Hava puslu, Türkiye ile ilgili bir şeyler pişiyor

04:0026/11/2024, Salı
G: 26/11/2024, Salı
Yahya Bostan

Trump, 5 Kasım’da ABD Başkanı oldu. Ama henüz koltuğa oturmadı. Ocak ayında Beyaz Saray’a geçecek. Bu ara geçiş döneminde, yaklaşık bir yıldır ABD seçimlerine endekslenen iki konuda - Ukrayna ve İsrail- önemli bir hareketlilik var. Bir yönü Türkiye’ye dokunuyor. ABD Başkanı Biden, Amerikan füzelerinin Rus topraklarında kullanılmasına izin verdi. Rusya bu girişime nükleer kart açarak karşılık verdi. Biden’ınki Trump’ı bağlayacak bir hamleydi. Ama aynı zamanda Putin ile pazarlıkta elini güçlendireceğinden

Trump, 5 Kasım’da ABD Başkanı oldu. Ama henüz koltuğa oturmadı. Ocak ayında Beyaz Saray’a geçecek. Bu ara geçiş döneminde, yaklaşık bir yıldır ABD seçimlerine endekslenen iki konuda -
Ukrayna ve
İsrail- önemli bir hareketlilik var. Bir yönü Türkiye’ye dokunuyor.
ABD Başkanı Biden,
Amerikan füzelerinin Rus topraklarında kullanılmasına izin verdi.
Rusya bu girişime
nükleer kart açarak karşılık verdi.
Biden’ınki Trump’ı bağlayacak bir hamleydi. Ama aynı zamanda Putin ile pazarlıkta elini güçlendireceğinden Trump’ın işine geliyor.
Soykırımcı Benyamin Netanyahu hakkında
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı tutuklama kararı da “ara dönem işi.”
Bizim için sevindirici. Trump nazarından bakarsak, ona karşı bir önalma hamlesi. Trump bu karardan hoşlanmasa da
Netanyahu’nun kaderi bu hamleyle iki dudağı arasına sıkıştı.
Bu iki gelişmeyi birlikte okursak çıktısı şudur: Birileri, Trump göreve başlamadan yeni ABD Başkanını bağlayacak hamleler yapıyor. Trump bu hamlelerden istifade edebilir ama
izleyeceği politikalara da bir yönüyle
çerçeve çizilmektedir.

BİR UCU BEYAZ SARAY’DA BİR UCU TEL AVİV’DE
Hareketliliğin Türkiye boyutu da var.
Bir ekip Trump dönemi Türk-Amerikan (hatta Türk-Rus) ilişkilerinin gergin başlamasını istiyor.
Bu ekibin bir ucu Beyaz Saray’a, diğer ucu Tel Aviv’e uzanıyor.
Son birkaç gündür
uluslararası etkileri haiz ciddi bir bilgi kirliliği furyası var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
G20 zirvesinde
Ukrayna Barış Planı
açıklayacağı iddiası küresel etkileri haiz ilk yanlış bilgiydi
. Kremlin sözcüsü Peskov
“Barış planı kabul edilemez” dedi.
Dışişleri Bakanlığı kaynakları
haberi yalanlayarak buna cevap verdi. Diyebiliriz ki, Türkiye zaten Ukrayna’da bir barış için uzun zamandır çabalıyor. Ama
olmayan bir şeyi ileri sürmek, Moskova’yı, karşı açıklama yapmaya zorlamıştır.
Bu bir.
Mevcut Beyaz Saray yönetimiyle İsrail, bir koordinasyon çerçevesinde, Türkiye’yi hedef alıyor.
Konu Hamas’tır. Katar, ateşkes görüşmeleri sonuçsuz kalınca arabuluculuk faaliyetlerine ara verdi. Bunun üzerine, Doha’daki Hamas bürosunun kapatıldığı iddia edildi. ABD’nin bu konuda Katar’a baskı yaptığı biliniyor.
Katar Dışişleri Bakanlığı
Doha’daki ofisin kalıcı olarak kapatılmadığını açıkladı (Bu, “Geçici olarak kapattık” demektir.)
YAPTIRIM AÇIKLAMA-SINDAKİ TUHAF VURGU
Devam eden tartışmada İsrail medyası
Hamas bürosunun Türkiye’ye taşındığını ileri sürdü. Beyaz Saray’dan
“Türk hükümetine Hamas’la çalışılmaması konusunda net mesaj vereceğiz” dedi. Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise Hamas üyelerinin “zaman zaman Türkiye’yi ziyaret ettiğini -ki bu gizli bir bilgi değil- ama büronun Türkiye’ye taşınmadığını” duyurdu. Mesele büronun Türkiye’ye taşınıp taşınmaması değil, olmayan bir şeyin varmış gibi gösterilmesidir.
Katar üzerinde kurulan Hamas baskısı da iki devletli çözüm ihtimalini ortadan kaldırmaya dönük bir girişimdir
. Bu da iki.
Üçüncüsü, ABD’nin tuhaf yaptırım açıklamasıdır.
ABD Hazine Bakanlığı
Hamas üyelerine yaptırım kararı aldı,
bu kişilerden üçünün Türkiye’de yaşadığını özellikle belirtti.
Bu isimler, 2011’de, Gilad Şalit takas anlaşması çerçevesinde ABD ve İsrail’in onayıyla Türkiye’ye yerleşmişti. Tuhaflık işte buradadır. ABD, parçası olduğu bir konuda yeni bir şey keşfetmiş gibi davranmaktadır.

MİT’İN İSRAİL VE İRAN’A VERDİĞİ MESAJ
Yapbozun parçalarını birleştirmeye devam edelim. 19 Kasım’da İsrail İç
istihbarat Servisi Şin Bet’in Başkanı Ronen Bar’ın
Türkiye’yi ziyaret ettiği, istihbarat kuruluşlarının esir takası ve ateşkesi ele aldıkları yine İsrail basını tarafından ileri sürüldü. Kaynaklarıma sordum, “Bilgimiz yok” dediler. Ama bir gün sonra bu kez “Netanyahu, Türkiye’nin aracılık ettiği bir ateşkes teklifini reddetti” haberi dolaşıma girdi. Bu, Netanyahu ile güvenlik bürokrasisi arasındaki fikir ayrılığının bir yansıması mıdır yoksa amaç suyu bulandırmak mıdır, soru işaretidir.
Gelelim son iddiaya… İsrailli
radikal Haham Zvi Kogan, Birleşik Arap Emirlikleri’nde
öldürüldü. İsrail medyası, Kogan’ın İran bağlantılı Özbek kişilerce öldürüldüğünü yazdı. Haaretz’e konuşan İsrailli bir yetkili, şüphelilerin
İran sorumluluğunu gizlemek için Türkiye’ye kaçtığını
söyledi. Kaynaklarıma “Böyle bir tespitiniz var mı” diye sordum.
“Yok” dediler.
BAE’de işlenen bir cinayetle ilgili tartışmada,
Türkiye’nin adını bir şekilde geçirmek ince işçiliktir.
Oysa 7 Ekim’den çok önce Türk istihbaratı, hem İsrail hem İran ajanlarına yaptığı operasyonlarla
Türkiye’nin yabancı istihbarat örgütlerinin savaş alanına dönmesine izin vermeyeceğini
net bir şekilde göstermiştir.
Bu gelişmeler gösteriyor ki; birileri
“ABD’de yeni hükümet işbaşı yapmadan bir altyapı kurma faaliyetine girişmiştir.”
Meselenin Türkiye ayağı şimdilik bilgi kirliliği düzeyinde yürüyor. Daha sansasyonel girişimler gelir mi? Dikkatli olmalıyız.
#abd
#türkiye
#Yahya Bostan