Ertesi günkü Cumhuriyet’te “Her dönemin karanlık ismi: Enver Altaylı” başlığı okunuyordu.
Gazete “Altaylı’nın, Uğur Mumcu’yu karanlık ilişkilerini deşifre ettiği için hedef gösterdiğine” dikkat çekmişti.
Bu minvalde, Mumcu’nun 1979 ve de 1980’de Enver Altaylı’dan söz eden yazıları hatırlatılmıştı.
***
Enver Altaylı “Ruzi, 12 Eylül 1980’deki darbeyi bana bir yıl önce bildirdi” demişti. (17 Şubat 2013, Habertürk)
CIA’in Türkiye’de de görev yapan (1959-1971) Özbek asıllı casusu Ruzi Nazar’ın talebesi olan Enver Altaylı, 2017’den beri FETÖ’den tutukludur:
Hakkındaki iddianame, CIA ile bağlantılarını ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesindeki derin faaliyetlerini belgeleriyle ortaya koydu!
***
Bütün bunlardan sonra, şu soru akla geliyor:
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP “Uğur Mumcu’nun açtığı yoldan mı yürüyor; yoksa Enver Altaylı’nın yolundan mı?”
Sualin cevabını, Washington’ın kontrolündeki Kemal Bey’in 15 Temmuz hakkında ısrarla yaptığı gözbağcılıkta bulmak mümkündür:
-Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’a “Kontrollü Darbe” demeye devam ediyor!
Böylelikle: 15 Temmuz darbesinin talimatını veren Fetullah’ın, girişimin berhava olmasından sonra “Bu bir tiyatrodur” demesiyle “aynı kapıya” çıkıyor!
CHP’nin Başı, Enver Altaylı’nın CIA ve FETÖ bağlantılarının deşifre olmasıyla hiç ilgilenmiyor.
Bu Sıcak Patates mevzuda Meral Akşener de zinhar topa girmiyor.
Akşener’in partisinde İstanbul İl Başkanı olan Saltuk Buğra Kavuncu’nun dayısı Enver Altaylı’dan bahsediyoruz!
***
CIA&FETÖ’nün Hacı Bey’i Enver Altaylı ile ilgili açığa çıkan derin gerçekler, 15 Temmuz’daki hain darbe kalkışmasının perde arkasında ABD’nin yer aldığını -bir kere daha- tescillemiştir.
Kılıçdaroğlu da Akşener de işbu gerçeğe itina ile gözlerini kapatıyor!
Dikkat buyurunuz, her iki genel başkan da…
“Şayet, 15 Temmuz’daki darbe girişimi başarılı olsaydı; kim Başbakan kim Cumhurbaşkanı olacaktı?” sorusuyla da “kasten” ilgilenmiyorlar!
Merhum Mumcu, 1989’daki bir yazısında…
Aydın Yalçın’ın çıkardığı Yeni Forum dergisinin NED’den aldığı paranın 50 bin dolarlık ilk taksitini deşifre etmişti!
***
Ruzi Nazar’ın Türkiye’de görev yaptığı yıllarda en yakın dostları arasında Aydın Yalçın da vardı!
***
27 Mayıs darbecilerinin danışmanlığını yapan “Bütün Hücreleriyle Amerikancı” Aydın Yalçın Yeni Forum’un başyazarıydı…
CIA’in kurduğu NED’nin (National Endowment for Democracy) katkılarıyla 16-19 Eylül 1991’de Bodrum Yalıkavak’taki Club Monakus’ta bir derin toplantı düzenlemişti!
Haliyle…
Şu satırlar ise Uğur Mumcu’nun “Papa, Ağca, Mafya” adlı kitabında (Sayfa: 174) yer alıyor:
“Paul Henze’ye evimde ‘Ruzi Nazar’ı tanıyor musunuz?’ diye sormuştum. Tanımıyorum yanıtını aldım…
‘Nasıl tanımazsınız? O da sizin gibi Ankara’da görev yapan bir CIA mensubudur’ diye üsteledikçe ‘Tanımıyorum’ demişti…”
(Görüşme, o dönemde Cumhuriyet muhabiri olan günümüzün Hürriyet yazarı Sedat Ergin’in aracılığıyla gerçekleşmiştir!)
***
1983’te Mumcu’ya “Ruzi Nazar’ı tanımıyorum” diye ısrarla yalan söyleyen Paul Henze, Nazar’la 1959’dan itibaren (27 Mayıs darbesinden bir sene öncesi) ABD’nin Ankara Büyükelçiliğinde birlikte çalışmaya başlamışlardı.
12 Eylül darbesini üstlerine “Bizim Çocuklar Yaptı” diye haber veren Paul Henze “Komünizmle Mücadele’nin İdeolojik Dinozoru” olarak biliniyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.