Kemal Bey, Hacıbektaş’taki anma töreninde “İhanetten, kötülükten, menfaatperestlerden arınacağız” dedi. Hususi Bey ile İmamson Efendi de oradaydı. En başta “ihanet” vurgusu, adrese teslimdi. Mesajı aldıklarını söylemeye gerek var mı? *** 2010’da kasetle gelen Kemal Kısakılıçdaroğlu… Lafı muhataplarının yüzüne çakarken… Deniz Baykal’a “ihanet” edenin kim olduğunu da hatırlamış mıdır, acaba? *** “Men dakka dukka” deyip geçelim! EVSAHİBİ Bir ay önce Hacıbektaş’taki bir açılışta konuşan İmamson, bu
Kemal Bey, Hacıbektaş’taki anma töreninde “İhanetten, kötülükten, menfaatperestlerden arınacağız” dedi.
Hususi Bey ile İmamson Efendi de oradaydı.
En başta “ihanet” vurgusu, adrese teslimdi.
Mesajı aldıklarını söylemeye gerek var mı?
***
2010’da kasetle gelen Kemal Kısakılıçdaroğlu…
Lafı muhataplarının yüzüne çakarken…
Deniz Baykal’a “ihanet” edenin kim olduğunu da hatırlamış mıdır, acaba?
***
“Men dakka dukka” deyip geçelim!
Bir ay önce Hacıbektaş’taki bir açılışta konuşan İmamson, bu ilçemizde “bir ev aldığını” açıklarken şöyle demişti:
“Sayın önceki dönem genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da böyle bir niyeti vardı…
Bir kere benim evim zaten Kılıçdaroğlu’nun da evidir…
Dolayısıyla biz evimizin anahtarını bir tane değil iki tane yaparız, birini Kılıçdaroğlu’na veririz.
Hatta üçleriz onu, öbürünü de Özgür Özel’e veririz.”
***
İmamson, bu espriyle karışık sözleri ile aslında şunu söylemeye çalışıyordu:
“Ne Kılıçdaroğlu, ne de Özel; CHP’de ev sahibi benim!”
Kılıçdaroğlu, geçenlerde yeniden adaylığına ilişkin olarak “Delegeler gel derse, düşünürüm” demişti.
“Pes etmedim; yıkılmadım ayaktayım” demeye getiriyor ki…
Zaten evinin mutfağında değil, Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki çalışma ofisinde konuşlandı!
***
Kemal Bey, Hususi Bey’e karşı kurultayı “son düzlükte nasıl kaybettiğini” ayrıntılarıyla biliyor.
Acısı, halen daha içinde…
İmamson Prodüksiyon’un son bir haftadaki “indirmelerini veyahut bindirmelerini” unutması mümkün değil!
Kılıçdaroğlu’nun eski koltuğuna dönebilmesi mi; neredeyse imkânsız görünüyor.
-Öyleyse, nedir?
Ekrem İmamson Efendi’nin Cumhurbaşkanlığı hayallerini berhava edebilmek uğruna, var gücüyle “elinden ne geliyorsa” çalışacaktır.
-Kaldı ki, sessiz ve törensiz bir açılış da yaptı!
***
CHP içindeki “ilan edilmemiş” mücadelede…
“Yavaş, yavaş” ilerleyen “Sakin Güç” Mansur Bey’in…
Mister İmamson’u alt edebilme potansiyelinin farkında olduğuna kuşku yoktur.
Bay Kemal’in, medyamızın Teke Tekçi Leon’u Mösyö Altaylı’ya karşı giriştiği tivit bombardımanı; şahsi bir mesele değildir, aslında CHP ile alakalıdır.
-İmamson’a karşı Altaylı üzerinden topa girdi!
***
Ekrem’i “Müdafaa” eden gazetecilerin Kemal Bey’i hedef almaları da boşuna değildir.
“Geçmişteki Evladı” Ekrem, Kılıçdaroğlu’nun partideki ve tabandaki hareket kabiliyetini yok etmek, en azından etkisiz hale getirmek istiyor.
***
Vaktiyle Kemal Bey’i CHP’nin başına getiren Komprador Büyük Sermaye; geçtiğimiz Kasım’daki kurultayda, kendisini “Pek Hususi bir operasyonla” tasfiye etmişti.
Kompradorların mavi boncuğu İmamson’da…
Hususi Bey ise “bu minvalde vazife yapan” bir trafik memurudur!
Kemal ile Fatih’in “şahsi olmayan kavgasında” gündeme gelmeyen…
Gelmesi de zaten “zinhar” mümkün olmayan iki kritik soruyu siyasi fırına sürerek bitirelim, bu yazımızı!
***
Mesela: Teke Tekçi Leon’un, Kılıçdaroğlu’na şöyle bir soru yönelttiğini varsayıyoruz:
-Kasım 2009’da Frankfurt’taki Kempinski Otel’de yaşadığınız fevkalade kritik hadise neydi?
***
Hikâye bu ya; farzımuhal, Mister Kılıçdaroğlu da Mösyö Leon’a şöyle soruyor:
“Müteveffa Coşkun Kırca ile Galatasaraylılık dışındaki derin irtibatınız neydi?”