Yunanistan’la yaşadığımız gerilimin uzun ve kısa vadeye yayılan gerekçeleri var. Temel sorun başlıklarımız on yıllardır olduğu gibi duruyor. Kıta sahanlığı, FIR hattı, gayri askeri statüdeki adaların silahsızlandırılması konusu ya da Kıbrıs meselesinde herhangi bir ilerleme kaydedilmiş değil. Bu sorunlar çözülmeden ikili ilişkilerde pozitif bir seyir imkânsız.
Söz konusu başlıklara son dönemde Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) tartışması da eklendi. Yunanistan 12 mil konusunda olduğu gibi MEB alanında da yayılmacı, maksimalist bir politika izliyor. Atina’nın dolaşıma soktuğu Sevilla haritasını hatırlıyorsunuz.
Bir kaynağımın ifadesine göre Yunan diplomasisi uzun vadeli sorunların çözümünde istekli değil. Yapılan tüm ikili görüşmelerde yukarıdaki başlıklar yok sayılıyor. Atina Ankara ile sadece Münhasır Ekonomik Bölge konusunu konuşabileceğini söylüyor. Bu da müzakereleri sonuçsuz bırakıyor. Gelinen noktada Türkiye, Yunan diplomasisini iletişime kapalı, irrasyonel ve gerçeklikten kopuk buluyor. Ankara’da kiminle konuşsam Yunanistan’la sorunlarımızın diplomatik yollarla çözülebileceğine yönelik inancın artık kaybolduğunu görüyorum.
Yunanistan’la ilişkilerin çerçevesini uzun vadeli başlıklar, gerilimin tonunu ise kısa vadeli, güncel gelişmeler belirliyor. Atina’daki iç politik gelişmeler ilişkileri etkileyen önemli başlıklardan, örneğin. Telekulak skandalıyla uğraşan Yunan Başbakan Miçotakis Türkiye ile gerilimi bir kaçış noktası olarak kullanıyor. Ankara ile yaşanacak olası bir gerilimin Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı, Yunan Parlamenter Eva Kaili’nin merkezinde yer aldığı büyük rüşvet skandalını örtbas etmek için iyi bir gerekçe olacağına da şüphe yok.
Geçtiğimiz günlerde konuştuğum bir kaynağım “Bu sıralar kalkan her uçağımızı, her gemimizi taciz ediyorlar. Biz de gerekli yanıtı veriyoruz” diyor. Son taciz vakasını Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamadan öğrendik. NATO tatbikatına katılan silahsız Türk savaş uçakları dört gün arayla iki kez Yunan jetlerinin tacizine uğradı. Bakan Akar Atina’nın bu girişimini “küstahlık” olarak niteledi.
Yunan medyasına sızan bilgiler önümüzdeki aylarda yeni bir diplomatik gerilimle sınanacağımızı gösteriyor. Atina’nın Girit adasının güney kıyısında kıta sahanlığını 12 mile çıkarmaya hazırlandığı söyleniyor. Bu doğrudan Türkiye ile ilgili değil. Ancak dolaylı da olsa Ankara’yı ilgilendiriyor.
Biliyorsunuz.. Türkiye-Libya Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması Ankara aleyhine kurulan bölgesel denklemi ters yüz etmişti. İki ülke 3 Ekim’de yapılan yeni hidrokarbon anlaşmasıyla ilişkilerini daha ileri bir noktaya taşıdı. Son anlaşma haliyle Yunanistan-Libya arasında yeni bir gerilime yol açtı. Yunanistan Akdeniz’deki kayıplarını telafi için doğrudan Libya’nın hak ve çıkarlarını hedef alan bir politika izlemeye başladı.
Bunun için önce Libya-Yunanistan deniz sahası sınırlarında, Girit adasının güneyinde, petrol, doğalgaz arama ve sondaj faaliyetleri için uluslararası şirketlerle anlaşma imzaladı. Bu adımı Girit adasının güneyinde, yani adanın Libya’ya bakan yüzünde kıta sahanlığını 12 mile çıkarma kararı izledi. Yunanistan tek taraflı bu hamlelerle Akdeniz’deki hakimiyet alanını Libya aleyhine artırmaya çalışıyor.
Ankara’nın konuya bakışı net. Yunanistan 12 mil kararını Girit adasının doğu kıyılarını kapsayacak şekilde genişletir ve Ege Denizi’ni etkileyecek bir adım atarsa bu Türkiye için savaş sebebi anlamına gelir. 1995 yılında TBMM’de bu yönde alınmış bir karar var. Bu tavır ilgili taraflara -daha önce ve yeniden- net bir şekilde iletildi. Yunanistan’ın bu gerçekten hareket ederek kararını sadece adanın Libya’yı ilgilendiren, güney kıyılarıyla sınırlandırması bekleniyor.
Yunanistan’ın tek taraflı adımları nedeniyle Trablus-Atina hattında yaşanan gerilimin önümüzdeki süreçte daha fazla büyüyeceğini öngörebiliriz. Nitekim Libya Dışişleri Bakanlığı uluslararası şirketlerle yapılan söz konusu anlaşmayı kınadı. Açıklamada Yunanistan’ın deniz yetki alanları konusunda kendi tutumunu dayattığı belirtildi, Trablus hükümeti Atina’yı tartışmalı bölgelerle ilgili tek taraflı adım atmaması konusunda uyardı.
Yakın gelecekte Trablus yönetiminin Akdeniz’deki haklarını korumak için Atina’ya karşı bir girişim başlatacağı belirtiliyor. Ankara şüphesiz bu gerilimde Libya’dan siyasi, diplomatik ve askeri desteğini esirgemeyecek. Önümüzdeki günlerde Trablus-Ankara hattında yaşanacak diplomasi trafiğini yakından izlemekte fayda var.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.