Üniversitelerin akademik yıl açılışında Sayın Cumhurbaşkanı bir konuşma yaptı. Üniversitelerden beklentilerini ve ülkemiz yükseköğretimin geldiği noktayı anlattı. Bence konuşmasındaki en önemli kısım üniversitelere geçiş sistemi için yaptığı tespitti. Dedi ki: “Ülkemizde artık yükseköğretim arzı ile talebi arasında bir denge oluşmaya başladı. Bu sebeple üniversiteye geçişte sınava ihtiyaç olmayacak bir sistem kurabiliriz.” Bu çok önemli neden mi? Ben bu ülkede yaşadığımız bütün sorunların temelinde
Üniversitelerin akademik yıl açılışında Sayın Cumhurbaşkanı bir konuşma yaptı. Üniversitelerden beklentilerini ve ülkemiz yükseköğretimin geldiği noktayı anlattı. Bence konuşmasındaki en önemli kısım üniversitelere geçiş sistemi için yaptığı tespitti. Dedi ki: “Ülkemizde artık yükseköğretim arzı ile talebi arasında bir denge oluşmaya başladı. Bu sebeple üniversiteye geçişte sınava ihtiyaç olmayacak bir sistem kurabiliriz.” Bu çok önemli neden mi? Ben bu ülkede yaşadığımız bütün sorunların temelinde üniversite ve lise giriş sınavlarını görüyorum. Çünkü 12 yıllık eğitimin sadece sınavlara hizmet etmesi çok üzücü değil mi? İlkokul hariç eğitim yapamaz hale geldik. Tüm kurumlar dershaneye döndü. Canım fen liseleri tam dershane oldu. Veliler ekonomik olarak o kadar büyük bir sınav ekonomisine katlanıyorlar ki altından kalkılması mümkün değil. Ortaokullar LGS’ye liseler YKS’ye kurban edilmiş durumda. Zaten üniversiteye gidene kadar sınavlarla hırpalanan çocuklarımız üniversitede de gerekli gelişimi ve değişimi gösteremeyerek diplomalı ama yetkinliği olmayan iş gücüne dahil oluyor. Bu döngüyü değiştirmenin tek yolu tek sınava dayalı sistemden hemen kurtulmak ve eğitimin her kademesini kendi özgürlük alanına bırakmaktır. Eğitimde hiçbir kademe bir üst kademenin hazırlayıcısı olmamalı. Her kademe kendi zamanında gerekli işlevi yerine getirmelidir. Ancak o zaman eğitim tam anlamıyla işlevini yerine getirmiş olur.
Şimdi olacağı ben size anlatayım: Biz memlekette sınavları bir mi yapsak, iki mi yapsak diye tartışırken, kaynak kitap kullanıp kullanmayacağımızı konuşurken atı alan yine Üsküdar’ı geçiyor. Geçen yıl bu satırlarda “Sanayi devrimini, bilgi çağını kaçırdık, lütfen şu Endüstri 4.0 devrimini yakalayalım bunun için tek yöntem STEM’dir.” demiştim. Korkarım ki bunu da kaçırıyoruz. Çünkü halen gündemimizde “kalite”,” müfredat”, “içerik”, “uygulama “yok. Biz yine kaçırıyoruz. Çünkü biz sadece skor odaklı eğitime odaklandık. Bu yüzden skor odaklı değerlendirme yapıyoruz, skor odaklı okul seçiyoruz. Bu da çocuklarımızın farklılıklarını yok ediyor. Çocuklarımız bir tornadan çıkan malzeme gibi birbirine benzer üretemeyen, farklı düşünemeyen bireyler oluyor. Biz, YKS’yi, LGS’yi konuştuğumuz kadar çocuklarımızın farklılıklarını nasıl geliştiririz demiyoruz. Tek umudum gençler çünkü onların gündemi yavaş yavaş bizden farklı olmaya başladı. Onlar dünyayı keşfetmeye, yeni dünyanın kavramları üzerine düşünmeye başladı. Önlerinde tek engel var o da bizleriz. Sizlerden ricam onların sınav skorlarından değil ürünlerinden mutlu olun, sınav skoru yüksek olanı değil bir şey üreteni farklı olanı kutlayın önemseyin. O zaman göreceksiniz her şey değişmeye başlayacak. Not: haftaya sınav yerine ne olmalı? konusunu yazacağım.