|
Sır açığa çıktı: Türk sınırında ABD üniformalı İngiliz askerleri
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a ait bir açıklamanın üzerinde çok durulmadı. Konuk olduğu bir televizyon programında (Habertürk), terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG ile ilgili bir soruya verdiği yanıtta Fidan,
“2,5 ülke ile sorun yaşıyoruz. ABD, İngiltere, biraz da Fransa”
dedi.
Söz konusu terör örgütü PKK olduğunda ABD, Fransa, Almanya gibi ülkeler mutlaka gündeme gelir. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, devlet ricali, bu ülkeleri terör örgütü ve bağlantılarından uzak durmaları konusunda sık sık uyarır. Ancak üst düzeyde ve resmi ağızdan
“İngiltere’nin dile getirilmesi”
-benim için- bir ilktir (Bir kaynağım, “Daha önce de söylendi” dese de ben göremedim.)

Bu yüzden önemlidir.

Konuya eğilmek gerekir.

“Neden İngiltere” sorusunu önce kaynaklarıma sordum. “Suriye’de ABD neyse İngiltere de o” aldığım yanıtlardan biriydi. “YPG’li teröristlere askeri üslerde özel kuvvetler eğitimi verdiler, örgüte mühimmat sağladılar” edindiğim bir diğer cevaptı. Ancak detay lazımdı. Açık kaynakları taradım. Çok ilginç bilgilere ulaştım.


AÇIK İSTİHBARAT NOTLARI
İngiliz Özel Kuvvetleri (İÖK) 19 ülkede gizli operasyon yürütüyor. Ukrayna en yoğun faaliyet gösterdikleri ülkelerden biri. Rus ordusu ile çatışıyorlar. Rusya ile mücadeleleri Nijerya başta olmak üzere Afrika ülkelerine uzanıyor. (Bir not: Türkiye’nin Mavi Vatan’daki çıkarlarını korumak için Libya’ya çıkarma yaptığı günlerde,
İÖK’nin de orada olduğu, hatta Wagner’i hedef almak için Türkiye ile yakınlaşma arayışına girdikleri
bir ara konuşulmuştu.) İÖK Suriye’de de varlık gösteriyor. İç savaşın başlamasıyla, ABD kendisine bağlı “muhalif” grupları eğitmeye başlamış, İngiltere de Ürdün’deki üssünü kullanarak bu eğitimlerin bir parçası olmuştu.
ABD eski Başkanı Donald Trump’ın
“Kurucusu Obama’dır” dediği DEAŞ
tehdidinin ortaya çıkması, İÖK’nin Suriye’deki operasyonlarını yoğunlaştırmasına yol açtı.
2014 yılı itibariyle İngilizler -tıpkı Amerikalılar gibi- terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG ile yakın çalışmaya başladı
. “Kobani savunması”nda terör örgütü üyeleriyle yan yanaydılar. Türk sınırına yakın bölgelerde faaliyet gösterdiler. Terör örgütü mensuplarına eğitim verdiler (Bu kişilerden
“British-trained Kurdish soldiers”
diye bahsediyorlar.) Örgüte istihbarat sağladılar, örtülü operasyonlarla terör faaliyetlerine destek oldular, -ABD ile birlikte- örgütün Suriye’nin kuzeyinde alan kazanmasını teşvik ettiler.

PKK’YA İSTİHBARAT KIBRIS’TAN GİTTİ
Terör örgütüne Kıbrıs’taki İngiliz üslerinden istihbarat sağladıkları açık kaynaklarda yer alıyor.
Bu üsler
(özellikle Ağrotur)
İÖK personelini taşıyan uçaklar için de
lojistik merkeziydi.
Buradan kalkan uçaklar,

Suriye üzerine geldiklerinde radar izlerini kapatıyor ve ortadan kayboluyordu.

Varış yerleri Suriye’nin kuzeyindeki ABD üsleriydi.

Burada bir parantez açalım. İngiltere’nin Ortadoğu operasyonları için Kıbrıs’taki üslerini yoğun bir şekilde kullandığı biliniyor. Daha önce Yemen’e hava saldırılarında gündeme gelen bu üslerin, İsrail’e silah sevkiyatında kullanıldığını da ilk olarak bu köşede okumuştunuz
(Bu İşi Arap Ülkelerine Yıkacaklar, Kasım 2023). Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın
geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama Güney Kıbrıs’ı bölgesel krizin bir parçası haline getirdi.
Nasrallah Lübnan’a olası bir saldırıda -İsrail uçaklarına üslerini kullandırırsa- Güney Kıbrıs’ı hedef alacakları uyarısında bulundu
. Parantezi kapatıp devam edelim.
Şurası da ilginçtir. İÖK, İngiliz Parlamentosunun Suriye’ye asker gönderme kararı olmadığı gerekçesiyle bir dönem aktivitelerini gizli yürüttü. Gizliliğin korunması için
bazı İngiliz askerlerine ABD askeri üniforması giydirildiği
biliniyor. Yani, terör örgütü YPG’nin Suriye’deki kamplarını ziyaret eden ya da teröristlerle birlikte poz veren Amerikalı askerlerin bazısı aslında İÖK mensubuydu.

ERDOĞAN-BİDEN GÖRÜŞMESİ DÖNÜM NOKTASI
İngilizlerin Suriye’nin kuzeyinde işlediği günahların
örnekleri çoğaltılabilir. Peki, Amerikalılar ve İngilizlerle süreç bu şekilde mi ilerleyecek? Daha önce de bir çok kez yazmıştık. ABD Dışişleri ve istihbaratının Suriye’den çekilmeyi planladığı, Biden yönetiminin bu görüşte olduğu, ancak Suriye dosyasını yürüten CENTCOM’un (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı) çekilmeye karşı çıktığı güçlü bir şekilde konuşuluyor (Trump da ordusuna Suriye’den çekilme emri vermiş ancak Amerikalı komutanlar ABD Başkanını oyalayarak süreci akamete uğratmıştı.) Dışişleri Bakanı Fidan da “2,5 ülke” açıklamasını yaptığı röportajda
ABD ile yapılan görüşmelerde “Belli bir anlayış düzeyine ulaştığımızı düşünüyorum”
diyerek ilerlemeyi not etmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
’ın geçtiğimiz yıl Temmuz ayında, Vilnius’taki NATO zirvesinde
ABD Başkanı Biden
ile yaptığı görüşme Türk-Amerikan ilişkilerinde bir dönüm noktasıydı. O tarihten itibaren İsveç’in NATO üyeliği, F-16 anlaşması gibi kritik konularda ilerleme sağlandı. İki ülke,
“PKK konusunu stratejik bir bakış açısıyla değerlendirelim”
noktasına geldi. Ankara-Washington terörle mücadele görüşmelerinin yeniden başladığı duyuruldu.
İki lider arasında Mayıs ayında yapılması planlanan görüşme sürecin devamını görmek açısından önemliydi ve merakla bekleniyordu, ancak ertelendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO liderler zirvesine katılmak için önümüzdeki günlerde (9-11 Temmuz) Washington’a gidecek. Burada ertelenen görüşmenin gerçekleşmesi, Biden ile bir araya gelmesi ihtimal dahilindedir. Aynı ziyarette
iki ülke savunma ve dışişleri bakanları ile istihbarat başkanlarının
da ayrı ayrı buluşacağı tahmin edilir. Bu kritik görüşmelerin ardından T ürk-Amerikan ilişkilerinin geleceği ile terör örgütü PKK’nın Suriye’deki varlığı konusunda -menfi ya da müspet- daha net bir fotoğraf elde edilebilir. “Suriye’de ABD neyse İngiltere de o” ise bu görüşmeler Londra’yı da yakından ilgilendirecektir.
#Türkiye
#ABD
#İngiltere
2 gün önce
Sır açığa çıktı: Türk sınırında ABD üniformalı İngiliz askerleri
Mülteci kamplarındaki sanatçılar-3
Dört ayaklı ısırıyor, iki ayaklı yakıyor
Başka bir şey
Sefer abi kırmızı çizgimiz
Bakan Şimşek’in Singapur seyahatinin değişimler rehberi