İçerisi aynalarla kaplı sadece sizin sığabileceğiniz kadar dar olan tek kişilik bir
ama kendinizi sıkışık bir mekânda hissetmiyorsunuz.
Çünkü aynalar size mekânı geniş hissettiriyor.
Yaşadığımız zaman dilimi de böyle bir şey.
Arkamızdaki ayna
, önümüzdeki ayna
, yanlardaki aynalarda geçerken
.
Geçmiş, gelecek ve başkalarının
yaşadığımız için mekân uçsuz bucaksız geniş bir alan gibi geliyor.
Oysa
içinde sıkışmış duruyoruz.
Hayal kurmayı neden severiz?
Çünkü hayaller bizi
denilen zindandan çıkarıp özgürleştiren tek yoldur.
Hayal kurarak dünyanın her yerine araçsız uçabiliyoruz.
Dünyanın en yakışıklı erkeği ya da dünyanın en güzel kadını olabiliyoruz.
Dünyanın en zengini en güçlüsü, en karizmatik insanı olmak saniyelik bir iş.,
Hayal kurarak satın alamayacağın hiçbir şey yok.
Hayal dünyasında, zaman yoktur, engel yoktur, yokuş yoktur, zorluk yoktur.
Her şeyi anında yapabilir anında elde edebilirsin.
Hayal dünyasında yaşamak güzeldir.
Dünyanın
kısa bir süreliğine de olsa hayallere sığınmak bizi rahatlatır, boşalan enerji depomuzu doldurur.
Çünkü hayaller
sınırlı değildir, hayal kurmaya başladığınız anda zamanın içinden sıyrılırsınız.
Buradaki tek sorun hayal dünyasından çıkamamak.
Yeniden gerçek hayata dönerek
hayallerimizi kendimize fener
yapmamız gerekiyor.
Yani yaşadığımız o dar ama geçmiş ve gelecekle genişleyen
a geri dönüş şart.
Şairin,
“hayalle yaşayanın da yaşamayanın da”
dediği gibi.
Ne hayalsiz yaşanır ne de hayalli.
Yani ‘
’ denilen yaşadığımız zaman diliminde uçmak için hayal şart.
Hayal bir kanat ama tek başına bizi uçurabilecek kadar güçlü değil.
Önce hayal et, sonra hayali gerçekleştirmek için gerekli bilgileri öğren sonra da bu bilgilerle harekete geç.
nüfusunda fazla sayıda uçmayı bekleyen genç demek.
Bu inanılmaz bir potansiyeldir.
Bunları
uçuracak bir ortam bir iklim ve havaalanı
lazım.
Mevcutlar yetmiyor ama bu alandaki boşluğu dolduran kurum ve şahıslar da yok değil.
Sivil toplum kuruluşu
“Geleceğe umutla bakmamızı sağlayan çift kanatlı gençler” yetiştirmek için kurulmuş.
Kurucusu
“Bizim için
çift kanat vicdan ve donanım
demek. Bir kanatta toplumun sorunlarına
, diğer kanatta da bu
teknoloji ile çözecek, dünya çapında ilklere imza atacak
yetkinlik ve beceriye sahip
olan gençler yetiştirmek için var YGA” diyor.
YGA’nın Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü Bilim Seferberliği kampanyası ile bugüne kadar
800 en dezavantajlı köy okuluna
çocuklara bilimi sevdiren robotik kodlama gibi teknikleri öğreten Twin setleri ulaştırılmış.
Görme engellilerin hayatını kolaylaştıran
TIME dergisinin 2019’un en iyi icatları arasında gösterildi. Dünyaca ünlü
500 şirketlerinin yarıştığı Edison Ödüllerinde Altın Ödül'ün sahibi oldu. 5 milyon TL uluslararası yatırım aldı.
Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerjisi sistemini kuran
, dünyayı en iyi rehberlerin sesiyle keşfetmemizi sağlayan
, görme engellilerin kapalı alan ve toplu taşımada hayatını kolaylaştıran
gibi YGA mezunlarının kurduğu çift kanatlı girişimler de büyümeye devam ediyor.
Akla ve kalbe danışarak yapılan bu projeler başkalarına da ilham veriyor.
Bu özgün bir sosyal ve ekonomik kalkınma modeli.
Sistemle en son teknoloji en yoksul çocukların kullanımına sunulabiliyor.
Kuruma üye olup çift kanat edinen gençlerin; geleceğin çift kanatlılarını da yetiştirmek için canla başla gönüllü olarak çalışması çok iyi düşünülmüş ve uygulamaya geçirilmiş bir yöntem.
Kuruma destek verenler arasında
Prof. Aziz Sancar, Prof. Doğan Cüceloğlu
gibi bilim insanları, Ezgi Mola gibi ünlü sanatçılar ve ünlü iş insanları yer alıyor.
Kurucusu Sinan Yaman YGA’nın açılımını
Yunus’un gönüllü aşıkları
olarak görüyor.
“İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir”
diyen Yunus Emre’yi kendilerine rehber etmişler.
Kendini bilmenin çift kanat
anlamına geldiğinin bilincindeler.
Yunus’un yaşadığı topraklarda yaşayan gençlere çift kanat takıp uçurarak dünyayı değiştirmek istiyorlar.