7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlenen soykırımın farklı veçhelerine ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Hem askeri hem finansal hem de diplomatik enstrümanlar aracılığıyla tahkim edilen İsrail’in asimetrik gücü, sahada tahribatın artmasında doğrudan etkili olmaktadır. Son dönemde büyük teknoloji şirketlerinin İsrail’in soykırımına yönelik tutumu da önemli bir tartışma konusu. Türkiye’de kısmen teknik bir boyut üzerinden ilerleyen ve Instagram’ın erişimi ile neticelenen tartışmalarda gündeme gelen bu
7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlenen soykırımın farklı veçhelerine ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Hem askeri hem finansal hem de diplomatik enstrümanlar aracılığıyla tahkim edilen İsrail’in asimetrik gücü, sahada tahribatın artmasında doğrudan etkili olmaktadır. Son dönemde büyük teknoloji şirketlerinin İsrail’in soykırımına yönelik tutumu da önemli bir tartışma konusu. Türkiye’de kısmen teknik bir boyut üzerinden ilerleyen ve Instagram’ın erişimi ile neticelenen tartışmalarda gündeme gelen bu tutum, dünyanın muhtelif yerlerindeki örneklerle gündem olmaktadır. 7 Ekim’den bu yana META bünyesindeki platformların yanı sıra Twitter’ın da sahiplik yapısı üzerinden İsrail lehine aldığı pozisyon, Batı’nın koşulsuz desteğinin teknoloji şirketleri düzleminde de sürdüğünü göstermektedir.
Son olarak Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in Facebook ve Instagram hesaplarından Haniye’nin ölümü ile ilgili bir paylaşımını kaldıran ve sonrasında teknik nedenlerden kaynaklı bir hata ile bunun gerçekleştiğini ifade eden META, tartışmanın seyri açısından önemli bir örnek. Sadece Haniye’nin şehit edilmesi sonrasında değil uzunca bir süredir büyük teknoloji şirketlerinin doğrudan ve dolaylı olarak İsrail’i destekledikleri ve zaman zaman bu desteğin saha yönüne bakan tarafının da olduğu bilinmektedir. Örneğin
son günlerde İsrail ordusunda görevli Bilgi İşlem ve Bilgi Sistemleri Merkezi komutanı Albay Racheli Dembinsky’nin kamuoyuna yansıyan ses kaydında, İsrail ordusunun Gazze’deki operasyonel etkinliğini artırma adına Amazon ve Google gibi büyük teknoloji şirketlerinden yararlandığı ve özel bir sistem aracılığıyla sahada etkinliğini artırdığı görülmektedir.
Sahadaki veriyi sınırsız biçimde depolama hizmeti sunan bu şirketlerin varlığı, İsrail’in elde ettiği datayı da sınıflandırmakta ve yapay zeka aracılığıyla sınırsız bir teknolojik kapasite sunmaktadır.
İSRAIL VE TEKNOLOJI ŞIRKETLERI
Hatırlayacak olursak geçtiğimiz yıllarda İsrail,
Google ve Amazon ile hizmet satın alımı yönünde bir protokol imzalamış ve söz konusu proje 7 Ekim sonrasında İsrail’in lehine olacak biçimde güncellenmiştir. Bu durumun Gazze’de binlerce insanın ölümüne yol açtığını dile getiren Google ve Amazon çalışanlarının kendi şirketlerine yönelik kamuoyuna yazdıkları açık mektuplar, konunun ciddiyetini göstermesi açısından oldukça önemliydi. Bu örnek başta olmak üzere birçok olayda 7 Ekim sonrasında İsrail lobisinin de ısrarlı baskıları ile büyük teknoloji şirketlerinin İsrail’e yönelik desteklerini esirgemediği görülmektedir. Nitekim 7 Ekim’in hemen akabinde Google CEO’su Sundar Pichai’nin sosyal medyada, İsraillilere sempati duyduğunu açıklamasının ardından Microsoft, Google ve META gibi büyük şirketler de benzer açıklamalar yapmış ve doğrudan İsrail’den yana bir pozisyon almışlardır. Intel’in İsrail’de bulunan bir çip fabrikasına 25 milyar dolarlık yatırım yapması, Microsoft’un ise bulut bölgesi çalışması başlatması son dönemin diğer somut örneklerinden. 7 Ekim sonrasında gündeme gelen ve İsrail’in teknolojik terörü olarak ifade edilebilecek Lavender ve The Gospel gibi yapay zeka destekli sistemler de sahada İsrail’in teknoloji destekli soykırımına örneklik teşkil eden uygulamalardır.
İsrail’in teknoloji şirketleri ile geliştirdiği ilişkilerin önemli bir yansıması da Filistin topraklarının elektronik gözetimi.
Yapay zeka ve bulut sistemlerinden de önemli ölçüde yararlanıldığı bu konseptte yüz tanıma ve biyometrik tanımlama gibi imkanlar sağlayan alt yapılar İsrail’in bölgede teknik üstünlüğünü pekiştiren unsurlar.
İsrail ekonomisi açısından da büyük bir destek anlamına gelen bu işbirlikleri, Batılı şirketlerin bu süreçteki rolünü anlamak adına oldukça önemli.
Birçok uluslararası rapora da konu olduğu üzere İsrail’in teknolojik alanda yaptığı bu işbirlikleri sahadaki asimetriyi artırmaktadır. Bununla yetinmeyerek sosyal medya şirketleri ile kurulan temaslar da Filistinlilerin kendi hikayelerini anlatabilecek bir zeminden yoksun olduklarını ve bu platformların İsrail lehine olabilecek bir bilgi akışı tesis ettiğini göstermektedir. Sömürgeciliğin yeni keşif koşu olarak işlev gören bu şirketlerin, gelinen noktada var olan eşitsizlikleri derinleştirdikleri ve yeniden ürettikleri görülmektedir. Devletler açısından da bir tür vesayet mekanizmasına dönüşen ve pazar koşullarını domine ederek rekabeti ortadan kaldıran bu şirketlerin bugünkü konumları üzerine daha fazla düşünmek ve tartışmak gerekiyor.
#META
#Gazze
#İsrail
#soykırım