Ateşkesin anlamı üzerine

04:0020/01/2025, Pazartesi
G: 20/01/2025, Pazartesi
Turgay Yerlikaya

Yaklaşık bir buçuk yıldır süren soykırıma bir ateşkes üzerinden ara verilme ihtimalinin tartışıldığı bugünlerde, İsrail saldırılarına devam ediyor. Binlerce insanın katledildiği ve temel insani ihtiyaç-lardan yoksun bırakılarak sistematik bir soykırıma tabi tutulduğu bu sürece ara veren ateşkesin ilk aşaması hayata geçiriliyor. Altı hafta süreceği ifade edilen ilk aşamada, esir değişiminin yanı sıra Gazze’deki İsrail askerlerinin tedrici bir geri çekilişi ve nihayet Gazze’ye insani yardımın ulaştırılması


Yaklaşık bir buçuk yıldır süren soykırıma bir ateşkes üzerinden ara verilme ihtimalinin tartışıldığı bugünlerde, İsrail saldırılarına devam ediyor. Binlerce insanın katledildiği ve temel insani ihtiyaç-lardan yoksun bırakılarak sistematik bir soykırıma tabi tutulduğu bu sürece ara veren ateşkesin ilk aşaması hayata geçiriliyor. Altı hafta süreceği ifade edilen ilk aşamada, esir değişiminin yanı sıra Gazze’deki İsrail askerlerinin tedrici bir geri çekilişi ve nihayet Gazze’ye insani yardımın ulaştırılması hedefleniyor. Gazze halkının hangi koşullarda yaşamaya mecbur bırakıldığı düşünüldüğünde, ateşkesin en önemli çıktılarından birinin insani yardım olduğunu söylemek yanlış olmaz. Gazze halkı açısından önemli kazanımlar üreten bu ateşkesin sürdürülebilir olup olmadığı ve İsrail açısından nasıl bir siyasi karşılık ürettiği ise en temel tartışmalardan birisi.


İSRAİL İÇİ TARTIŞMALAR
Uzun süren tartışmaların ardından ve kırılgan bir zeminde kabul edilen ateşkes, İsrail içindeki siyasi tartışmaları da hararetlendirdi. Netanyahu cephesinden bir zafer olarak çerçevelendirilmeye çalışılan (frame) ateşkesin İsrail açısından bir zafer olmadığı açık. Nitekim Netanyahu, benzer ateşkes önerileri gündeme geldiğinde bu tür talepleri Hamas’ın hayal ürünü olarak değerlendirmiş ve kabul etmemişti. Bugün siyasi ya da askeri bir başarı elde edemeyen Netanyahu’nun bu ateşkesi neden kabul ettiği üzerine de bir tartışma yapılıyor hiç kuşkusuz. Özellikle ateşkesin İsrail açısından bir felaket olduğunu ifade eden Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir, hükümetteki görevini bırakacağına dair de bir ifade de bulundu. İsrail’de mevcut hükümet açısından çanların çaldığı ve
Netanyahu’nun bir zafer olarak takdim etmeye çalıştığı bu sürecin aslında bir yıkım olarak eleştirildiği açık.

İsrail içerisindeki eleştirilerin bir diğer yönü de İsrail’in kalıcı bir ateşkes ile Gazze’den çekilmesinin yanlış olacağı üzerine. Bu eleştirilere göre, ilk aşamadan sonra İsrail saldırılarına devam etmeli ve savaşı sürdürmelidir. O sebeple İsrail’de hükümetin ateşkes onayı alacağı süreç beklenenden daha uzun sürmüş ve iç tartışmalar kararın onaylanmasını geciktirmiştir. Tüm bu iç tartışmaların yanı sıra İsrail’i ateşkese zorlayan birtakım başka parametrelerin olduğu da açık.


İSRAİL’İN İZOLASYONU

İsrail’i anlaşmaya zorlayan sebepler arasında soykırım politikalarının İsrail açısından ürettiği maliyetler de ön plana çıkmaktadır. Uluslararası Adalet Divanındaki sürecin yanı sıra Uluslararası Ceza Mahke-mesinde alınan tutuklama kararları İsrail’in on yıllar boyunca ürettiği yumuşak gücün sınırlarını aşındırmış ve İsrail’i dünyadan izole etmiştir. Diğer yandan Avrupalı devletlerin Filistin’i tanıması ve Netanyahu ile ilgili tutuklama kararının uygulanması noktasındaki açıklamaları, bu izolasyonu tahkim eden göstergelerdi.

İsrail’deki hükümeti karara zorlayan bir diğer husus da askeri açıdan herhangi bir başarı elde edememesidir. Hamas’ı etkisiz hale getirmek amacıyla saldırılarına devam eden İsrail, ne Hamas’ın askeri kapasitesini (suikastlere rağmen) ne de toplumsal meşruiyetini tamamen ortadan kaldırabilmiştir. Blinken’ın, Hamas’ın kaybettiği kadar yeni militan topladığı açıklamaları bu durumu teyit eder nitelikte.

Netanyahu açısından bir diğer değişken de Trump liderliğinin ikinci döneminde kendilerini bekleyen zorluklar.
Her ne kadar Trump, İsrail’in savunulması noktasında oldukça hassas olsa da Netanyahu’yu politik açıdan yeterli bulmamakta ve onu 7 Ekim’in müsebbiplerinden biri olarak görmektedir.
Trump’ın kendi sosyal medya hesabından, Prof. Jeffrey Sachs’ın, Netanyahu’yu eleştiren videosunu paylaştığı göz önünde bulundurulursa, Trump yönetimi açısından Netanyahu’nun sürdürülebilir bir aktör olmadığı da görülecektir. Nitekim Sachs’a göre, Netanyahu, ABD’nin dış politikasına etki etmekte ve Ortadoğu’da savaş çıkartarak maliyeti ağır sonuçlara neden olmaktadır. İsrail lobisinin ABD dış politikasına ne ölçüde ve nasıl etki ettiği ile ilgili akademik çalışmalar da hatırlandığında, yeni dönemde
Trump’ın Netanyahu’yu ABD açısından maliyetli bir aktör olarak değerlendireceği açık.

Nihai kertede, bunca kapasiteye rağmen ayakta duran ve Gazze’yi müdafaa eden Hamas ile birlikte Gazze halkının da bu süreçten faydalanacağı açık. İnsani yardımın yanı sıra tıbbi hizmetler noktasında önemli faydaların sağlanacağı bu dönemde en önemli hususlardan birisi de ateşkese sadık kalınması. İsrail’deki aşırı sağ aktörlerin ateşkese yönelik olumsuz tavırları da dikkate alındığında, bu konudaki çekincelerin ne denli önemli olduğu görülecektir. Bu risk ve tehditler göz önünde bulundurulduğunda, arabulucu ülkelerin bu aşamada kritik bir rol oynayacakları bilinmektedir. Umulur ki ateşkesin her evresi herhangi bir müdahale olmadan devam eder ve Gazze halkının beklentileri karşılanır.

#Gazze
#Ateşkes
#Filistin
#Turgay Yerlikaya