Aradan tam elli dokuz sene geçmiş; ama halen daha aynı hikâyeleri anlatıyorlar. Okuyucularını 27 Mayıs 1960 darbesinin “haklı!” olduğuna inandırmaya canla başla gayret ediyorlar.
Bu minvalde, Cumhuriyet ile Sözcü başı çekiyor.
27 Mayıs’ın yıldönümünde, Cumhuriyet’te Alev Coşkun’la yapılmış bir röportaj yayınlandı…
Cumhuriyet’in İmtiyaz Sahibi Coşkun, 27 Mayıs 1960 sonrasında toplanan Kurucu Meclis’te “CHP’nin Gençlik Kolları” adına seçilmiş bir isimdi; bir başka deyişle, Kurucu Meclis’in en genç üyesiydi.
27 Mayıs 1960 darbesinin öncesindeki günlerde patlayan olayları, protestoları, mitingleri, yürüyüşleri organize edenler arasında -Orhan Birgit’in yanı sıra- Alev Coşkun da vardı!
*
Mister Birgit, 28 Nisan 1960’daki olaylardan söz ederken; “İtiraf ediyorum ki, organize ettim. O işin perde arkasındaydım” demiştir. (Vatan, 8 Şubat 2009)
Alev Coşkun ve Orhan Birgit gibi isimlerin başını çektiği elemanlar; aralarında Mehmet Barlas, Nurettin Sözen, Ahmet Güryüz Ketenci, Bozkurt Nuhoğlu gibi militanların da yer aldığı gençleri sahaya sürmüşlerdi!
(Bir Devrin Hafızası, Rasim Cinisli, Doğan Kitap, Sayfa: 75)
İsmet İnönü’nün 1950 öncesindeki bakanlarından Cemil Sait Barlas, 27 Mayıs darbesini alkışlarken “şu sözleri” sarf etmiştir:
“Bazı kelimeler vardır ki yerli yersiz kullanılır. Bunlardan biri de ‘mukaddes’ kelimesidir. TSK’nın başardığı büyük ihtilali, ancak ‘mukaddes’ kelimesiyle vasıflandırdığımız zaman, sözcüğü yerinde kullanmış oluruz. (…) Türk Silahlı Kuvvetleri insanlık tarihine güzel bir örnek verdi. Bu hareketin önünde saygıyla eğilmek lazımdır.”
27 Mayıs 2019 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, Alev Coşkun’un şu cümlesi sayfa manşetinde yer aldı:
“Menderes, İnönü’ye geçmiş olsun deseydi, ihtilal olmazdı!”
Cumhuriyet’teki röportajda; Alev Coşkun, “İsmet İnönü’nün 3 Mayıs 1959’da İstanbul’da linç edilmek istendiğinden” bahsediyor ve “Menderes, bu hadise sonrasında İnönü’ye geçmiş olsun diyebilseydi; ihtilal gerçekleşmeyecekti” iddiasında bulunuyor!
Bir geçmiş olsun cümlesine; yani, pamuk ipliğine bağlı!
Bu tür laflar; sihirbazlık gösterisinden ibarettir. Dahası, kuyruklu bir yalandır!
“Şayet, seçime gidilebilseydi; 27 Mayıs darbesi olmazdı” cümlesi dahi (perde arkasındaki asıl hadiseyi ıskaladığı için) havada kalıyor!
Peki ya; asıl/derin mevzu nedir?
*
Menderes, 1958’de “NATO modernizasyonu” kılıfı altında TSK’da yapılmak istenen büyük çaptaki tasfiyeye karşı çıktı. Ayrıca, kapalı kapılar ardında kendisine dayatılan İsrail Devleti ile “50 yıllık Gizli Anlaşmayı” imzalamayı da reddetti!
Ezcümle; Türkiye’nin milli menfaatlerine sahip çıkmak, Başvekil Menderes’in hedef olması anlamına geliyordu!
Türkiye’deki “ABD’ye bağlı” Derin Baronlar; Menderes’in işte bu uçak “kazasından” kurtulmasına çok üzüldüler, pek hayıflandılar ve ardından “B Planı” devreye girdi: Yani? 27 Mayıs 1960 darbesi!
Bu arada; Adnan Menderes’in Temmuz 1960’da Sovyetler Birliği’ne yapmayı planladığı önemli ziyaret de, 27 Mayıs Faşist Darbesi nedeniyle gerçekleşmedi.
Menderes, ABD/NATO’nun kontrolünden çıktığı için katledildi. Başvekilin bakanları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan da ABD’nin emrindeki darbecilerin “hışmına uğrayıp” infaz edildiler!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.