“İzm”ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri diyordu Cemil Meriç.
Toplumsal menfaatlerden kişisel menfaatlere hizmet etmeye dönüştürülen zihniyetin de “izm”den farkı yok.
Öyle bir elbise ve örtü ki, beynimizi, ruhumuzu, aklımızı boşaltıp içine yerleşiyor, esir alıyor.
Bakış açısından, anlayışa, yeme içmeden, davranışa, giyim kuşamdan yürüyüşe kadar her şeyi değiştiriyor.
İyi bir tarafı var; Kendisini gizleyemiyor.
Sırıtıyor.
Yani bir insanla karşılaştığınızda onun zihni iç elbisesini, giyiminden duruşundan, gülüşünden, konuşmasından anlıyorsunuz.
Kısa vadeye odaklı, herşeyi kirleten ve zehirleyen zihniyet, kelimelerin içini, kavramları, değerleri bile değiştiriyor.
Mesela kâr kelimesi herhangi bir çalışma sonucu elde edilen şeyler için kullanılırken, zihniyet değişikliği, iş yeri, kazanç yeri anlamına gelen ‘Kârhaneyi’ evirip çevirerek sonunda “kerhaneye” çevirebiliyor.
Ticari hayatı Ahiliğin yönlendirdiği Osmanlı’nın yükselme devirlerinde sanat ehline ’Harif’ denilirken gerileme devirlerinde zihniyet değişince ‘Harif’ kabalaşarak, sokak ağzına dönmüş ve ‘Herif’ olmuş.
Tıpkı eskinin saygın ismi esnafın bugün içine düştüğü kötü durum gibi.
Adam, karşısındakinin beğenmediği sözlerine karşı; “Esnaf ağzıyla konuşma bana” diyor.
Ne demek bu.
Yalancı üçkağıtçı ağzı.
Kelimede ne saygınlık var ne saygı artık.
Esnaf tabiri hakaret anlamında kullanılıyor.
Faizin, kredi ile yumuşatılarak yenildiği, yedirildiği bir ortamda bunlar normal mi diyorsun?
Ee sen de haklısın.
**
Adam çok tehlikeli bir üretim yapıyor.
Sakarya Hendek’te havai fişek üretiyor.
Ve muhtemelen ülkenin en büyük havai fişek deposuna sahip olmakla da övünüyordur eş dost arasında.
Fabrikasında defalarca patlama oluyor ama o her defasında isim değiştirerek yoluna devam ediyor.
Bu güne kadar bu fabrika sahiplerine, “Ya sen n’apıyorsun, nasıl üretim yapıyorsun. Önlemlerin yeterli mi” diyen, kontrol eden olmamış mı?
Bu kadar tehlikeli üretim yapan bir fabrikada defalarca yaşanan patlamaya, iş kazası denir mi?
**
Mikrofonda ağzı kulaklarına vararak konuşuyor; Ben 150 kişiye istihdam sağlıyorum. Aileleriyle beraber 600 kişiye ekmek veriyorum.
Beden 2020’de, kafa hala Ortaçağ’da.
150 iş arkadaşım var diyemiyor.
Ben onlara ekmek onlar bana pasta veriyor da demiyor.
Onlar olmasa ben nasıl kazanırım da demiyor.
Biliyor ki piyasada 150 çalışanın yerine talip olan çok.
Daha ucuza çalışmaya talip insan sayısı arttıkça işletme sahiplerinin kafaları, köleci Ortaçağ zihniyeti ile çalışmaya devam edecek.
Ne diyordu ünlü yazar John Steinbeck; Eğer yoksulsan ve ekmeğe muhtaçsan sakın zenginin kapısını çalma, çünkü gönülden vermez; git, yoksulun kapısını çal ki elindeki son ekmeği bölüp gönülden vermek nasıl olurmuş, onu gör.
Öğleden sonra 25-30 dakikalık kısa bir kestirme; hafızayı güçlendirir, stresinizi alır, bedensel-ruhsal enerjinizi yükseltir, öğrenmenizi ve nöronlarınızın yeni bağlar kurmasını kolaylaştırır, iş performansınızı arttırır, kan basıncınızın dengelenmesini sağlar diyor Prof. Dr. Güner Sönmez hoca.
Bizde şekerleme, Araplarda kaylule, Avrupa’da siesta olarak biliniyor.
Özellikle İspanya, İtalya, Yunanistan’ da çok yaygın.
Hatta Yunanistan’da siestayı bırakanlarda, 5 yıl içinde kalp krizinde artış olduğunu bildiren makale varmış.
Kısa uykunun NASA’da yıllardır 26 dakika olarak uygulandığını da öğreniyoruz hocanın sosyal medya hesabından
Bu kadarcık uyku performansı yüzde 34, uyanıklığı yüzde 54 artırıyormuş.
Verimliliği artırmak isteyen şirket sahiplerinin, yöneticilerin, sıcakların herkesi halsiz bıraktığı bu ayda ve salgın riski hala devam ederken, çalışanların bağışıklığını güçlü tutmak için işyerlerinde böyle bir imkân sağlaması herkesin çıkarlarına uygundur.
Hem çalışanlarını ve işletmesini düşünenler için hem de çalışanları daha fazla sağmak isteyen ‘mandıra sahipleri!’ için akıllı bir çözüm.
Çinliler görüntülü görüşme yapan 2 farklı dili konuşan kişinin, konuşmalarını anında tercüme eden yazılımlarını tanıtmış.
Önümüzdeki 10 yıl içinde yabancı dil sorunu teknoloji sayesinde kalkacağı için mutlu olmamız lazım.
Yabancı dil, bizim ülkenin aşamadığı en önemli sorunlardan biri.
Önümüzdeki kuşak her dili konuşacak.
Ne mutlu.
Ama anlayacak mı birbirini?
Çünkü konuşmak ile anlamak birbirinden çok farklı.
Mesela biz yıllardır aynı ülkede aynı dili konuşuyoruz ama bir türlü birbirimizi anlayamıyoruz.
Teknolojinin çözemeyeceği bir durum bu.
Zihniyetle alakalı.
Dinlemezsen anlamazsın.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.