Mısır, İsrail’le sorun yaşıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu , Mısır’ı doğrudan hedef aldı, Philadelphi Koridoru’ndan silah geçişine göz yumulduğunu iddia etti. Mısır da bunu reddetti. İsrail, ateşkes görüşmelerini baltalamak ve Gazze’deki işgalini kalıcı kılmak için bu tür iddiaları ortaya atıyor. “Mısır görevini yapmıyor, bu yüzden Gazze’den çıkmam” diyor. Daha önce iki ülke, İsrail’in Filistinlileri Mısır’daki Sina Çölü’ne sürme projesi nedeniyle gerilmişti. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ,
Mısır, İsrail’le sorun yaşıyor. İsrail
Başbakanı Binyamin Netanyahu
, Mısır’ı doğrudan hedef aldı,
Philadelphi Koridoru’ndan
silah geçişine göz yumulduğunu iddia etti. Mısır da bunu reddetti. İsrail, ateşkes görüşmelerini baltalamak ve Gazze’deki işgalini kalıcı kılmak için bu tür iddiaları ortaya atıyor. “Mısır görevini yapmıyor, bu yüzden Gazze’den çıkmam” diyor. Daha önce iki ülke, İsrail’in
Filistinlileri Mısır’daki Sina
Çölü’ne
nedeniyle gerilmişti.
, bu tartışmalar ışığında Ankara’da,
bir araya geldi. 12 yıl aradan sonra Mısır’dan Türkiye’ye gerçekleşen ilk üst düzey ziyaret olması nedeniyle tarihi bir gelişmedir. İki ülke
. Liderler, basın açıklamalarında Gazze’de yaşananlara uzun bir bölüm ayırdı. İki ülkenin Gazze politikası neredeyse yüzde yüz örtüşüyor.
Bunun yanı sıra 36 maddelik ortak bildiride öne çıkan üç konu oldu:
Enerji, Libya ve Afrika boynuzu
. İki ülke bakış açısının ortaklaşması Libya’daki süreci pozitif etkiler. Liderlerin Afrika boynuzuna yönelik ortak bir dil yakaladığı da anlaşılıyor (Somali’nin güvenliği önemseniyor). Ben bu ziyaretin -Doğu Akdeniz ve bölgedeki denklemi yakından ilgilendiren- bir başka olası meyvesine işaret etmek istiyorum.
Bu ziyaret,
yakın vadede Doğu Akdeniz’de tektonik kırılmaya yol açacak bir potansiyel
taşımaktadır. Hatırlatalım.. Doğu Akdeniz’de ABD tarafından Türkiye karşıtı bir koalisyon oluşturulmuş, Akdeniz gazının Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya götürülmesi için plan yapılmıştı. Bu durum Ankara-Atina hattında gerilimin yükselmesine sebep olmuştu. Türkiye’nin
ve Libya ile 2019’da imzalanan
deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması
bundan sonraya rastlar. Bu
Doğu Akdeniz’de kurulan anti-Türk koalisyona bir yanıttı
. Bunun üzerine muarızların, Libya’daki darbeci Hafter’e yaptığı yardımları, Türkiye’nin ülkeye “görülmez askeri müdahalesini” biliyorsunuz. Ankara, etkisini konsolide etti, Libya’nın BM tarafından tanınan hükümetini ayakta tutmayı başardı.
Yunanistan’ın buna yanıtı Mısır ile deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşmaya imza atmak oldu. Bu anlaşma Mısır için kayıptı. Yunanistan, deniz yetki sınırı
esas hattını anakarasından değil Rodos ve Girit arasında
çizdiği
çizgiden
. Bu uluslararası hukuka aykırıdır.
Mısır bu yüzden Akdeniz’de 21 bin kilometre kare alanı kaybetti.
Ankara, Kahire’yi bu kayıpları konusunda uyarmıştı.
Geçtiğimiz ay Girit açıklarında Türk ve Yunan donanmaları arasında yaşanan gerilim de bu anlaşmanın eseridir. Atina, Türk bölgesine giren araştırma gemisi için “Biz Mısır’la yaptığımız anlaşma ile şekillenen bölgedeyiz” savunması yapmıştır.
Daha önce Ankara ve Kahire deniz yetki alanlarını belirlemek için görüşüyordu, ilişkiler bozulunca bu süreç akamete uğramıştı. Ancak şimdi yeni bir dönemeçteyiz. Analizim odur ki: Konuyla ilgili görüşmeler yeniden başlayabilir.
Mısır, Yunanistan’la anlaşmasını fesh ederse Doğu Akdeniz’de yeni ve adil bir denge kurulmuş olur.
TÜRK SİHA’SININ NASIL DÜŞTÜĞÜNÜ IRAK DA BİLMİYOR
Kerkük’te düşürülen
, geçtiğimiz haftanın önemli başlıklarından biriydi. Çünkü Ankara ve Bağdat, olaydan sadece 10 gün önce
güvenlik işbirliği ve terörle mücadeleye dair mutabakat zaptı
imzalamıştı. Bu mutabakat zaptı çerçevesinde Bağdat’ta Türk ve Iraklı generallerin görev yapacağı bir koordinasyon merkezi kurulacaktı.
Bu tarihi bir dönemeçti. Irak terör örgütü PKK’yı yasaklı örgüt ilan etmiş, Irak’la yürütülen Kalkınma Yolu Projesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki kapsamlı operasyonları, Bağdat’la su sorununun çözümü için atılan pozitif adımlar SİHA’nın neden düşürüldüğü konusunda birçok soruya yol açmıştı. Ben de bu soruları kaynaklarıma sordum. Yanıtları -kendi ifadelerimle- özetleyeyim:
SİHA’yı Irak ordusunun hava savunma sistemi düşürdü. Başka bir örgüt ya da aktör yok.
Kerkük’te Talabani tartışmalı bir valilik seçimi yapm
ıştı. Bu yüzden kentte hava gergin. Bu gerginlik nedeniyle yereldeki isimler korkuya kapılıp hareket etmiş olabilir. Muhtemelen bir iletişim sorunu oldu, SİHA’yı düşman unsur zannettiler. Oysa Irak’ın Türk SİHA’ları ile bir sorunu yok. Nitekim
SİHA,
bölgede uçan tek hava aracımız değildi
. Onlar da bu olayın nasıl ve neden olduğunu bilmiyor. Konuyu araştırıyorlar.
Ankara’nın, Bağdat’la kurduğu samimi diyaloğun bozulmaması için özenli ve dikkatli yaklaştığını, aynı özenin Irak’taki Sudani hükümetinde de olduğunu belirtelim.
MOSSAD ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ GİDİYOR
İsrail’in, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerde Hamas yöneticilerini hedef alacağı tehdidi gerçekçiydi. Nitekim bunu yaptılar.
Hamas lideri -ve müzakerelerin beyni- Haniye’yi
İran’da hedef aldılar. Türkiye’de ise yapamıyorlar.
Sebebi MİT’in MOSSAD’a dönük kararlı operasyonlarıdır.
Bugüne kadar birçok MOSSAD hücresi MİT operasyonlarıyla çökertildi. Yapılan -ve kamuoyuna yansıyan- son operasyon İsrail istihbaratının para kasasına yönelikti.
Çıkan haberlerden detayları okudunuz: MOSSAD’ın Türkiye’deki para ağını yöneten, Doğu Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye soktuğu
parayı Suriye’deki MOSSAD ağına dağıtan Kosova uyruklu Liridon Rexhepi
, Türkiye’ye giriş yapınca takibe alındı ve tutuklandı.
İstihbarat dünyası iki şeye önem veriyor:
Bilginin gelişi, paranın gidişi
. Bunları takip ederek sonuca ulaşabiliyor. Bu operasyon, daha önce MOSSAD’a yapılan operasyonlar zincirinin yeni bir halkasıydı. Bir kaynağım diyor ki “İpin ucu yakalandı, gerisi geliyor.” MOSSAD çorap söküğü gibi gidiyor da diyebiliriz.
#Doğu Akdeniz
#Mısır
#İsrail