MHP lideri Devlet Bahçeli “Gerekirse, ben de Afrin’e gider; bu vatan ve bu millet için seve seve canımı veririm” diyor. Peki ya, CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor?“-Afrin’e girilmesini asla doğru bulmuyorum!”Devlet Bahçeli, Türkiye’nin milli menfaatleri için “canını seve seve vereceğini” ilan eden bir siyasi liderdir; Kemal Kılıçdaroğlu ise “Kuzey Suriye’de bir PKK devleti kurmak” isteyen ABD’nin çıkarları namı hesabına konuşlanmış bir genel başkandır…Afrin Harekâtı bahsindeki bu
MHP lideri Devlet Bahçeli “Gerekirse, ben de Afrin’e gider; bu vatan ve bu millet için seve seve canımı veririm” diyor. Peki ya, CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor?
“-Afrin’e girilmesini asla doğru bulmuyorum!”
Devlet Bahçeli, Türkiye’nin milli menfaatleri için “canını seve seve vereceğini” ilan eden bir siyasi liderdir; Kemal Kılıçdaroğlu ise “Kuzey Suriye’de bir PKK devleti kurmak” isteyen ABD’nin çıkarları namı hesabına konuşlanmış bir genel başkandır…
Afrin Harekâtı bahsindeki bu karşılaştırmayı yaptığımızda; “millilik” ile “gayrı millilik” arasındaki devasa farkı izah etmeye, anlatmaya yarayan ibretlik bir örnek de vermiş oluyoruz!
CHP’nin genel başkanı, ABD’ye meydan okuyan Bağımsız Müslüman Türkiye’ye karşıdır! “Ankara’nın milli politikalarından” fevkalade rahatsızdır!
*
“Benim Adım Kemal!” mütemadiyen Ankara’yı hedef alıyor; buna mukabil, Washington’a yönelik bir tek eleştirel cümlesi dahi yok…
Eh, “ABD’nin Ankara’daki büyükelçiliğinden sufle alan bir genel başkandan” bahsediyoruz!
Ankara’ya tam dört yıldır TIR’larla ilgili olarak iftira atan da; Washington’un YPG/PKK terör örgütüne beş bin TIR’dan fazla silah sevkiyatına gıkını çıkarmayan da kendisidir!
ABD’nin, YPG/PKK+DEAŞ+FETÖ terör örgütlerinin patronu olmasıyla artı Washington’ın bölgede “PKK devleti” kurma planı ve gayretiyle ilgili herhangi bir şikâyetini duyan, gören, bilen var mı?
*
Devlet Bahçeli, partisinin Antalya’daki toplantısında “Afrin’e girmeyeceksek Zeytin Dalı Harekâtı’nı neden başlattık? Niye, bunca emek ve şehit verdik?” diye isabetle sordu ve “Kılıçdaroğlu nasıl kıvranırsa kıvransın, Afrin tepeden tırnağa mutlaka teröristlerden arındırmalıdır” diye konuştu…
Kemal Kılıçdaroğlu ise dünkü Hürriyet’te yer alan röportajda “Afrin’in içine girilmesi farklı bir şey: Yaklaşık beş yüz bin nüfusa sahip bir kente niye gireceksiniz? Kimlerin terörist olduğunu nasıl ayıracaksınız?” diyordu!
Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin dolaylı anlamı “YPG/PKK’ya dokunmayın!” demektir!
Yani? Ana Muhalefet Partisi’nin başındaki şahıs, Afrin’in teröristlerden temizlenmesini istemiyor!
“Afrin’in merkezi YPG/PKK teröristlerinden temizlenmediği takdirde” ne olacağı aşikârdır: Türkiye’nin güvenliği tehdit altında olmaya devam edecektir!
Bir başka söyleyişle “Afrin’e girmeyin!” demek; “YPG/PKK’ya, Türkiye’ye saldırmayı sürdürün!” demekle eş anlamlıdır…
Bunun adı da, -ABD’nin askeri konumundaki- terör örgütüyle işbirlikçiliktir!
21 Ekim 2014’te “Bizim için YPG terör örgütü değildir. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur!” diyerek YPG/PKK terör örgütüne koltuk çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’dur…
Hal böyleyken; Hürriyet’teki röportajda “YPG’ye defalarca terör örgütü dedik…” diye -büyük bir pişkinlikle- konuşabiliyor!
*
Kılıçdaroğlu’nun “terör örgütü olarak görmediği” YPG/PKK teröristleri; Haydut ABD’nin komutasındaki saldırılarına devam ediyor ve hak ettiği karşılığı da alıyor. Afrin’de teröristleri bozguna uğrayan Amerikan Devleti ciddi bir bunalım yaşıyor.
Afrin’den sonra sıranın Menbiç’te olduğunu bildikleri için de Zeytin Dalı Operasyonu’nun sınırlandırılmasını istiyorlar…
Bu doğrultuda; Terörizmin Mühendisi olan Haydut Amerikan Devleti’nin Dışişleri Bakanı Tillerson ile Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın “eli kulağındaki” Türkiye ziyareti dikkat çekiyor.
PKK’lılarla birlikte görüntülenen Amerikalı Terörist General Paul Funk, Menbiç’ten çekilmeyeceklerini söylüyor ve “Benim işim savaşmak” diyerek Türkiye’ye hareket çekiyor!
Bu küstahlığın ardından; tutup bir de Ankara’ya geliyorlar!
Dolayısıyla; ziyaretin bir kıymeti yoktur.
Bu saatten sonra; ABD ile konuşacak bir şey kalmamıştır…
Mevzubahis görüşmelerde, ABD’nin herhangi bir sözüne veya “güvencesine” asla itibar edilmemelidir!
Haydut ABD’nin, yeni bir “oyalama” taktiğidir; “düzenbazlık” girişimidir!
Afrin’in, Sam Amca’sının teröristlerinden temizlenmesinden sonra, Menbiç mecburi istikamettir…
Haliyle, şu küstah Amerikalı general de “dünyanın kaç bucak olduğunu” görecektir!
Yani? İnceldiği yerden, kopacaktır!
#PKK
#Terör
#Afrin
#TSK
