Şu satırlar; CIA ile bağlantılı Alman “gazeteci” Kai Diekmann’ın Hürriyet’teki “can dostuna” aittir: “Yeni eğitim yılının başlamasına günler kala öğrendik ki, cihat müfredat programına girmemiş. Cihat, Kuran’da elliden fazla yerde geçiyor. Ben kendi payıma torunlarıma din için cihadı değil, insanlık için barışı öğretmeye devam edeceğim.”
*
Bu sözlerin sahibi olan şahıs, ABD’nin Afganistan’ı ve Irak’ı işgalini “bütün hücreleriyle” desteklemiştir.
ABD’nin başını çektiği Batılı İşgal Koalisyonu’nun Afganistan’da üç buçuk milyon, Irak’ta ise bir milyon iki yüz binden fazla Müslüman’ı katletmesine “alkış” tutmuştur!
ABD ve NATO askerlerinin, her iki ülkede sayısız kez ‘bebekleri, çocukları, kadınları, masumları, sivilleri’ kasten öldürmesine “her defasında” koltuk çıkmıştır!
Hal böyleyken; bu düzenbaz, şimdi kalkmış zerrece utanmadan “insanlık için barış”tan falan bahsediyor…
*
Hıristiyanların ve Yahudilerin Müslümanlara karşı yürüttüğü her türlü savaşın kusursuz destekçisi olan bir “Özel Harp Gazetecisi”nden söz ediyorum!
Terör Devleti İsrail, uluslar arası sulardaki Mavi Marmara’da on masum Türk’ü katlettiğinde, İsrail’in katil komandolarını masum göstermeye yeltenen de…
O gemide saldırıya uğrayanları, kanları dökülenleri kabahatli bulan da; Katillerin Şakşakçısı Ertuğrul’dur!
*
Ertuğrul’un “toz kondurmadığı” Kai’nin on beş yıl süreyle (2001-2016) yönettiği Bild, Almanya’da gittikçe yaygınlaşan İslam düşmanlığını “besleyen” yayınları ihtimamla yapan bir gazetedir…
Derin Bild’in yöneticilerinden Nicolaus Fest, üç yıl önce köşesinde (27 Temmuz 2014) şöyle yazmıştı:
“Tanrı’ya inanmıyorum, ancak Hıristiyanlık ya da Yahudilik yahut Budizm beni rahatsız etmiyor. Beni sadece İslam rahatsız ediyor. Üstelik gittikçe artan bir oranda…”
Bağımsız Müslüman Türkiye’nin azılı düşmanı Ertuğrul ise bir söyleşisinde (Mayıs 2015) ağzındaki baklayı çıkarmış, “Bir tek şey istiyorum. Karıma da söyledim. Benim cenaze törenimi kilisede yapsınlar” diyordu!
*
Haçlı Kuvvetleri, ne zaman Müslümanlara savaş açsa; Ertuğrul, daima onların yanında saf tutmuştur.
İkinci Bush, 11 Eylül 2001’deki kurgusal saldırıların hemen ardından açıkça “Haçlı Seferleri”ni ilan etmişti!
Bush’un Amerika’sı, bu Haçlı söylemiyle ve tümüyle uydurma gerekçelerle Afganistan ile Irak’a çöktüğünde; bizdeki medyada “bu savaşların ne denli haklı, gerekli, isabetli olduğunu” anlatanların başını Ertuğrul Özkök denilen “savaş tamtamcısı” çekiyordu!
*
Dün, 11 Eylül Saldırıları’nın 16. yıldönümüydü…
Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Kai D. ile Ertuğrul Ö’nün, Kurgusal 11 Eylül’ün Onuncu Yıldönümü’nde “Ground Zero”da buluştuklarını hatırlıyorum!
İkiz Kuleler’in yerine yapılan yeni Dünya Ticaret Merkezi’nin hemen dibindeki binanın yirmi sekizinci katından Sıfır Noktası’na bakıyorlardı…
Her ikisi de 11 Eylül Saldırıları’nın Amerikan derin devleti tarafından tertiplendiği gerçeğine her defasında “komplo teorisi” etiketi yapıştırmıştır.
Bunu, “çok özel misyonları” gereği yapıyorlar.
Medyadaki varlık sebepleri; derin gerçeklerin perdelenmesine, hasıraltı edilmesine yardımcı olmakla birebir alakalıdır.
Ertuğrul, altı yıl evvel IMF eski başkanı Dominique Strauss Kahn’ın başrolünde yer aldığı malum hadisenin bir komplo olabileceğinde ziyadesiyle kuşkulanmıştır…
Buna karşılık; 11 Eylül saldırılarının perde arkasıyla ilgili bugüne kadar ortaya çıkan onlarca “kaçışı olmayan kanıt” karşısında, kılını dahi kıpırdatmamıştır; hiç ama hiç kuşkulanmamıştır!
Neden mi? Özel görevi, ABD hesabına iliştirilmişliği buna müsaade etmez de ondan!
11 Eylül günü çöken bina sayısı “iki” değil, “üç”tür.
Üçüncü bina, DTM7 binasıdır!
Bu kırk yedi katlı binaya, öyle “uçak yahut başka bir şey çarpmadığı” artı “hiçbir hasara uğramadığı” halde; DTM7 binası, nasıl olup da çökmüştür?
Ertuğrulgiller familyası, bundan asla şüphelenmez; bu soruya asla cevap aramaz!
*
Dünya Ticaret Merkezi kompleksinde ikiz kulelere “komşu”luk yapan binalardan olan işte bu DTM7 binası, İkiz Kuleler’den yedi saat sonra (yerel saatle 17.20’de) çökmüştü.
Bir bakıma; DTM7 binasını, 11 Eylül İllüzyonu’nun simgesi olarak kabul edebiliriz!
Televizyon kayıtları incelendiğinde, işte bu “kırk yedi katlı” binanın çöküşünün, “kusursuz bir simetri” oluşturarak, “endüstriyel yıkıma çok benzer” biçimde gerçekleştiğini görmek mümkündür.
DTM7 binasında, hiç kimse ölmemişti.
DTM7’nin enkazındaki bütün kanıtlar “el çabukluğu marifet” hızlı bir şekilde ortadan kaldırılmıştı!
Peki, ya…
‘Dünya Ticaret Merkezi’ alanının güvenlik denetimi işi hangi şirkete verilmişti?
Rumsfeld, gayrı meşru Irak işgali sırasında ABD’nin Savunma Bakanı idi!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.