ABD''nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone “Türkiye''ye terörle mücadelede verdiğimiz desteğin maliyeti günde 1 milyon doların üzerinde. Bu konuda, Türkiye''ye ABD''den daha fazla destek veren başka bir ülke varsa bunu bilmek isterim” diye konuştu, geçenlerde…PKK''nın elindeki Amerikan silahlarını, PKK itirafçılarının bu çerçevedeki çarpıcı ifşaatlarını veya Amerikan subaylarının düzenli olarak Kandil''e gidip teröristlerle toplantı yaptıklarına dair yakın geçmişteki ABD''yi “duvara dayayan” haberleri
ABD''nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone “Türkiye''ye terörle mücadelede verdiğimiz desteğin maliyeti günde 1 milyon doların üzerinde. Bu konuda, Türkiye''ye ABD''den daha fazla destek veren başka bir ülke varsa bunu bilmek isterim” diye konuştu, geçenlerde…
PKK''nın elindeki Amerikan silahlarını, PKK itirafçılarının bu çerçevedeki çarpıcı ifşaatlarını veya Amerikan subaylarının düzenli olarak Kandil''e gidip teröristlerle toplantı yaptıklarına dair yakın geçmişteki ABD''yi “duvara dayayan” haberleri bir kenara koyuyorum.
“Amerika, şu meşhur anlık istihbarat paylaşımını, dört yıldır Türkiye''den daha fazla PKK ile mi yapıyor, acaba?” diye sormakla yetiniyorum.
*
Francis Ricciardone''nin gözlerimize perde indirmeye yönelik açıklamalarına, geçen cuma attığı sürmanşetle destek veren Hürriyet''e ise teşekkür borçluyum.
“1 Milyon Dolardan Yarasa Çıktı” manşetini atan gazete, “PKK ile mücadelede Türkiye''ye istihbarat sağlayan Amerikan birimini bulmuş olmanın” gururunu yaşıyordu!
Anlık istihbaratı, ABD Donanması''na bağlı, maskotu “Yarasa” olan bir hava filosu temin ediyormuş:
“Karartma” dediğin işte böyle yapılır!
“Hürriyet, ne güne duruyor?” ya da…
“Amiral Gemisi, Amerikan politikalarının nesi oluyor?” sorularının cevabını vermeye yarayan, fevkalade aydınlatıcı bir haberdi; cuk oturdu, doğrusu…
*
Bu manşeti, geminin eski kaptanının, bir başka deyişle “nehir kenarı” adamının atmamış olması…
Sakın ha, sizleri yanıltmasın…
Yani?
“İliştirilmiş” manşetlerde devamlılık esastır.
*
Ayrıca…
“Nehir kenarı adamı, çoktandır denklemin dışında” diye düşünürseniz, fena halde yanılırsınız…
Zat-ı şahane, bir yandan “kimi yazarlarına” madalya töreni düzenlerken; diğer yandan da MHP''yi “ne kadar çok düşündüğünü” anlatıyor!
Şu cümle ona ait:
“Bu ülkede Türk milliyetçisi adı altında dolaşan insanlar eğer MHP''yi baraj altında bırakırlarsa, onlara şimdiden yuh olsun!”
İlhan Selçuk''un 2007 genel seçimi öncesinde birden bire “MHP''yi ne kadar çok sevdiğini” hatırlamasına benzer bir durumdur, bu…
Nehir kenarı adamının CHP-MHP koalisyonu “istediğini” açıkça yazmasını beklemeyin.
*
Rol icabı “tarafsız”ı oynamak zorunda olan Amerikan Büyükelçisi Ricciardone''nin…
Rüyalarını da “böylesi bir koalisyon” süslüyor olabilir mi?
CHP''li İzmir Büyükşehir Belediyesi''ne kısa süre önce bir polis baskını düzenlenmişti, ya…
Hemen ardından, Ricciardone de, Başkan Aziz Kocaoğlu''nu ziyaret etti:
“Tesadüf” eseri!
*
Bir süre önce, beş kişilik CHP heyetinin yoğun görüşmelerle geçen Washington ziyaretinde “Türkiye''nin yeni konumundan şikayetçi olmaları” da tamamen “tesadüf”tü…
Heyet, Türkiye dönüşünde “jet hızıyla” Ricciardone ile yemekte buluşmuştu.
*
CHP''nin, Amerikan Büyükelçisi''nin, bir de Hürriyet''in, Ergenekon davasına bakışının “tıpkı basım” oluşu da, tümüyle tesadüf!
*
Kambersiz düğün olur mu?
Güniz Sokak''taki Demirel''i de ekleyelim bu kulvara…
CHP ve MHP''ye “iki ayrı deste” vekil adayı yerleştiren “Baba” oturduğu yerde Başbakan''ın saldırısına uğradığını söylüyor.
“Mehmet Haberal''a vicdani destek dışında, hiçbir şey yapmadığı” iddiasında, Süleyman Bey…
Yeni Meclis''te…
İçinde yer aldığı cephe adına “ihtiyaç hasıl olursa” grup kurabilecek bir alternatif parti projesinin başına Mehmet Haberal''i düşünüyor olabilir mi, Demirel?
Bekleyip, göreceğiz.
Demirel, Başbakan''ın meydanlarda kendisi ile “uğraşmasından” yakınıyor. “Ne zamandır siyasette değilim. Bunu neden yaptığını anlamaya çalışıyorum” diyor.
Başbakan''ın “CHP''nin yeni Milli Şef''i!” çıkışının anlamını, en iyi Demirel bilir!
