Seçimi bekleyen ülkeler

04:003/02/2023, Cuma
G: 3/02/2023, Cuma
Yahya Bostan

Geçtiğimiz hafta bu köşede yayımlanan “İsveç’e kırmızı, Finlandiya’ya yeşil ışık” başlıklı yazıda yer alan bilgiler daha sonra yapılan açıklamalarla doğrulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Finlandiya ile ilgili farklı mesaj verdiğimizde İsveç şok olacak” dedi. Bu açıklamayla Türkiye’nin, Finlandiya’nın NATO üyeliğine onay vereceği, İsveç’in başvurusunu ise -tutumlarında bir değişiklik olmazsa- reddedeceği anlaşıldı.Bu yazıda konuyla ilgili yeni bilgiler vereceğim ancak açıyı biraz değiştirerek. Birbirinden

Geçtiğimiz hafta bu köşede yayımlanan “İsveç’e kırmızı, Finlandiya’ya yeşil ışık” başlıklı yazıda yer alan bilgiler daha sonra yapılan açıklamalarla doğrulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Finlandiya ile ilgili farklı mesaj verdiğimizde İsveç şok olacak” dedi. Bu açıklamayla Türkiye’nin, Finlandiya’nın NATO üyeliğine onay vereceği, İsveç’in başvurusunu ise -tutumlarında bir değişiklik olmazsa- reddedeceği anlaşıldı.

Bu yazıda konuyla ilgili yeni bilgiler vereceğim ancak açıyı biraz değiştirerek. Birbirinden bağımsızmış gibi görünen parçaların evrildiği ortak noktayı vurgulayarak. Diplomatik alanda yaşanan gelişme ve beklentilerin iç siyasi dengelerle ilişkisine işaret ederek.

Malum, Türkiye 14 Mayıs’ta sandık başına gitmeye hazırlanıyor. İsveç, Suriye, Yunanistan gibi sıcak başlıklarda ise beklentiler giderek bu tarihe endeksleniyor. Nasıl mı? Anlatayım.

FİNLANDİYA ZEMİN YOKLADI

Rus tehdidinden çekinen İsveç ve Finlandiya’nın stratejisi NATO’ya birlikte üye olmak. Nitekim üyelik başvurularını birlikte yaptılar. Ankara’nın iki ülkenin sürecini birbirinde ayırma kararı ise planları bozdu. Gidişatı gören Fin hükümetinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan o açıklamayı yapmadan önce Ankara’ya “Tek başımıza üye olursak buna karşı çıkar mısınız” diye sorduğu, diğer bir deyişle zemin yokladığı söyleniyor. Erdoğan’ın “İsveç şok olacak” çıkışının Finlandiya’nın merakını gidermek için yapılmış bir açıklama olduğunu da söyleyebiliriz.

İsveç Ankara’nın mesajını güçlü bir şekilde aldı. Ancak NATO üyeliği hayalinden vazgeçmiş değil. Bu şartlar altında bir ilerleme kaydedilemeyeceğinin de farkında. Ankara’da edindiğim izlenim şu: İsveç hükümeti görüşmelerin yeniden başlaması ile terörle mücadele ve diğer konularda Türkiye’nin beklentilerini karşılamak için 14 Mayıs’ta yapılması öngörülen seçimleri bekleyecek. Türkiye’de bir iktidar değişimi yaşanırsa üyelikleri önünde bir engel kalmayabileceğini düşünüyorlar. Seçimde ortaya çıkacak sonuç pazarlıkta alacakları pozisyonun rengini belirleyecek.

ANKARA’NIN GİRİT TAVRI NET

Benzer bir durum Yunanistan’la ilişkiler için de geçerli. Atina’yla yakın gelecekte patlak vermesi muhtemel büyük bir kriz var. Biliyorsunuz Yunanistan Girit adasının karasularını 12 mile çıkarmaya hazırlanıyor. Ankara Ege’nin statükosunda yaşanacak bir değişimi savaş sebebi sayacağını daha önce pek çok kez açıkladı. Atina 12 mil kararını sadece güneyde, adanın Libya’ya bakan yüzünde uygulayarak Türkiye’nin tepkisini çekmemeye çalışıyor. Ancak öğrendiğime göre Ankara, “Adanın güneyi ya da kuzeyi farketmez. Girit bir Ege adası. Orada yapılacak her değişiklik bizi olumsuz etkiler. Daha önceki tutumumuz net ve kesin” diyerek Atina’yı uyardı. Yunan Başbakan Miçotakis’in de seçimleri bekleme kararı aldığı ve 14 Mayıs öncesinde bir adım atmayacağı belirtiliyor. Atina’nın da Girit pozisyonunu Ankara’da oluşacak siyasi denge şekillendirecek.

SURİYE İLE BULUŞMA NE ZAMAN?

Biliyorsunuz Şam hükümetiyle diyalog görüşmeleri yürütülüyor. İstihbarat örgütleri üzerinden başlayan görüşmeler Moskova’da yapılan Savunma Bakanları toplantısı ile devam etti. Bir sonraki görüşmenin Dışişleri Bakanları düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyordu. Buluşmanın önce Ocak ayının ikinci yarısında yapılacağı açıklandı. Daha sonra Şubat ayı için bir beklenti oluştu. Dışişleri Bakanları görüşmesi henüz yapılmış değil. Öte yandan bir takvim oluşturulduğu bilgisine de ulaşamadım. Peki, neden? Bu konuda da edindiğim izlenim şu: Şam rejimi de Türkiye ile diyaloğu ilerletmek için 14 Mayıs’taki seçimlerin sonucunu görmek istiyor. Bu, üçlü görüşmelerin yapılmayacağı anlamına gelmiyor. Dışişleri Bakanları düzeyindeki toplantı yakın vadede yapılabilir. Ancak rejimin süreci zamana yayma ve pozisyon belirlemek için seçim sonuçlarını görme arayışı içinde olduğunu düşünüyorum.

İSRAİL DE AYNISINI YAPMIŞTI

Bitirmeden bir hatırlatma yapalım. Benzer bir süreç İsrail’le normalleşme sürecinde de yaşanmıştı. Türkiye ile İsrail, Mavi Marmara saldırısından sonra kopan ilişkileri onarmak için

22 Mart 2013’te uzlaşmaya vardı. Ancak Netanyahu, Gezi olayları ve 17-25 Aralık FETÖ operasyonlarıyla Türkiye’de iktidarın değişebileceğini düşünerek süreci dondurdu. Beklediği gibi olmayınca Mavi Marmara anlaşması -3 yıl gecikme ile- 28 Haziran 2016’da imzalandı.

Özetle, Türkiye’nin seçimi sadece Türkiye’yi ilgilendirmiyor. Ankara’nın çetin müzakere içinde olduğu ülkeler “pazarlıkta elimiz belki rahatlar” düşüncesiyle takvimlerini seçime göre ayarlıyor.

#İsveç
#NATO
#Türkiye
#İsrail
#Yahya Bostan

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.