Aşk isteyeceksen bu kadının aşkından isteyeceksin

04:0014/02/2021, Pazar
G: 14/02/2021, Pazar
Yaşar Süngü

E ticaret siteleri uzayan ve uzadıkça toplumsal psikolojiyi değiştiren pandemi döneminde14 Şubat Sevgililer Günüyani bugün için rekor satış bekliyormuş.Beklenti geçen yıla göre en az yüze 50 artış.Bu yıl en çokaltın, gümüş, pırlantagibi takı ürünleriyleelektronikeşyaların talep göreceğini düşünüyorlar.“Aşk inatçı bir serüvendir. Serüven dolu tarafı gereklidir gerekli olmasına ama, inat da gerekir. Israr olmazsa aşk olmaz.” Diyor filozofumuz.Haklı değil mi?Evet, yüzde yüz haklıdır.Kesintisiz olmalıdır

E ticaret siteleri uzayan ve uzadıkça toplumsal psikolojiyi değiştiren pandemi döneminde
14 Şubat Sevgililer Günü
yani bugün için rekor satış bekliyormuş.

Beklenti geçen yıla göre en az yüze 50 artış.

Bu yıl en çok
altın, gümüş, pırlanta
gibi takı ürünleriyle
elektronik
eşyaların talep göreceğini düşünüyorlar.

“Aşk inatçı bir serüvendir. Serüven dolu tarafı gereklidir gerekli olmasına ama, inat da gerekir. Israr olmazsa aşk olmaz.” Diyor filozofumuz.

Haklı değil mi?

Evet, yüzde yüz haklıdır.

Kesintisiz olmalıdır aşk.

Havanın, konjonktürün, modanın değişmesiyle değişmemelidir.

Geçici his ve heveslerle karıştırılmamalıdır.

Aşk,
“Sevda baştan gitmiyor sarılıp yatmayınca”
diyen şair gibi bedensel ihtiyaçların seviyesine indirilmemelidir.

Aşk ücretini zaten peşin verir.

Aşık olabilecek kadar yüreğin varsa daha ötesini aramazsın.

Beklentin olmaz, karşılıksızdır aşk.

Sevmek duygusunun verdiği haz ve mutluluk, insana ücret olarak yeter.

14 Şubat Sevgililer Günü'nde ‘kapitalist aşkların’, karşılık beklentili sevgilerin hediyelerle ifadesi küresel ekonomiyi canlandıracak ama bize bedeli ne olacak bilmiyoruz.

O yüzden de
Felsefeci Alain Badiou
kişisel menfaati, çıkarı, güvenliği her şeyin üstünde tutan günümüzün bencil, egoist dünyasında tehdit altında gördüğü aşkı
“yeniden icat etmeye”
çağırıyor bizi.

**

Bağdat halifelerinden birisi Behlül’e dedi ki: “Her gün gel senin için ayrılan rızkını buradan al da gönlün buna bağlı kalmasın” dedi

Behlül
şöyle cevap verdi: “

Birincisi sen benim neye ihtiyacım olduğunu bilmezsin.

İkincisi onun bana ne zaman lazım olduğunu da bilmezsin.

Üçüncüsü bana kaç tane lazım olduğuna dâir de bilgin yoktur.

Hak Teâlâ benim rızkımın kefilidir. O bütün bunları bilir ve mükemmel hikmeti sebebiyle rızkı bana ulaştırır.

Öte yandan eğer sen bana kızacak olsan verdiğini benden geri alırsın. Hak Teâlâ günahımdan dolayı rızkımı benden geri almıyor.”

Güveneceğin kimseyi iyi seç ki, seni yolda bırakmasın.

Kime âşık olacağını bileceksin ki sonradan üzülmeyesin diyor Behlül.

**

Uzlet (Kendi içine yöneldiği) yıllarında insanların sorularını cevaplandırması dışında kimseyle konuşmamış, herhangi bir ihtiyacı için onlara başvurmamış, bazı çevrelerde adı deliye çıkmış.

Halife Hârûn Reşîd, Hâtim’in
durumunu tahkik için ilim insanlarından bir heyeti görevlendirmiş, bu heyet onun
“zamanın en akıllısı”
olduğuna karar vermiş.
Kimine göre deli kimine göre veli bu aşığın ismi
Hâtim-i Esam.
“Esam” (sağır) lakabını, kendisine bir soru sorarken yelleniveren bir kadını mahcubiyetten kurtarmak amacıyla,
“Duymuyorum, sesini yükselt”
diyerek sağır taklidi yaptığı için aldığı bildirilir.
Hâtim
’e göre Allah’ın takdiri olan rızık için kulun gereksiz tedbir peşinde koşması anlamsızdır.

Ona göre Allah’a tam güvenin anlamı; darlığa üzülmemek, bolluğa sevinmemek, fakir veya zengin olduğuna aldırmamaktır.

Bu aşkın da tarifidir aynı zamanda.

Ona göre güzel giyinmek bedenin, çok konuşmak dilin, her yere her şeye bakmak gözün tutkusudur.

İnsan da tutkularını yönettiği kadar insan değil midir?
Ziyaretine gittiği
Rey Kadısı Muhammed b. Mukātil
’in hizmetçilerle dolu bir konakta lüks içinde yaşadığını görünce, “Sen yaşantında Peygamberini değil
firavunu örnek almışsın
” diyerek eleştirmiş.,

“Abdest alırken bir organı dört kere yıkamayı su israfından dolayı yanlış diyen bir adalet temsilcisi böyle lüks bir yaşantıyı kendisine uygun göremez” deyince adalet temsilcisi kadı efendi evini barkını terkederek tasavvufa yönelmiş.

**

Bir seyahat öncesi eşine: “Ben yola çıkacağım, sana ne kadar erzak bırakayım?” diye sormuş
Hâtim
.

Eşi; “Senin yola çıktığından itibaren ne kadar yaşayacağımı bildiğin miktarda azık bırak” demiş.

Hâtim: “Ne kadar yaşayacağımızı bilmiyoruz ki,” demiş.

Bunun üzerine eşi:
“Öyleyse hepsini bunları bilene bırak”
cevabını vermiş.

Kendisini teselli etmek üzere gelen komşularına verdiği cevap da şöyle olmuş; "Benim için üzülmenize gerek yok, çünkü eşim rızık veren değil, Allah’ın verdiği rızkı yiyendir”.

Kimseye gereğinden fazla anlam yüklemeyeceksin ki, sonradan üzülmeyesin.

Aşk isteyeceksen bu kadının aşkından isteyeceksin.
#Aşk