Görünmeyen gençlik

04:0020/05/2021, Perşembe
G: 20/05/2021, Perşembe
Turgay Polat

Dün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’ydı. Bütün gençlerin bayramını kutluyorum. Başta ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bağımsızlık ve vatan uğruna şehit olanları anıyorum. Peki gençliğe adanmış bayramın 102’nci yıl döneminde gençlik ne durumda bu konuya bir eğitimci olarak değinmek istedim. Aslında bakarsanız Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na yaklaşırken ülke olarak dünyaya uyum anlamında büyük bir kırılma yaşadığımızı, çağın gerekliliklerine uyma konusunda bir daha

Dün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’ydı. Bütün gençlerin bayramını kutluyorum. Başta ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bağımsızlık ve vatan uğruna şehit olanları anıyorum. Peki gençliğe adanmış bayramın 102’nci yıl döneminde gençlik ne durumda bu konuya bir eğitimci olarak değinmek istedim. Aslında bakarsanız Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na yaklaşırken ülke olarak dünyaya uyum anlamında büyük bir kırılma yaşadığımızı, çağın gerekliliklerine uyma konusunda bir daha düşünmemiz gerektiğini belirtmek istiyorum. Önce isterseniz biraz gençlerin durumundan bahsedelim; Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı son 1 yılda yüzde 28.3’e ulaşırken, gençler maalesef yurtdışında yaşamanın hayalini kuruyor.

OECD 2021 Türkiye Raporu’nda, gençlerin son dönemde ülkemizde en çok etkilenen kesim olduğu belirtilerek, bu durum gençlerde geleceğe umut konusunda ciddi negatiflik oluşturduğu belirtildi. Bu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına da yansıyor aslında. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı son bir yılda 2 puandan fazla artarak yüzde 26.0’dan yüzde 28.3’e yükselmiş durumda maalesef. Türkiye, AB ve OECD’nin en yüksek genç işsizlik oranlarından birine sahip. Bu durum beyin göçünü tetikliyor. Peki bu durumu nasıl okumak lazım; bu durumu büyük oranda ülkemizin yaşadığı sorunlara bağlayabiliriz ama bir tarafında da dünyada yaşanan büyük değişime yani diplomalı gençler yaratmak yerine “yetkinlik ve beceri” sahibi gençler yaratma değişimine uyum sağlayamamanın etkisini de kabul etmek lazım. Kısaca her yıl liselerden mezun ettiğimiz 1 milyon, üniversiteden mezun ettiğimiz 800 bin gence bir kağıt (diploma) vermek yerine onlara yapabilecekleri bir beceri kazandıramazsak maalesef bu sorun daha da derinleşecektir.

OECD raporunda Türkiye’de gençlerin eğitiminde 1 yıllık artışın, yurtdışında yaşama isteğini yüzde 24 yükselttiği vurgulandı. Yurtdışında yaşamak isteyen gençlerin oranı araştırmalarda yüzde 76’ları buluyor. Yurtdışı kavramı aslında bizim son derece yanlış bildiğimiz ve yorumladığımız bir kavram, yurtdışına gitmek; eğitim almak veya çalışmak için gitmek bir çoğumuzun düşündüğünün aksine bu çağda desteklenmesi gereken bir durumdur. Size örnek olarak Çin ve Güney Kore’yi vermek istiyorum. Çin yurtdışına giden gençleri destekliyor. Yurtdışında bir üniversitede tanıştığım bir Çinli bir öğrencinin bana anlattığı şey benim bakış açımı değiştirmişti. Öğrenci Çin hükümetinin yurtdışında okumak isteyen öğrencilere; birincisi ilk 1000 üniversiteden birinde okuma, ikincisi okulu bitirdiklerinde Çin’e geri dönme şartının bilimsel uluslararası bir projede çalışma veya bir şirkette iş bulması ve şirketin Çin ile iş yapmasını sağlamak olduğunu söyledi. O anda Çin’in bu işe nasıl baktığını anladım. Bizim de yeni Aziz Sancar’lara, Uğur Şahin’lere, Gökhan Hotamışlıgil’e, Daron Acemoğlu’na daha ismini sayamayacağım binlerce insana dünyanın her yerinde ihtiyacımız var. Yeter ki bu isimlerle çalışmayı, onların ülkelerine hizmet etmelerine olanak yaratacak organizasyonu kuralım. İnanın hepsi ülkesi için yanıp tutuşan insanlar ama biz devlet olarak onlardan ne kadar faydalanıyoruz orası tartışılır.

Aslında bizim bütün dünyanın ekonomisine hakim olacak yetenekte, bütün dünyanın katma değeri yüksek sektörlerini ele geçirecek derecede yetkin çocuklarımız var. Ülke olarak 19 Mayıs günü sadece şunu söylemeliyim; biz eğitim sistemi olarak, üniversiteler olarak gençlerimizi yeni dünyaya hazırlayamıyorsak bunda suç gençlerin mi bizim mi? Bakın sosyal medyada bir genç ise şöyle yazıyor: “Üniversite bitirdim. İş görüşmesine gittiğimde bana iki soru soruldu; seni diğer mezunlardan ayıran özelliklerin neler? İkincisi ise neden seninle çalışalım(?) sorularıydı. Maalesef bende iki sorunun da cevabı yoktu. O zaman yaptığım hatayı anladım” diyor.

Gelin milyonlarca gencimize sahip çıkalım. Ailesinin yanına sığınmış görünmez olan gençler yaratmayı bitirelim. Bu gençler bizim ve tek ihtiyaçları olan geleceğe hazırlanmalarını sağlayacak yetkinlikler kazanmak.

#19 Mayıs
#Cumhuriyet
#OECD
#2021 Türkiye Raporu
#Genç