor.
Yasal altyapının güçlendirilmesi, sektörün sağlıklı bir şekilde faaliyetlerine devam etmesini; sektöre teveccüh eden tüketicinin korunması ve makroekonomik olarak sektöre ilişkin potansiyel risklerin bertaraf edilmesini sağlayacaktır. Bu sebeple sektörün
tarafından düzenlenip denetlenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Çalıştayda yapılan tartışma ve sunumlar sonucunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının öncülüğünde tüm paydaşların katılımı ile
sektörün yasal altyapısının oluşturulmasının zorunlu
olduğu görülmüştür.
Buna ilave olarak, sektörün ortaya çıkış nedenleri ve sektöre ilişkin teveccühün temel saikleri dikkate alınarak mevcut yapısını iyileştirici yönde katılım finansı ilkeleri çerçevesinde düzenlemelerin yapılmasının bir zorunluluk olduğu ortaya çıkmıştır.
Bugün gelişmiş
ülkelerinde faizli bankaların yatırımlarıyla büyüyen
, Türkiye’de de ilgi artarak büyüyor ancak
Bu alanda kafa yoran akademisyenlere göre
O yüzden de çalıştaydan çıkan sonuç bildirgesindeki önerilerin acilen kamu kurumları tarafından dikkat alınması gerekir.
Yasal altyapısı eksik bir faizsiz finans ortamı gelecekte
binlerce mağdurun çıkmasına yol açabilir.
Bu alanda yasal düzenlemelerin yapılması ile hem faizsiz finans sektörü hem de ihtiyaç sahipleri rahatlayacaktır.
Piyasalarda
ticareti güvenilir hale dönüştürmek, alıcıyı ve satıcıyı korumak, denetlemek ve düzenlemek devletin yasal görevidir.