Şunu söylersek yanlış olmaz: İsrail savaş kabinesinin yeni gündemi Türkiye. Ankara’nın hedef gösterilmesi konusunda karar alınmışa benziyor. Bir yerden düğmeye basılmış gibi birbirini takip eden açıklamalar geliyor. Bu konuda ilk işaret fişeğini İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen attı. Cohen, Cumhurbaşkanlığı’nın resmi sosyal medya hesabını etiketleyerek “Gazze’den kaçan Hamaslı teröristleri ülkenizde ağırlayabilirsiniz” dedi. Bu saygısız tutuma Dışişleri Bakanlığı üslubunca yanıt verdi. Dışişleri
Şunu söylersek yanlış olmaz: İsrail savaş kabinesinin yeni gündemi Türkiye. Ankara’nın hedef gösterilmesi konusunda karar alınmışa benziyor. Bir yerden düğmeye basılmış gibi birbirini takip eden açıklamalar geliyor.
Bu konuda ilk işaret fişeğini
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen
attı. Cohen, Cumhurbaşkanlığı’nın resmi sosyal medya hesabını etiketleyerek “Gazze’den kaçan Hamaslı teröristleri ülkenizde ağırlayabilirsiniz” dedi. Bu saygısız tutuma Dışişleri Bakanlığı üslubunca yanıt verdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli
“Sivil nüfusa yönelik hunharca saldırılar meşru müdafaa olarak kabul edilemez” dedi.
Arada bazı meczuplar da Türkiye’ye kara çaldı ancak onları dikkate almıyorum. Benim asıl üzerinde durmak istediğim açıklama
İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet’ten
geldi.
, -İsrail devlet kanalına sızdırdığı ses kaydıyla- konuştu ve
İsrail’in Lübnan, Türkiye ve Katar’da Hamas üyelerini hedef alacağın
ı söyledi.
Bar bu açıklamayı yaparken, Katar hükümetinin izniyle, kısa süreli ateşkes boyunca Doha’da görev yapan Mossad ajanları da muhtemelen ülkelerine dönüyordu. Biliyorsunuz ateşkes boyunca Katarlı istihbaratçıların Tel Aviv’de, İsrailli istihbaratçıların ise Doha’da görev yaptığı ortaya çıktı.
Bu açıklama üzerine neler olup bittiğini anlamak için kaynaklarımı yokladım. Meselenin arka planına bakarken MİT’ten İsrail istihbaratına cevap niteliğinde önemli bir bilgilendirme geldi. AA’nın geçtiği habere göre MİT, İsrailli muhataplarına gerekli uyarıları yaptı ve
“Aksi yöndeki bir tutumun ciddi sonuçları olacağını”
bildirdi.
Bu, istihbarat tarihinde eşine az rastlanır bir durumdur. İstihbarat yetkililerinin AA üzerinden yaptığı bilgilendirmeden ve bazı görüşmelerimden çıkardığım sonuç şudur: Şin-Bet Direktörü’nün yaptığı
bu pervasız açıklama Ankara’da ciddi bir öfkeye neden olmuştur.
Bir kaç sebeple..
: Bu açık bir tehdittir. İsrail’in illegal operasyonlar peşinde olduğunun itirafıdır. Gözdağıdır. Türkiye’ye kimse gözdağı veremez. Tehdit dili kullanan karşılığını sahada da masada da alır.
: Konuya aşina olanlar bilir. İstihbarat örgütleri arasında yazılı olmayan bir centilmenlik anlaşması vardır. Bu anlaşma uyarınca diğer ülkenin egemenlik sahasında illegal operasyon yapılmaz. Anlaşma bozulursa bunun karşılığı verilir.
: Türkiye’de Hamas’ın askeri kanadından kimse bulunmuyor. İsrail de bunu biliyor. Buna rağmen yapılan bu çıkış, ne diplomatik ne de istihbari kültür, geleneğe uyuyor.
: Türkiye eski Türkiye değildir. MİT de eski MİT değildir. Kapasite ve yeteneğini artırmıştır. Daha önce Türkiye’de üçüncü taraflara karşı illegal operasyona kalkışan Rus, İran ve İsrail gizli servisleri bu gerçeği bilir.
İsrail istihbaratı bu gerçekler ışığında böyle bir maceraya kalkışamayacağının farkındadır. Buna rağmen yapılan bu açıklama Türkiye’yi hedef gösterme maksatlıdır.
Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın yönettiği servis, İsrail’de eleştiri oklarının hedefinde. 7 Ekim’de Hamas’ın yaptığı saldırıyı ve arka plandaki uzun vadeli hazırlığı haber alamamıştır. Bu anlamda gözleri kör, kulakları sağırdır.
İşin Türkiye boyutunda ise Mossad’ın Türkiye’de Filistinliler hakkında bilgi toplamak için kurmaya çalıştığı istihbarat ağı “istihbarata karşı koyma” faaliyetleri kapsamında, yakın zamanda, birden çok operasyonla çökertilmiştir. MİT’in Türkiye’deki etkisini kırdığı tek gizli servis Mossad değildir. İran istihbaratına karşı da etkili operasyonlar yapılmıştır. Daha önce gazetelere yansıdığı için yazıyorum: İsrail ve İran istihbarat servisleri Türkiye’yi mücadele alanına çevirmeye çalışmış,
MİT yaptığı operasyonlarla iki ülkeye ait hücreleri çökertmiştir.
İsrailli bir işadamını kaçırmaya çalışan İran hücresi deşifre edilince Tel Aviv, Ankara’ya teşekkür etmiştir. Benzer şekilde Türkiye’de işlenen Çeçen cinayetlerinin de 2015 yılında son bulduğunu vurgulayalım. Çeçen cinayetlerinin durdurulması için hangi operasyonların yapıldığını bilmiyoruz. Tarih ileride yazacaktır. Konuyla ilgili kamuoyuna yansıyan son bilgi 2021 yılına aittir. Çeçenlere suikast hazırlığındaki altı kişilik casusluk şebekesi çökertilmiştir.
: Yabancı bir istihbarat servis başkanının Türkiye’de operasyon yapma kararı aldıklarını açıklaması ciddi bir iştir. Bir o kadar da tuhaftır.
İstihbarat örgütleri davul zurnayla hedef tayin etmez.
Türkiye’deki etkisi kırılmış İsrail gizli servisi amaçlarına ulaşmak için elbette taşeron örgüt ya da yapıları kullanabilir. Ancak bu olası taşeronlar da muhtemelen yakın takip altındadır. Zaten Türkiye’nin verdiği mesaj da nettir. Tel Aviv o mesajı almıştır. O halde bu tuhaf açıklama neden yapıldı?
Bunun önemli bir sebebi var. Bir ucu
dokunuyor. İsrail Başbakanını önemli gelişmeler bekliyor. Devamını cuma günü yine bu köşede getirelim.
#Politika
#Ortadoğu
#İsrail
#Netanyahu