Ekrem İmamson, Türkiye’yi İngilizlere şikâyet etmiş!Financial Times gazetesine “Erdoğan bir kez daha seçilirse, görevden alınabilirim!” demiş…*CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise İmamson’a şu sözlerle“Portakal, orada kal!”mesajı verdi:“Erdoğan bir daha seçim kazanamayacağına göre, endişeye de mahal yoktur…İBB Başkanımız, yeni dönemde belediye hizmetlerini çok daha rahat yerine getirecektir.”*Ezcümle…Kemal Bey’in Dublajcısı; İmamson’a“Aday değilsin!”demeye getirdi.EVVELİYATBeş buçuk ay öncesine gidersek…Ekrem
Ekrem İmamson, Türkiye’yi İngilizlere şikâyet etmiş!
Financial Times gazetesine “Erdoğan bir kez daha seçilirse, görevden alınabilirim!” demiş…
*
CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise İmamson’a şu sözlerle
“Portakal, orada kal!”
mesajı verdi:
“Erdoğan bir daha seçim kazanamayacağına göre, endişeye de mahal yoktur…
İBB Başkanımız, yeni dönemde belediye hizmetlerini çok daha rahat yerine getirecektir.”
*
Ezcümle…
Kemal Bey’in Dublajcısı; İmamson’a
“Aday değilsin!”
demeye getirdi.
EVVELİYAT
Beş buçuk ay öncesine gidersek…
Ekrem Müdafa Bey’in, İngiltere Büyükelçisi ile balıkçıda görüşürken “Türkiye’yi alabildiğine şikâyet ettiğini” tahmin etmemiz güç değildir.
BATI YALTAKÇILIĞI
Türkiye’deki
işbirlikçi siyasiler
, ülkelerini Batılılara şikâyet etmeyi pek severler.
*
Biden “Başkan” seçildiği vakit, Kemal Bey de böyle yapmıştı…
“Joe Biden’dan
Türkiye’deki demokrasi hareketlerini desteklemesini isteriz” demişti.
*
Piyonu FETÖ’ye 15 Temmuz 2016’da darbe girişimini yaptırtan, Türkiye’deki demokrasiye ateş açan ABD’nin…
O dönemdeki Başkan Yardımcısı Biden’dı!
*
2020’de Biden’ı tebrik ederken “demokrasi siparişi” veren Kılıçdaroğlu…
2019’da “Türkiye’deki muhalefete iktidar vaat eden” ABD Başkanı’ndan
“çok büyük bir beklenti”
içinde!
*
Şayet, hayalleri gerçekleşir de, Zillet İttifakı iktidara gelirse…
Ankara’nın tüm anahtarlarını Washington’a teslim edecek!
Eh, “Kontrollü Kemal” olmak işte böyle bir şeydir.
“KRAVATLI” TERÖRİST
Kemal Bey’in biteviye serbest bırakılmasını istediği Mister Demirtaş da bir başka “Kontrollü” siyasidir.
*
Kobani’yi bahane eden Ekim 2014’teki PKK kalkışmasının fitilini ateşleyen Selo Demirtaş’tı.
Bunu yapmadan sadece birkaç gün evvelinde Washington’daydı!
*
Demirtaş, Kobani davasının geçen haftaki duruşmasında
mahkeme heyetini
şu sözlerle tehdit etti:
“Bakalım, seçimden sonra başkaları da bu hücrelere tahammül edebilecek mi?”
KONTROLLÜ
“ESKİ TÜFEK”
“Onursal Başkan” sıfatını taşıyan…
HDPKK’nın eski vekili Mister Kürkçü ise çoktan kaşarlanmış “Kontrollü” bir elemandır.
Üç yıl önce TSK’nın Barış Pınarı Harekâtına ateş püskürürken, Türkiye’yi ABD’sine şikâyet etmişti!
KALBUR SAMAN İÇİNDE
Tam elli sene evvel (30 Mart 1972) Kızıldere Operasyonu’ndan sağ kurtulan
tek kişi
idi.
Samanlıkta saklanmasıyla meşhurdur!
Elli sene sonra bile, işte bu kanlı hadisedeki “pek kuşkulu konumunu” ikna edici bir biçimde açıklayamıyor.
KIZILDERE/KANLIDERE
Niksar’ın Kızıldere köyünde THKP-C lideri
Mahir Çayan
ile dokuz “devrimci yoldaşı” öldürülmüştü.
*
Kanlı askeri operasyon devam ederken…
Teröristler,
rehin
tuttukları ikisi İngiliz biri Kanadalı üç teknisyeni katletmişlerdi.
Bu üç kişi, Ünye ilçesindeki radar üssünde çalışıyorlardı.
“MAKARNACILAR”
Şimdi, Kızıldere makarasını geriye saralım:
Aranmakta iken,
Ankara
’dan Ünye’ye nasıl gelmişlerdi?
*
Kızıldere’de öldürülenlerden biri olan Ertan Saruhan, bir akrabası aracılığıyla makarna yüklü bir kamyon bulmuştu.
Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü, Ömer Ayna ve Cihan Alptekin; Aydınlıkevler kavşağının yakınındaki postanenin önüne yanaşan işte bu kamyona “brandalara sarılıp” yerleşmişlerdi.
*
Kürkçü -uzun yıllar önce Niğde Cezaevinde hapis yatarken- o sahneyi Uğur Mumcu’ya şöyle anlatmıştır:
“Ankara’nın
çıkışında, Emniyet görevlileri kamyonu durdurdu.
Ertan, o sırada İstanbul’da ele verilmiş olduğu halde kendi hüviyetini gösterip geçti.
‘Bu nasıl oldu?’
diye kuşkuya kapıldım.
‘Bizi bilerek mi saldılar?’
diye düşündüm.
Ancak, sıkıyönetim içinde yaşanan birçok hadiseyi hatırlayınca
‘laçkalık
son derece fazla; bunların birbirlerinden haberleri yok’ kanaatine vardım. (…)
Bizim çıkışımızı bilen bir yerden istihbarat almaları gerekirdi ki, bu imkânsızdı…
Bu işi bilen bir arkadaş bıraktık geride; ona bugün de güvenirim. Kötülük yaptığına ihtimal vermiyorum…”
(Uğur Mumcu, Çıkmaz Sokak, Sayfa: 47-48)
DERİN REFAKAT
Oysa: Makarna yüklü kamyon bilerek/kasten salıverilmişti!
Üstelik kamyona mesafeli bir şekilde refakat ediliyordu!
*
Öncesi de var…
Mahir Çayan, İstanbul’dan Ankara’ya bir müzik grubunun tuttuğu TIR kamyonundaki
“kontrbasın içinde”
saklanarak getirilmişti!
Derin Refakatçiler; kontrbasın indirilişine de Mahir Çayan’ın bir sonraki durağı (Ünye) için hazırlanışına da,
ona hissettirmeden
nezaret ettiler!
KONTROLLÜ FİRAR
Bir istasyon öncesinde; Mahir’lerin İstanbul Maltepe Askeri Cezaevi’nden kolaylıkla kaçışları da kontrollüydü!
Vaktiyle,
Memduh Ünlütürk
itiraf etmişti:
“Biz, Mahir’lerin hapishaneden kaçacağının bilgisini aldık.
Faik Türün
ve
Turgut Sunalp
ile toplantı yapıp durumu değerlendirdik…
Bir gün sonra, dört A
merikalı subay
geldi.
Bize
‘Bırakın kaçsınlar. H
atta kaçabilmeleri için ne gerekirse yapın’ dediler…
Hapisten kaçacaklar; izlenecekler;
neticede hiçbiri hayatta bırakılmayacaktı!”
#Faik Öztrak
#CHP
#Joe Biden
