Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu

04:004/05/2024, Cumartesi
G: 12/05/2024, Pazar
Yahya Bostan

Sahipsiz hayvanlar meselesiyle ilgili tartışmalar dinecek gibi değil. Gün aşırı önümüze düşen bir saldırı haberi münakaşayı yeniden alevlendiriyor. Bir tarafta hayvanseverlik adı altında topluma parmak sallayan, marjinal bir grup var. Sayıları az ama sesleri çok çıkıyor. Jakoben üslupları nedeniyle gerçek hayvanseverleri de zor duruma sokuyorlar. Diğer tarafta güven içinde sokağa çıkabilmek isteyen geniş kitleler var. Sorun çözülmediği için bu kitle de kemikleşiyor. Gri alan ortadan kalkıyor. Makul

Sahipsiz hayvanlar meselesiyle ilgili tartışmalar dinecek gibi değil. Gün aşırı önümüze düşen bir saldırı haberi münakaşayı yeniden alevlendiriyor. Bir tarafta
hayvanseverlik adı altında topluma parmak sallayan, marjinal bir grup var.
Sayıları az ama sesleri çok çıkıyor. Jakoben üslupları nedeniyle gerçek hayvanseverleri de zor duruma sokuyorlar.
Diğer tarafta güven içinde sokağa çıkabilmek isteyen geniş kitleler var. Sorun çözülmediği için bu kitle de kemikleşiyor.
Gri alan ortadan kalkıyor.
Makul sesler daha cılız çıkıyor. “Hayvanları uyutacaksanız ilk beni uyutun” gibi tuhaf açıklamalar, “Sokakta tek bir canlı görmek istemiyoruz” gibi ileri çıkışlarla yarışıyor.
Sokak köpekleri meselesinin çözümü için
Tarım Bakanlığı koordinasyonunda İçişleri, Adalet ile Çevre ve Şehircilik bakanlıklarının
ortak çalışma yürüttüğünü ve bir düzenleme hazırlığı yapıldığını geçtiğimiz yıl Aralık ayında yazmıştım (Bakınız,
A’dan Z’ye Sokak Köpekleri Düzenlemesi
.) Düzenlemenin yılbaşından sonra TBMM’ye gelmesi bekleniyordu ancak henüz bir adım atılmadı. Bu ertelemenin, meselenin vicdani yönünü etraflıca tartışmaktan ve teenni ile hareket etme kaygısından kaynaklandığını düşünüyorum.

BAKANLAR TOPLANTI YAPACAK
Ancak anladığım kadarıyla süreç artık hızlanacak. Bu kapsamda ilgili bakanların önümüzdeki günlerde
sahipsiz hayvanlar toplantısı
yapacağını, hatta bu toplantıya
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın
riyaset edebileceğini öğrendim. Burada mevcut durumun masaya yatırılması, alınacak tedbirlerin ve düzenleme hazırlığının gözden geçirilmesi, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir sunum yapılması, nihai kertede düzenlemenin TBMM’ye getirilmesi bekleniyor.
O halde konu yeniden ısınacak. Şimdi sizlerle
karar alıcıların da detaylarına vakıf olduğu
bir çalışmanın ayrıntılarını paylaşacağım. Meselenin üzerinde düşünürken bu verileri göz önünde bulundurmakta fayda var.

TÜRKİYE’DE KÖPEK SAYIMI YAPILDI
Bir
. Türkiye’de 8 milyon sokak köpeği olduğu iddiası gerçeklerle örtüşmüyor. Valilikler üzerinden Türkiye’de köpek sayımı yapıldı. Rakam 2 milyon çıktı. Ancak tüm köpeklerin sayılamayacağı düşüncesinden hareket edersek Türkiye’deki tahmini köpek popülasyonunun 3-4 milyon olduğunu söyleyebiliriz.
İki. Sayı belirlendikten sonra geleceği öngörmek açısından bir simülasyon yapıldı. Simülasyon yapılırken köpeklerin çoğalma hızı esas alındı. Buna göre eğer hiçbir tedbir alınmazsa, 2030 yılında
Türkiye’deki sahipsiz köpek sayısının 50 milyonu bulabileceğ
i söyleniyor. Yani bir kaç yıl içinde sokaklar yürünmez hale gelebilir.
Üç. Uzmanların yaptığı en önemli tespit şu:
“Kısırlaştır ve yerine bırak”
uygulaması artık soruna merhem olmayacak. Çünkü kısırlaştırmanın işe yaraması için
bir ay içinde köpek popülasyonunun yüzde yetmişinin kısırlaştırılması gerekiyor.
Bu da neredeyse imkansız ve uygulanabilir değil.
Dört
. Bu yüzden en gerçekçi çözüm köpekleri sağlıklı, yaşanabilir barınaklarda toplamak. Elbette bunun da bir maliyeti var. Yapılan hesaplamalara göre
her bir köpeğin barınaklardaki aylık masrafı 3 bin lirayı
buluyor.
Beş
. Yapılan bir tespit de şu: Yoğunlaşan köpek popülasyonu nedeniyle son yıllarda kuduz vakalarında artış yaşanıyor. Biliyorsunuz, kuduz tedavisi olmayan, ölümcül ve tehlikeli bir hastalık. Aynı zamanda
hayvandan insana geçen hastalıkların sayısında da artış yaşandığı
belirtiliyor. Kent çevresinde yaşayan habitatın tahrip olması da meselenin diğer boyutu. Sahipsiz köpekler diğer türleri, örneğin ceylan ve tilki yavrularını, ortadan kaldırıyor.

ETRAFTA BİYOLOJİK AJANLAR CİRİT ATIYOR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından paylaştı. Buna göre Türkiye aşı üretim merkezi
(Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve
Üretim
Merkezi
) çalışmalarında yol kat ediyor. Merkezin bir bölümü yıl sonunda hizmete başlayacak. Hedef 2028’de bağışıklama aşılarının yüzde 86’sını Türkiye’de üretmek.
Yani aşıda dışa bağımlılığı azaltmak.

Peki, bu haberi neden önemsedim?

Tek kutuplu dünya yıkıldı, yerine bir düzen kurulmadı. Karmaşa çağında yaşıyoruz. Küresel rekabette artık hiçbir kural kalmadı. Rusya Ukrayna’yı işgal ediyor, ABD 300 milyar dolarlık Rus parasına el koyuyor, Ruslar Alman şirketleri kamulaştırıyor. Gazze’de masum insanlar dünyanın gözü önüne katlediliyor. ABD-Çin rekabeti, Washington’un Tik-Tok’u “gasp etme girişimine” kadar vardı.

Bu keskin mücadelede “biyolojik silah” da devreye girebilir.
Nitekim, geçtiğimiz aylarda ulusal güvenlik konusunda yetkili bir isimle sohbet ediyorduk. Ankara’nın
biyolojik güvenliğe
özel bir önem verdiğini anlatmıştı.
“Dünyada biyolojik ajanlar ellerinde çantayla cirit atıyor. Aşı konusunda hazırlıklı olmamız gerekir”
demişti. “Birkaç yıl içinde yeni salgınlarla karşılaşabiliriz” uyarısında bulunmuştu. Aşı üretim merkezi çalışmalarını bu yüzden önemsedim: Ankara yeni ve üretilmiş Covid-19’lara karşı tahkimat yapıyor. Elini çabuk tuttuğu da söylenebilir.
#Sokak Hayvanları
#Köpek
#Aktüel
#Yahya Bostan