Uzunca bir süredir egemenliğin sadece toprak ve sınırlarla ilgili olmadığı tartışılıyor. Özellikle dünya tarihindeki kırılmaları teknoloji üzerinden okuma eğiliminde olanlar, son dönemde teknik kapasite artışından ötürü egemenlik alanının yeni risk ve meydan okumalarla karşılaştığını ifade etmektedirler. Teknoloji şirketlerinin aşırı büyümesi ve devletlerin yasal düzenlemelerinden muaf olma isteklerinin yanı sıra yapay zeka teknolojilerindeki aşırı ivmelenme, sınırları muğlak ve esnek alanlar ortaya çıkartmaktadır. Bu sebeple devletler sınırlarının ötesinde kendileri açısından risk teşkil eden birçok duruma müdahale edememekte ve ciddi tehditlerle karşı karşıya gelmektedirler.
Türkiye’nin son dönemde sosyal medya şirketlerini regüle etme çabaları ve atılan adımlar hepimizin malumu. Nitekim Türkiye de diğer ülkeler gibi kendisi açısından cari ve olası risk alanları üzerinden yasal düzenlemeler yapmakta ve kendi egemenlik hakları ile ilgili adımlar atmakta. Son dönemde Instagram ve X platformu üzerinden sıklıkla tartıştığımız bu konunun internet üzerinden yayın yapan isteğe bağlı platformlar üzerinden de farklı bir bağlamı var.
Dizi ile ilgili tartışmalar gündeme geldiğinde, RTÜK yetkilileri Netflix ile görüşmelere başladı. Türkiye’deki hassasiyetleri anlatan yetkililer, dizinin tek taraflı ve tarihsel gerçekleri çarpıtan bir niteliğe sahip olduğu, dolayısıyla bu dizinin yayınlanması durumunda platformun da itibar kaybı yaşayacağını ifade ettiler. Bu diyalog ve çabaların ardından Netflix, Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate alarak dizinin sadece Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile sınırlı bir kataloglamaya tabi tutulacağına karar vermiştir. Bu anlamda erken bir müdahale ve süreç yönetimiyle, dizinin sadece iki ülkede gösterilecek olması, tek yönlü bir propagandanın da sonuçsuz kalmasını beraberinde getirmiştir.
Bizim daha çok sosyal medya platformları üzerinden tartıştığımız regülasyon örneklerinin isteğe bağlı platformlar özelindeki karşılığı ise RTÜK’ün 2019 yılındaki “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik” tir. İlgili yönetmelik ile Netflix başta olmak üzere diğer birçok yerli ve yabancı platform lisanslama yoluyla sisteme entegre olmuş ve Türkiye’de yayın yapma koşulları konusunda belirli kurallara tabi olmuşlardır. Şu andaki verilere bakıldığında internet ortamından isteğe bağlı yayın hizmeti sunan görsel ve işitsel (Spotify vb.) toplamda 47 kuruluş bulunmaktadır.
2019’daki yönetmelik bu anlamda, hem ilgili kurumların Türkiye’de çalışma koşullarını düzenlemiş hem de kurumları bağlayıcı düzenlemeler ihdas etmiştir. Bir yandan lisanslama yoluyla Türkiye’deki yerli pazarı koruma alanı oluşturmuş diğer yandan da belirli bir düzenleme ile platformları bağlayıcı kurallar ortaya koymuştur. Ayrıca ilgili yönetmelik ile çocukların ve gençlerin, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek medya içeriklerine ilişkin ebeveyn kontrolünün sağlanması gibi tedbirler de mümkün hale gelmiştir. Bugün Famagusta ile ilgili Türkiye lehine bir sonuç alabilmenin koşularını da oluşturan bu bağlayıcılık, uzun süreli tartışma ve uğraşlarla mümkün olabildi. O dönemde de ilgili yönetmelik üzerinden sığ tartışmalar yapılmış, konu sansür ve denetim üzerinden tartışılmıştı. Fakat bugün ilgili kurumların söz konusu platformlar üzerindeki etkisini artıran bu düzenlemeler olmasaydı, sonuç alabilmek neredeyse imkansız hale gelecekti. İsveç ve Fransa gibi ülkelerde de ciddi tartışmalara konu olan Netflix’in her sene sonunda içerik kaldırma ya da düzenleme talepleri ile ilgili raporlarını sansür üzerinden tartışmak yerine daha farklı kavramlar üzerinden analiz edilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.