Bağımsız Müslüman Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı “dosta güven; düşmana korku vererek” ilerliyor…Resulayn ve Tel Abyad’ın YPG-PKK’lı teröristlerin işgalinden kurtarılmasıyla harekâtın ilk hedefi gerçekleştirilmiş oldu.Haydut Devlet ABD’nin teröristlerinden temizlenen Tel Abyad’da dört yıl sonra yenidenezan sesiyükseldi!*Suriye’nin kuzeyinde YPG-PKK’nın kontrolü altındaki her yerdeezan yasak!Bölgede, İslam düşmanlarından kurtarılacak her bir yer; yıllar sonra yeniden “ezanların okunması, tekbirlerin
Bağımsız Müslüman Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı “dosta güven; düşmana korku vererek” ilerliyor…
Resulayn ve Tel Abyad’ın YPG-PKK’lı teröristlerin işgalinden kurtarılmasıyla harekâtın ilk hedefi gerçekleştirilmiş oldu.
*
Bölgede, İslam düşmanlarından kurtarılacak her bir yer; yıllar sonra yeniden “ezanların okunması, tekbirlerin getirilmesi” anlamına da gelecek…
Haçlı & Siyonist İttifakı’nın Suriye’nin kuzeyinde PKK devleti kurma bir başka söyleyişle “İkinci İsrail’i inşa etme planı” TSK’nın Barış Pınarı Harekâtının bütün hedeflerine ulaşmasıyla birlikte berhava olacaktır.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar “Ele geçirdiğimiz bölgede bir DEAŞ hapishanesi vardı. Onun YPG’lilerce boşaltıldığını ve DEAŞ’lıların kaçırıldığını gördük” dedi!
*
Türkiye’nin kararlı mücadelesi, hem YPG-PKK’lı hem de DEAŞ’lı teröristlere yöneliktir.
Bölgede ABD’nin başını çektiği koalisyon güçleri ise “DEAŞ’la mücadele ediyoruz” diyerek DEAŞ’tan “alınan!” (boşaltılan) yerlere YPG-PKK’lı teröristlerini yerleştirdiler.
Bir terör örgütü ile mücadele bir başka terör örgütü eliyle yapılamaz.
Kaldı ki her iki terör örgütünü inşa eden de ABD’nin kendisidir: YPG-PKK’ya açıktan kumanda ediyor; DEAŞ’ı ise “kontrollü” oynatıyor, “kontra” yöntemiyle kullanıyor.
Velhasıl…
Başta ABD olmak üzere Batılı devletler için bu “DEAŞ Tıraşı” pek konforlu ve kullanışlı bir gerekçe/bir yalandır.
Türkiye’nin Barış Pınarı Operasyonu; ABD’nin başını çektiği Batılı Terör Cephesinin aşağılık planlarını bozdu; onları çok zor bir durumda bıraktı.
Barış Pınarı harekâtımızı engelleyebilmek gayesiyle Türkiye’ye “Bakın, siz YPG’yi hedef aldınız; bundan dolayı DEAŞ yeniden sahneye çıktı” yalanını fışkırtabilirler!
-Daha önce benzer bir düzenbazlığı yapmışlardı.
Geçtiğimiz yıl, her fırsatta “DEAŞ’ı yüzde yüz yendik! DEAŞ’ı bitirdik!” diye açıklamalar yapan Donald Trump ile avenesinin; şimdilerde TSK’nın askeri harekâtına yönelik olarak kalkıp “DEAŞ’la Mücadele” sorumluluğundan falan bahsetmesi de ayrıca bir sahtekârlık örneğidir.
Trump’ın sağı solu belli değildir; sabahtan akşama kadar “birbirine zıt açıklamalar” yapabiliyor! Güvenilmez, fırıldak bir karakterdir.
Türkiye, Sarı Kovboy’a asla güvenmemelidir…
Bununla birlikte, Trump’ın itiraflarını her bir vesileyle iyi değerlendirmeli yani “koz” hesabına kullanmalıdır. Yeri geldikçe, bu itirafları Washington’ın suratına çarpmalıdır!
-Başkanlık seçimi kampanyasında “DEAŞ’ı Obama ile Sahtekâr Hillary birlikte kurdu” diye konuşmuştu…
-Yine seçim kampanyası sırasında “15 Temmuz’da 13 CIA görevlisi Türkiye’deki darbeye yardım etti” demişti…
*
Trump’ın itiraf ettiği “PKK’lı ile ortaklık” olayı, kendi başkanlığı dönemi için de geçerli olmaya devam ediyor!
Ortaklığın da ötesinde; PKK terör örgütüne komuta eden bir ABD var: Bölgedeki YPG-PKK’lılar, aynı zamanda birer Amerikan askeridir!