Elon Musk’ın aşırı sağa desteği ve Avrupa’yı bekleyen tehlike

04:0013/01/2025, Pazartesi
G: 13/01/2025, Pazartesi
Turgay Yerlikaya

Uzay ve uydu teknolojileri başta olmak üzere otomobil piyasasındaki ağırlığı ile temayüz eden Elon Musk, son dönemde dünya siyasetinin ana aktör-lerinden birisi olarak beliriyor. 2020 seçimlerinde Trump’ın hesabının Twitter tarafından askıya alınması sonrasında Cumhuriyetçiler ile paralel bir pozisyon benimseyen Musk, 44 milyar dolarlık bir rakamla bu platformu satın almış ve gündelik siyasetin bir parçası olmayı tercih etmiştir. 7 Ekim sonrasında İsrail lehine bir tutum takınan Musk, seçimler öncesinde

Uzay ve uydu teknolojileri başta olmak üzere otomobil piyasasındaki ağırlığı ile temayüz eden Elon Musk, son dönemde dünya siyasetinin ana aktör-lerinden birisi olarak beliriyor. 2020 seçimlerinde Trump’ın hesabının Twitter tarafından askıya alınması sonrasında Cumhuriyetçiler ile paralel bir pozisyon benimseyen Musk, 44 milyar dolarlık bir rakamla bu platformu satın almış ve gündelik siyasetin bir parçası olmayı tercih etmiştir. 7 Ekim sonrasında İsrail lehine bir tutum takınan Musk, seçimler öncesinde Trump’ın yakın çalışma ekibinin bir parçası olmuş ve ikinci Trump döneminin muhtemel en etkili bakanı olarak kabinedeki yerini almıştır.


MUSK’IN AfD’YE DESTEĞİ

Musk’ın ABD siyasetindeki etkisi kadar dünya ve özellikle Avrupa siyasetine dair pozisyonu da son dönemin en tartışmalı konusu. Bir yandan Trump’ın Kanada, Grönland ve Panama noktasındaki ısrarı sürerken diğer yandan Musk da Almanya ve İngiltere gibi devletlerin iç işlerine müdahale etmekle suçlanıyor. Son günlerde ısrarlı bir biçimde X platformu üzerinden yaptığı açıklamalarla AfD’yi açık bir biçimde destekleyen Musk, Almanya’nın ancak AfD tarafından kurtulabileceğini ifade etmektedir. X’in yanı sıra Alman Welt am Sonntag gazetesi için bir makale kaleme alan Musk, söz konusu makalede, Almanya’nın önündeki en makul ve makbul seçimin AfD olduğunu savunmaktadır.

Şubat ayında yapılacak seçimler öncesinde, başta Şansöyle Scholz olmak üzere birçok siyasi, bir sosyal medya platformu sahibinin Alman iç siyasetine müdahale etmesinin Avrupa demokrasisi açısından çok büyük bir risk olduğunu düşünmektedirler. Buna mukabil Musk, AfD’nin adayı ve Trump’a oldukça yakın bir isim olan Alice Weidel ile X’de bir mülakat yapmış ve sosyal medya üzerinden Alman siyasetinde bir taraf olmayı seçmiştir.

Weidel’in Musk ile röportajında, Almanya’da kendilerine karşı ciddi bir medya sansürü olduğu ve bu sansürün Hitler döneminde Yahudilere uygulanan baskı ile aynı olduğu iddiaları dikkat çekici idi. Alman siyasetinin özellikle göç konusunda ciddi bir zafiyet içerisinde olduğu eleştirilerinin yanı sıra bürokrasi ve dünya siyasetine dair tartışmaların da yer aldığı röportajda, mevcut Alman yönetimine de radikal eleştiriler dile getirilmiştir. Özgürlükler açısından önemli bir tehdit olarak görülen ve son yıllarda Avrupa’daki trende paralel olarak oylarını artıran AfD’nin kendi özgürlüklerinin sınırlandırıldığını iddia etmesi de tarihin bir ironisi hiç kuşkusuz.

Musk’ın eleştiriye konu olduğu bir diğer ülke ise İngiltere. Brexit sürecinde de etkili olan Farage gibi aktörler üzerinden Reform UK’ye desteği konuşulan ve partiye doğrudan ciddi miktarda finansal destekte bulunacağı iddia edilen Musk’ın İngiltere siyasetine doğrudan müdahil olacağı eleştirileri yapıl-maktadır. Söz konusu açıklamalara paralel olarak yapılması planlanan finansal yardımın ise İngiltere siyasetinde bir bozulma yaratacağı endişesi dile getirilmekte ve bundan kaçınılması gerekliliği vurgulanmaktadır.

Doğrudan Başbakan Starmer’ı da hedef alan Musk, Avrupalı siyasilerle karşılıklı atışmalara da girmekten imtina etmemektedir. Nitekim Starmer’a karşı doğrudan bir suç isnadında bulunan Musk, İşçi Partisi ve hükümet hakkında da çeşitli ithamlarda bulunabiliyor. Starmer’ın, Musk ve X platformunun yoğun bir dezenformasyon ürettiği ve İngiltere siyasetine müdahalede bulunmaya çalıştığını söylemesi, tarihin bir diğer ironisi olsa gerek.
Birkaç yıl önce demokratik ve çoğulcu bir platforma dönüştürülme iddiasıyla satın alınan Twitter’ın bugün Avrupa siyasetine yönelik büyük bir tehdit olarak algılanması, üzerine düşünülmesi gereken bir konu.

AVRUPA’DA DERİN YARIK
Bugünkü çatışma ortamına bakıldığında, İngiltere ve Almanya siyasetine etki etmeye çalışan Musk’ın Avrupa’yı ikiye böldüğü rahatlıkla söylenebilir. Bir yanda İspanya ve Fransa gibi aşırı sağa mesafeli hükümetlerin eleştirileriyle karşı karşıya kalan Musk, diğer yanda Meloni gibi sağ popülist liderler tarafından desteklenmektedir.
Trump’ın, ilk Başkanlık döneminde Avrupa’yla NATO ve uluslararası kurumlar üzerinden çıkan gerilimler hatırlandığında, ikinci dönemde Musk’ın da etkisiyle bu gerilimin artması ve boyut değiştirmesi kuvvetle muhtemel. Draghi’nin raporunda altını ısrarla çizdiği ABD-Avrupa mücadelesi ve Avrupa’nın ciddi biçimde geride kaldığı tezleri de dikkate alındığında, Avrupa’nın politik geleceğinin ciddi meydan okumalara muhatap olacağı açık. 20 Ocak sonrasında Trump’ın enerjisini hangi alanlara kanalize edeceği ve Amerika’yı nasıl önceleyeceği, Türkiye ve bölge ülkeleri açısından olduğu kadar küre açısından da belirleyici olacaktır.
#ABD
#Trump
#Musk
#AfD
#Turgay Yerlikaya