logo
EDISYON:

İmaj, propaganda ve teknik kapasite

04:0030/09/2024, Pazartesi
G: 30/09/2024, Pazartesi
Turgay Yerlikaya

Devletlerin kendilerini inşa sürecinde belirli mitlere ihtiyaç duydukları ve bunları ön plana çıkardıkları bilinir. Belirli anlatılar etrafında kurulan kimlik örüntüleri, yaygın biçimde medya imkanları ile daha geniş kitlelere ulaştırılır. Benlik inşasına büyük katkı sağlayan bu tür dönemlerde, medya araçları propaganda amacıyla araçsallaştırılır. Tarihsel anlatılar, çarpık kurgular, ötekileştirme ve istenilen yönde kategorize etme gibi birçok yöntem bu aşamada karşımıza çıkar. 7 Ekim sonrasında

Devletlerin kendilerini inşa sürecinde belirli mitlere ihtiyaç duydukları ve bunları ön plana çıkardıkları bilinir. Belirli anlatılar etrafında kurulan kimlik örüntüleri, yaygın biçimde medya imkanları ile daha geniş kitlelere ulaştırılır. Benlik inşasına büyük katkı sağlayan bu tür dönemlerde, medya araçları propaganda amacıyla araçsallaştırılır. Tarihsel anlatılar, çarpık kurgular, ötekileştirme ve istenilen yönde kategorize etme gibi birçok yöntem bu aşamada karşımıza çıkar. 7 Ekim sonrasında İsrail üzerinden çokça tartıştığımız bu konu, 1948 ve sonrasındaki devlet gücü aracılığıyla sistematik bir hal almıştır. Sonrasında Siyonist ideolojinin baskın hale gelmesiyle propaganda önceliklendirilmiş ve bütün alanlarda hissedilir hale gelmiştir. Bugüne kadar konvansiyonel medya aracılığıyla çok yoğun biçimde hissettiğimiz Siyonist ideoloji, dijital dünyanın imkanlarından da çok yoğun biçimde yararlanmakta ve bu gücü kendi etkisini artırma adına hem askeri hem de diplomatik alanda kullanmaktadır. 7 Ekim sonrasında çokça tartışılan güçlü İsrail miti önemli tartışmalara neden olsa da bu tartışmaları ortadan kaldırma adına İsrail’in bir seferberliği söz konusu. İsrail’in son yıllarda elde ettiği teknik kapasite 7 Ekim sonrasında sarsılan İsrail imajını da yeniden tahkim etmeye yardımcı olmaktadır. Özellikle son dönemde İran’da nükleer tesislere yapılan siber saldırıların yanı sıra birçok isme yönelik suikast, bozulan imajın yeniden güçlendirildiğine işaret etmektedir. Muhsin Fahrizade ve Kasım Süleymani ile başlayan, Heniyye ve Nasrallah ile sonlandırılan bu kaba güç gösterimi, İsrail’in sahip olduğu teknik ve istihbari kapasite üzerinden değerlendirilmekte ve bu durum da İsrail mitinin yeniden canlandırılmasına yardımcı olmaktadır. Son dönemde Heniyye suikasti ve Nasrallah’ın öldürülmesindeki detayların da film sahnelerini aratmayacak derecede uluslararası medyada tartışılması ve her olayın en ince ayrıntısına kadar izleyiciye verilmesi, on yıllardır inşa edilen İsrail mitini yeniden canlandırma arayışının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tür büyük çaplı olayların ardından ise İsrail adına konuşan yetkililer, İsrail’in ne denli güçlü ve büyük olduğu üzerine bir anlatı ortaya koymakta ve İsrail’in her hal ve şartta düşmanlarına yönelik üstün olduğunu ifade etmektedirler.


İRAN ve Propaganda

İslam devriminin hemen ardından bölgede yayılmacı bir siyaset izleyen İran’ın da geniş çaplı bir propaganda stratejisi olduğu bilinmektedir. Bu tür bir siyasetin gereği olarak İran, genişleme alanlarında vekil unsurlar üzerinden yoğun bir propaganda ağı inşa etmiş ve bu alanı etkili biçimde kullanmıştır. Nükleer tesislerin tahkim edilmesi ve yayılmacı pratiklerle birlikte etkisini artıran İran miti, son dönemde hiç olmadığı kadar sarsıldı.

7 Ekim’e kadar, İsrail ve ABD’nin doğrudan ve dolaylı tehditlerine maruz kalan İran, son dönemlerde, savunma ve mütekabiliyet anlamında iyi bir sınav vermemektedir. Fahrizade suikastındaki teknik detaylar hatırlandığında, İran’ın bu konuda çok da yeterli bir mukavemet geliştiremediği üzerine tartışmaların yapıldığı görülmektedir. Benzer biçimde, yayılmacı siyaset açısından önemli bir aktör olan Süleymani suikastı sonrasında da etkili bir cevap üretemeyen İran’ın imajı, hiç olmadığı kadar sorgulandı. Cumhurbaşkanını helikopter kazasına kurban veren bir ülke konumuna düşen İran’ın Heniyye suikastına engel olamaması ise tam anlamıyla bir garabet olarak değerlendirildi.

İran’ın uzunca yıllardır içeride meddahlar üzerinden inşa ettiği propaganda gücü de işlevini kaybedecek gibi görünüyor. Öyle ki meddahlar, İran’ın hem dışarıdaki mücadelelerinde hem de içerideki siyasal süreçlerin şekillenmesinde önemli bir işlevi yerine getirmiş ve rejimin kendisini tahkim etmesine yardım olmuştur. Örneğin Suriye iç savaşında meddahların bölgeye yönelik tavrı, iç savaşın seyri açısından etkili olmuş ve bu durum, İran’ın bölgedeki yayılmacı siyasetine etki eden bir unsur olmuştur.


İran Mitinin Kırılganlaşması
Son dönemde bölgede iki önemli aktörün yaşadığı ivmelenmeye bakıldığında, İsrail’in imaj açısından güç kazandığı İran’ın ise tam aksine itibar kaybı yaşadığı bir süreç içerisindeyiz.
İran’ın doğrudan hedef alındığı bir dönemde, bu saldırılara herhangi bir cevap üretememiş olması on yıllardır inşa edilen İran mitinin de ne denli kırılgan olduğunu gösterdi. İki ülke arasındaki güç ve teknoloji kapasitesi arasında ciddi bir asimetri olsa da son dönemdeki gelişmeler bu konuda bir karşılaştırma yapmayı beraberinde getirmektedir. İran’ın meddahlar ve vekil unsurlar üzerinden hem konvansiyonel hem de dijital alanlar üzerinden inşa etmeye çalıştığı İran mitinin ciddi bir ivme kaybı yaşadığı çok açık. Bu da çok açık biçimde şu sonucu ortaya çıkartmaktadır;
bir devletin sadece propaganda üzerinden inşa ettiği mit ve imaj, teknik bir kapasite üzerinden tahkim edilmez ise güçlü bir meydan okumada yerle bir olabilmektedir.
#iran
#Diplomasi
#Turgay Yerlikaya

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.