TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu, ''Türkiye''nin Batı dünyasıyla sürekli çatışan, Doğu''da da karşılık bulamayan bir ülke konumuna geldiğini'' söylüyor...TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz da ''Batılı ülkelere yönelik sert çıkışlardan'' yakınıyor...Özetle, TÜSİAD ''Batı''dan kopmak çıkmaz yol, yeniden yüzümüzü Batı''ya dönelim!'' diyor.Daha da açalım...''Eskisi gibi yine Batı Kulübü''nün vesayeti altına girelim, Batı''nın politikalarına teslim olalım'' demek istiyorlar!Ankara''nın
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu, ''Türkiye''nin Batı dünyasıyla sürekli çatışan, Doğu''da da karşılık bulamayan bir ülke konumuna geldiğini'' söylüyor...
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz da ''Batılı ülkelere yönelik sert çıkışlardan'' yakınıyor...
Özetle, TÜSİAD ''Batı''dan kopmak çıkmaz yol, yeniden yüzümüzü Batı''ya dönelim!'' diyor.
Daha da açalım...
''Eskisi gibi yine Batı Kulübü''nün vesayeti altına girelim, Batı''nın politikalarına teslim olalım'' demek istiyorlar!
Ankara''nın Washington''dan bağımsızlaşması, bu yöndeki dış politikası; baronların hâkim olduğu Eski Rejim''i birebir simgeleyen ''Batıcı TÜSİAD''ı fevkalade rahatsız ediyor, sızlanmaları bundandır!
Türkiye''nin eski nüfuz alanında yeniden söz sahibi olması, bölgesindeki etkin konumu ''ABD ve İsrail''in vesayetinden kopuş'' anlamına geliyor.
Hazmedemedikleri işte bu kopuştur!
*
''Türkiye''nin Batı Kulübü''ne geri dönmesi'' mi?
Darbeler, cuntalar, faili meçhuller, ekonomik krizler, IMF anlaşmaları vs. düzenine dönmek...
Bir bakıma ''ölümlerden ölüm beğenmek''tir!
Ankara''nın sert çıktığı, mücadele ettiği...
Türkiye''ye uzun yıllar boyunca kan kusturan ''İçerideki Batıcı Vesayet'' ile o vesayetin ardındaki malum devletlerdir.
*
İçimizdeki Amerikan muhipleri de TÜSİAD''ın böylesi çıkışlarına ''bel bağlamış'' durumdalar...
28 Şubat davasında sıranın Büyük Sermaye''ye gelmesini istemeyenlere, Derin Baronlar''ı her daim baş tacı edenlere dikkat buyurunuz!
''BRİFİNG VEREN'' TÜSİAD
28 Şubat''tan hemen önce ''İstanbul Baronu'' Bedrettin Dalan, ''Çevik Bir''e dört saat brifing'' vermişti de, sonradan bunu böbürlenerek anlattığı ortaya çıkmıştı.
Refahyol''a havlu attırılmasından birkaç ay sonra yani 3 Aralık 1997 tarihinde Genelkurmay''a brifing veren de TÜSİAD''dı!
O dönemde generaller, medyadan yargıya uzanan geniş bir yelpazede hemen herkese brifing verirlerken...
İşadamlarının generallere brifing vermesi mi, askerlerin de üzerindeki güç merkezini yani derin baronları işaretliyordu!
ON YIL ÖNCE, ON YIL SONRA
Şimdi de, on yıl önce Milliyet gazetesinin birinci sayfasında yer alan bir başlığı hatırlayalım:
-TÜSİAD Tomahawk''ı! (27 Mart 2003)
O vakitler henüz beş ayını bile doldurmamış bir hükümeti, başta dönemin TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan olmak üzere belli başlı işadamları adeta topa tutmuşlardı!
''Hazırlıksız çıktılar. Dünyadan tecrit olduk. Elli yıl bile geri gidebiliriz. Türkiye hayallerine, ideallerine veda edebilir'' diyorlardı.
Tezkere reddedildiği için öfkelilerdi:
AK Parti Hükümeti''ne ''Tomahawk!'' atan işadamları ''ABD''den ve AB''den kopamayız'' diye feveran ediyorlardı!
''Tesadüf'' bu ya...
TÜSİAD''ın çiçeği burnunda hükümete ''füze'' sallamasından bir gün sonra (Milliyet''in haberiyle aynı gün) İstanbul''un baronları Doğan Holding''de toplanmışlardı!
... ... ...
On yıl önce, on yıl sonra:
Yani? Aynı Batı''cı nakarat!
*
Batı''cı, Gezi''ci ve dahi ''Çevreci'' Mustafa KOCH''un...
Yatındaki tuvaletlere değil de...
''Denize bevlettiğini'' gösteren fotoğraflara...
TÜSİAD, ne buyurur acaba?
Sarımsaklayıp da mı saklarlar?
Yoksa...
O resimleri yayınlayanlara da...
''Tomahawk!'' mı atarlar?
