2016’da Başkan Yardımcısı iken “Ben bir Siyonist’im! Siyonist olmak için ille de Yahudi olmak gerekmiyor” diyen Joe Biden’ın imza attığı skandala dairdir, bugünkü yazımız…Kasım ayındaki Başkanlık seçiminde Trump’ın rakibi olan Joe Biden’ın, 16 Aralık 2019’da FX televizyon kanalında The New York Times’ın editörlerine yaptığı Türkiye hakkındaki skandal açıklamalar geçen hafta gün ışığına çıktı.***“Endişeliyim. Erdoğan’a boyun eğmek zorunda değiliz. Ona, bedel ödetmeliyiz.Türkiye’de muhalefeti desteklediğimizi
2016’da Başkan Yardımcısı iken “Ben bir Siyonist’im! Siyonist olmak için ille de Yahudi olmak gerekmiyor” diyen Joe Biden’ın imza attığı skandala dairdir, bugünkü yazımız…
Kasım ayındaki Başkanlık seçiminde Trump’ın rakibi olan Joe Biden’ın, 16 Aralık 2019’da FX televizyon kanalında The New York Times’ın editörlerine yaptığı Türkiye hakkındaki skandal açıklamalar geçen hafta gün ışığına çıktı.
***
“Endişeliyim. Erdoğan’a boyun eğmek zorunda değiliz. Ona, bedel ödetmeliyiz.
Türkiye’de muhalefeti desteklediğimizi açıkça gösterip Erdoğan’ı yenecek duruma gelmelerini sağlamalıyız” diyor, Joe Biden…
Sonra “Darbe ile değil ama seçim süreci ile” diye de ekliyor.
DÜŞMANLIĞIN BELGESİ
Biden’ın bu sözleri Bağımsız Türkiye’nin varlığına, egemenliğimize ve de milli iradenin tercihine kahpece bir saldırıdır.
Haydut ABD’nin Türkiye’mize yönelik azılı düşmanlığının; -Başkan Yardımcılığı yapmış, şimdi de Başkan olabilmek için yarışan bir şahsın ağzından- açıkça ifade edilmesidir.
Tam da burada…
Joe Biden’ın 15 Temmuz 2016’da hangi koltukta oturduğunu hatırlamalıyız!
ABD’nin FETÖ’sü eliyle gerçekleştirdiği darbe kalkışması sırasında, Başkan Barack Obama’nın “Yardımcısı” sıfatını taşıyan Joe Biden’ın 15 Temmuz’daki bu darbe ve işgal girişiminin “beyin takımında” yer aldığı, yani derin saldırının bir parçası olduğuna kuşku yoktur.
Hal böyleyken…
New York Times’ın editörlerine “Darbe ile değil seçim süreciyle” demesi “yasak savma kabilinden” bir laftır.
Kaldı ki…
ABD’nin Türkiye’mizdeki seçim sürecine herhangi bir müdahaleye yeltenmesi veya bunu kendinde bir hak olarak görmesi hatta buna niyet etmesi bile…
Fevkalade sorunludur, had bilmezliktir, alçakça bir plandır, skandalın ta kendisidir.
***
Biden’ın son Yerel Seçimleri kast ederek “İstanbul’dan dışarı atıldılar” cümlesi bile tek başına “bütün kötü niyetlerini, Türkiye’ye nasıl baktıklarını, düşmanlıklarını” ele veren aşağılık bir lakırdı olarak kayda geçmiştir.
EN İYİ BELGE İTİRAFTIR
Yıllar boyunca ve elbette son zamanlarda da “Dış Güçler söylemi komplo teorisidir, bir paranoyadan ibarettir. Üst Akıl diye bir şey yoktur. Hani Dış Mihrak nerede?” gibi klişe laflarla derin gerçeklerin üzerini örtebilmek için gayretkeşlik yapan içerideki Batıcıların, Batı putçularının, iliştirilmiş etki ajanlarının alayına da bir çift sözümüz var!
***
15 Temmuz darbe girişiminin berhava olmasıyla büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Joe Biden’ın bahse konu skandal sözleri…
Dış Güçlerin, Dış Mihrak’ın yahut Üst Akıl’ın bir anlamda “cürmümeşhut halinde enselenmesi” demektir.
Dış Güçler gerçeğinin, -hem de kendi ağızlarıyla, kendi seslerinden- belgesidir!
***
Her daim söylediğimiz gibi: En iyi belge, itiraftır.
KUTU, KUTU REÇEL
2015’te “Dış Güçler, Üst Akıl, Paralel Yapı gibi laflar komplo teorisidir” diyen Taha Akyol’dan; bütün bir köşe yazarlığı hayatı “Bırakın bu komplo teorilerini; Dış Güçler lafını!” demekle geçen 007 Ertuğrul’a kadar alayı…
Joe Biden olarak dile gelen Uncle Sam’in yani “derin amcalarının” itirafıyla fena halde yamuldular, dümbür düdük” oldular.
***
Söz konusu yamulma, hiç kuşkusuz…
“Dış Güçler de Dış Güçler! Hani nerede bu Dış Mihrak?” falan diye her bir fırsatta mevzuyu alaya alan ve böylelikle “hakikati perdelemeye” yeltenen muhalefetteki siyasi portreler için de geçerlidir.
#Joe Biden
#Dış güç
#ABD
