Yıllara sari şanlı bir direnişin ardından 8 Aralık Devrimi ile sonuçlanan Suriye’deki toplumsal hareketlilik, birçok açıdan analiz edilmeye devam ediyor. Bir önceki yazıda Sednaya Hapishanesi üzerinden bir azınlık diktasının eliyle üretilen dehşeti ve bunun rejimle ilgisi üzerine bir analiz yapmıştım. Hiç kuşkusuz bugün rejimi bütün çıplaklığıyla anlatmaya yetecek kadar somut göstergenin olması, hakikatin inkara yer bırakmayacak şekilde gün yüzüne çıktığını göstermektedir. Bu yönüyle Sednaya, on yıllardır devam eden baskı ve şiddetin tescili noktasında bir tür malumun ilamı idi aslında. Öyle ki 1982 Hama’daki katliam, 2000 ve 2005 yıllarında rejim karşıtı protestolarda göz altına alınan ve yıllarca işkence edilen insanlar, rejimin karanlık yüzünü göstermeye yetiyordu aslında.
Özellikle 2011 Mart ayı sonrasında ortaya çıkan toplumsal talepleri kulak ardı eden ve bu tür hareketleri baskılama yoluna giden rejim, farklı yollarla bu baskının tartışılmasını da engellemeye çalışıyordu. Türkiye’de çok fazla tartışılmasa da özellikle Rusya ve İran’ın da etkisiyle, Türkiye’nin Suriye politikası ile ilgili ciddi manipülasyonlar yapılıyordu. Diplomasi alanında somut kazanımlar söz konusu olmasına rağmen, etki ajanlığı ve beşinci kol üzerinden icra edilen faaliyetlerin en önemli ayağı ise dijital platformlardı.
Bugünden geriye dönük bakıldığında, bu tür tartışmaların Türkiye’de iki amaca matuf ilerlediği görülmektedir. Birincisi, rejimle yakınlaşmasının kaçınılmaz olduğu tezini ısrarla dile getirerek Türkiye’nin sorunlu ve maliyetli bir dış politikada ısrar ettiği argümanını işlemek. İkincisi ise 2019 sonrasında başlayan ve özellikle 2023 seçimleri öncesinde çok baskın bir gündem olan sığınmacılar üzerinden hükümeti baskılamak. Bazı partilerin doğrudan gündem ettikleri bu konu, hükümetin dış politikadaki yaklaşımlarla ilişkilendirilmekte ve Türkiye’ye maliyeti üzerinden tartışmalar yapılmaktaydı. Ekonominin kırılgan olduğu dönemlerde dolaşıma sokulan ve yoğun biçimde gündem edilen sığınmacılar konusu, seçmen davranışını manipüle etmeye dönük birtakım dezenformasyonlar üzerinden de tartışılmaktaydı.
Etki ajanlığı tartışmalarının yapıldığı şu günlerde, muhtemel otoriter eğilimleri gerekçe göstermek suretiyle bu alanda herhangi bir düzenleme yapılmasını engellemek hiç kuşkusuz rasyonel değil. Özellikle kritik süreçlerde, Türkiye’nin güvenliğini riske edecek bu tür faaliyetlerin yasal düzenlemelere konu olması ve belirli müeyyidelerle engellenmesi büyük önem arz etmektedir. Aksi takdirde, siyasi iradenin güçlü olmadığı ve devletin zaaf içerisinde olduğu dönemlerde bu tür müdahaleler, tahribatı yüksek ve telafisi zor sonuçlar üretebilir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.